Translation of "öğrendim" in Japanese

0.022 sec.

Examples of using "öğrendim" in a sentence and their japanese translations:

Sonradan öğrendim ki,

私が学んだのは

Biraz Fransızca öğrendim.

フランス語を少しかじりました。

İngilizce'yi böyle öğrendim.

それが私が英語を学んだ方法です。

Ben gerçeği öğrendim.

私は真実を見いだした。

Onsuz yaşamayı öğrendim.

僕は彼女無しに生きる術を学んだ。

Bunu anaokulundayken öğrendim.

それ習ったの、私が幼稚園の時だよ。

Bunu ezbere öğrendim.

- 暗記した。
- 暗記しました。

- Ben onun nerede olduğunu öğrendim.
- Onun nerede olduğunu öğrendim.

彼女が何処にいるかが解った。

Onun nerede olduğunu öğrendim.

彼女が何処にいるかが解った。

Kate'in zengin olduğunu öğrendim.

ケイトは金持ちであることがわかった。

Sorunu nasıl çözeceğimi öğrendim.

私はその問題を解く方法が分かった。

Tom'un nerede yaşadığını öğrendim.

トムがどこに住んでいるか分かった。

Tom'dan çok şey öğrendim.

- トムにはたくさんのことを教えてもらった。
- トムからたくさんのことを学びました。

Almanca yerine Fransızca öğrendim.

- 私はドイツ語の代わりにフランス語を勉強した。
- 私はドイツ語ではなくフランス語を学んだ。

Senden çok şey öğrendim.

あなたからさまざまなことを学びました。

Acımı görmezden gelmemeyi öğrendim.

私は自分の痛みを無視するなと学びました。

Duyduklarımdan çok şey öğrendim.

いいこと聞いたわ。それって勉強になったわ。

Ondan çok şey öğrendim.

私は彼からたくさんのことを学んだ。

Mektup vasıtasıyla gerçeği öğrendim.

私はその手紙で真実を知った。

Sonunda ne olduğunu öğrendim.

漸く、私は何が起きたのか分かった。

Ben Yunan kültürünü öğrendim.

私はギリシャ文化について学んだ。

Tom'dan çok şeyler öğrendim.

- トムにはたくさんのことを教えてもらった。
- トムからたくさんのことを学びました。

Soruşturmada onun dışarıda olduğunu öğrendim.

問い合わせてみて、彼女は不在だとわかった。

Takuboku'nun şiirlerinin birçoğunu ezbere öğrendim.

僕は啄木の詩の多くを暗記した。

Gitar çalmayı kendi kendime öğrendim.

- 私はギターの弾き方を独習した。
- ギターを自己流で覚えてるんだ。

Tom'un uçağının nereye çarptığını öğrendim.

トムの飛行機が墜落した場所を見つけた。

Tom'un neden geç kaldığını öğrendim.

どうしてトムが遅れたかわかった。

Bill'in babasının hasta olduğunu öğrendim.

私はビルのお父さんが病気だと知った。

Kısa sürede nasıl yüzeceğimi öğrendim.

- 私はすぐに泳ぎ方を身につけた。
- 私は程なく泳ぎ方を身に付けた。

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

私は10才の時、ギターを覚えました。

Tom'dan gerçekten çok şey öğrendim.

トムには本当にたくさんのことを教えてもらった。

İşte ben İngilizce'yi böyle öğrendim.

- これがわたしが、勉強をした方法だ。
- これが、私が英語を勉強した方法だ。

Kendi deneyimlerimden, kesinlikle bunu öğrendim.

このことは 私自身にも当てはまります

Onun kitaplarından çok şey öğrendim.

私は彼の本からたくさんのことを学んだ。

Bugün yeni bir kelime öğrendim.

今日は新しい単語習ったんだ。

Bu sakin, muhteşem hayvanlardan şunu öğrendim;

そこで私はこの穏やかで 素晴らしい動物たちから

Insanların gürültücü ve korkutucu olduğunu öğrendim.

「人間はうるさくてゾッとする」と学びました

Ucuz olarak nerede meyve alacağımı öğrendim.

果物を安く買えるところを見つけたんだ。

Burada ve orada biraz Fransızca öğrendim.

フランス語を少しかじりました。

Büyükannemi izleyerek yünü nasıl öreceğimi öğrendim.

- 私はおばあちゃんがするのを見てウールの紡ぎ方を覚えました。
- おばあちゃんのやり方を見ながら、羊毛の紡ぎ方を覚えました。

Ben onun hakkında tamamen tesadüfen öğrendim.

- 私がそれに気づいたのはほんの偶然に過ぎません。
- 私がそれに気がついたのはほんの偶然に過ぎません。

Ben Avrupa'ya gitmeden önce Fransızca öğrendim.

ヨーロッパに行く前、フランス語を習いました。

Bu görüşleri sunan insandan kendimi soyutlamamayı öğrendim.

それを表明する人は 拒絶しないことを学びました

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

クメール語を流暢に 話せるまでになりました

Genç bir kızken step dansı yapmayı öğrendim.

私は少女の頃にタップダンスを覚えました。

Onun derslerine katıldım ve resim yapmayı öğrendim.

私は彼の授業に出て絵を覚えました。

Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..

私は16の時、バイクの乗り方を習いました。

Mangalardan hayatta önemli olan her şeyi öğrendim.

人生で大切なことはすべて漫画から学んだ。

Daha sonra, onun gerçek adının Tom olduğunu öğrendim.

後になって、あいつの本当の名前がトムだってわかったんだ。

Hemşire olduğunu düşündüğüm kadının aslında doktor olduğunu öğrendim.

私が看護婦だと思っていた女性は医者であることがわかった。

Ve yuvarlanan serum askımı bir kaykay gibi kullanmayı öğrendim.

キャスター付き点滴スタンドを スケボーのように使えるようになりました

On sekiz yaşındayken araba kullanmayı öğrendim ve ehliyet aldım.

18歳のとき、自動車の運転を習って、免許を取りました。

Bazı tilkilerin burada bu dağda yaşadıklarını son zamanlarda öğrendim.

この山には狐が住んでいるということが最近わかった。

Çok teşekkür ederim. Bir kez daha çok şey öğrendim.

ありがとうございます。また一つ勉強になりました。

Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.

俺は知ってる サバイバルでは少しの タンパク質も見逃せない

Geçen yıl ilkbaharda aşçılık kursuna gittim ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

去年の春、料理教室に通って、パンの焼き方を覚えました。

Ben hayatımda öğrenmem gereken her şeyi bir kardan adamdan öğrendim.

人生で知らなきゃいけない事は、みんな雪だるまから学んだ。

Evin küçük yılanlarla istila edilmiş olduğunu öğrendim. Onlar her yerde.

その家にガーターヘビが出ることが分かった。あいつらはどこにでもいるぞ!

Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

去年の春、料理教室に通って、パンの焼き方を覚えました。

Bu kitap için teşekkürler, bu böcek hakkında bazı ilginç şeyler öğrendim.

私はこの本のおかげでこの昆虫についていくつか面白い事実を知った。

- Hemşire sandığım kadının doktor olduğunu şimdi öğrendim.
- Hemşire sandığım kadının doktor olduğunu şimdi anlıyorum.

私が看護婦だと思っていた女性は医者であることがわかった。