Translation of "çıkmayı" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "çıkmayı" in a sentence and their japanese translations:

Grup dağa çıkmayı başaramadı.

一行はその山の登山に失敗した。

Dışarı çıkmayı tercih ederim.

どちらかと言えば出かけたい。

Parkta yürüyüşe çıkmayı severim.

私は公園を散歩するのが好きだ。

- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.

- 雨が降っている時に出かけるのは好きじゃない。
- 雨の中外へ出るのは好きじゃない。

Çocuklar karanlıkta dışarı çıkmayı sevmezler.

子供は暗がりには出て行きたがらないものだ。

Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

今日はむしろ外出したくない。

- Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
- Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

- 私は室内よりむしろ外に行きたい。
- 室内にいるよりも外に出かけたいかな。

Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.

暗くなってからは外出したくありません。

Babam bana gece dışarı çıkmayı yasaklıyor.

父は私が夜外出するのを禁止している。

Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

私は来年海外に行こうと思っている。

Gece tek başıma dışarı çıkmayı sevmiyorum.

夜ひとりで外出するのは好きじゃないの。

Bu akşam dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

今晩は外出したくない。

Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

家で休むくらいならむしろ外出したい。

Annem bu manto ile dışarı çıkmayı seviyor.

母はこのコートを着て出かけるのが好きです。

Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?

散歩に行きたいと思いますか。

Bu havada dışarı çıkmayı hayal bile edemiyorum.

- この天気に外出するなど想像もできない。
- この天気に外出するなど想像できない。

Bu pazar benimle çıkmayı isteyip istemediğini merak ediyorum.

次の日曜日ぼくとつき合ってもらえないかな。

Ertesi sabah New York için yola çıkmayı planlamıştım.

私は翌朝ニューヨークに向かう予定でした。

Kalabalık trenlerde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.

ラッシュアワーの電車で行くよりむしろ早く出かけるほうがいい。

Büyükbabam kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmayı bir kural haline getirdi.

私の祖父は朝食前に散歩するのを常としていた。

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

‎だが今は‎― ‎世界一長い夜を ‎生き抜いた喜びに浸ろう

Bugün hava güzel, bu nedenle evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

今日は天気がいいから、家にいるよりは出かけたい。

- Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.
- Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

- 私は来年外国へ行こうと思います。
- 私は来年海外に行こうと思っている。