Translation of "Çevre" in Japanese

0.022 sec.

Examples of using "Çevre" in a sentence and their japanese translations:

çevre kontrollü tarım yöntemi.

環境制御農業です

Çevre son derece acımasızdı,

生物を取り巻く環境は 過酷なものでした

Bu çevre tamamen değişti.

このあたりはすっかり変わってしまいました。

Çevre sorunlarına dikkat etmeliyiz.

私達は環境問題に注意を払わなければなりません。

Bu çevre çok tenha.

このへんはとてもさびしい。

5 Haziran, Dünya Çevre Günü'dür.

6月5日は世界環境デーです。

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

彼らは無公害の仕事に投資をしています

Çevre sorunları hakkında çok şey biliyorum.

私は環境問題について多くのことを知っています。

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.

- 環境汚染は、異常な気象状況を引き起こしている。
- 環境汚染は、異常気象を誘発している。

Bir çevre otelde bir yangın patlak verdi.

うちの近所のホテルで火が出た。

Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.

火星での居住についての コンペティションでした

Çevre kirliliği ile nasıl uğraşacağın ciddi bir konudur.

環境汚染にいかに取り組むかは深刻な問題である。

Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.

学生たちが公害反対運動の先頭に立った。

İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.

人類が環境を保護しなければ環境から人類は締め出されるだろう。

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

これは死の危険がないよ この環境にあるならね

Bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak

細胞とタンパク質で構成され 幹細胞の働きを変化させるような

çevre sistemindeki su tesisatı sorunları ve uzay aracını dolduran

、宇宙船 を 埋め尽くした 20マイルの電気配線の短絡に

Yeni Yıl Günü, birçok kişi, çevre türbelerini ziyaret eder.

元旦には近所の神社にお参りする人が多い。

Hükümet ve endüstri çevre kirliliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapıyor.

政府と産業界は公害との戦いで協力している。

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.

人間の行為が放射性物質よりも環境に危険だということは明らかです。

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

我が社もすぐにインターネットにアクセスできる環境を整えなくては取り残されてしまう。

Çevre kirliliğinin bir sonucu olarak gölde hiçbir yaşam formu mevcut değil.

汚染の結果、その湖には生物が何一ついない。

İşsizlik problemleri tabii ki önemli olsa da, çevre sorunları da oldukça önemlidir.

失業問題もさることながら、環境問題も大切だ。

- Köylülerin çevrede yaptığı tartışma oldukça canlıydı.
- Köylülerin çevre üzerine yaptıkları tartışma oldukça hararetliydi.

村の人たちが自然環境に関して話した議論は白熱した。

Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

組織培養の視点からは、この実験の環境はもっと厳密に規定されるべきである。