Translation of "Sorunları" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Sorunları" in a sentence and their japanese translations:

- Sorunları ele almalıyız.
- Sorunları denetimimiz altına almalıyız.

こちらで直接やったほうがいい。

Sorunları dikkatlice düşünmeliyiz.

私達はその問題についてじっくり考えなくてはならない。

Tom'un büyük sorunları var.

トムは大きな問題を抱えてるんだ。

Tom'un ciddi sorunları var.

トムは、深刻な問題を抱えている。

Onların kendi sorunları var.

彼らには彼らなりの悩みがある。

Sorunları çözülmemiş olarak bırakmamalısın.

問題を未解決のままにしておくのはいけません。

Bu sorunları da çözebilmek için

これらの課題に対処するために

İnovasyon, insani sorunları çözdüğümüz işlemdir;

イノベーションは 人間の問題を 解決するプロセスであり

Kendi yolunuzdaki sorunları fark etmiyorsunuz

まず 自分では 障害となっている課題に気付かない

Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.

金持ちにも貧乏人と同じく悩みがある。

Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.

家の地階に問題があるようだ。

Sağlık sorunları nedeniyle okulu bıraktı.

彼女は健康上の理由で学校をやめた。

Bütün sorunları tarafından depresyona girdi.

- 彼女はあらゆる難問に意気消沈していた。
- 彼女は自身の抱えている問題で落ち込んでいた。

Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.

彼はそうした問題をみんな楽々解いていった。

Bazı insanlar ayrılacak ve sorunları.

何人かは問題を起こします。

- Onun sorunları var.
- Başı belada.

彼は困っている。

Bilim hayatın tüm sorunları çözmez.

科学が生活のすべてを解決するわけではない。

Şehirlerimiz ciddi kirlenme sorunları yaratıyor.

わが国の都会は深刻な汚染問題を作り出している。

Sizin gibi aynı sorunları yaşıyoruz.

私たちは君たちと同じような問題を抱えています。

Bilim gelişirse bu tür sorunları çözebileceğiz.

科学が進歩すれば、このような問題は解決出来るようになる。

Grup, sosyal sorunları çözmek için çalıştı.

その団体は社会問題を解決しようとした。

O, durmadan ailesinin sorunları hakkında konuştu.

彼女は自分の家族問題についてどんどん話しつづけた。

Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.

誰にでも時には家庭内のもめごとはある。

Bu tür sorunları çözmede gerçekten iyiyim.

こういう種類の問題を解くのはとても得意なんです。

Çevre sorunları hakkında çok şey biliyorum.

私は環境問題について多くのことを知っています。

Tom gerçekten sorunları hakkında fazla konuşmaz.

トムは自分の問題について踏み込んで話さない。

Sorunları aşmak için çalışabileceğim en sıkı şekilde çalıştım.

欠点だと指摘された部分を 克服しようとしました

Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için

プロジェクト87で提起された問題に 取り組むために

Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.

私はあなたの提案に関していくつかの問題点を指摘したい。

Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.

この動物には何か遺伝的な問題があるようだ。

Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.

現代の社会問題はますます複雑化する傾向がある。

Farklı kutuplardaki insanlara bu sorunları ve bir genç olarak

こういった問題に別の側面から関わる 当事者の大人たちに

çevre sistemindeki su tesisatı sorunları ve uzay aracını dolduran

、宇宙船 を 埋め尽くした 20マイルの電気配線の短絡に

Biz sorunları çözmek ve bilgiyi düzenlemek için bilgisayarlar kullanırız.

我々は問題解決と情報整理のためにコンピューターを使う。

O televizyon programı sık sık yeni sorunları gündeme getirir.

そのテレビ番組は新しい問題をよく取り上げる。

Bu dergide eğitim sorunları hakkında ilginç bir makale var.

この雑誌には、教育問題についての興味深い記事が載っている。

Organların satışı yasal hale getirilirse potansiyel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.

もし臓器の販売を合法化したら、潜在的な健康問題が生じるかも知れません。

Berthier, askeri örgütlenme ve komuta sorunları üzerinde çalışmış ve çok düşünmüş

ベルティエは25年の任務を持つ准将

Test, sürekli iletişim sorunları nedeniyle durdurulmuştu ve Komutan Pilot Gus Grissom

絶え間ない通信の問題によりテストは中止され、コマンドパイロットのガスグリソムは

Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.

ニュージーランドのトンネルにはいろいろと問題があるそうですね。

İşsizlik problemleri tabii ki önemli olsa da, çevre sorunları da oldukça önemlidir.

失業問題もさることながら、環境問題も大切だ。

Japon ekonomik sorunları hakkında biraz bilgi almak için, bu kitabı çok faydalı bulacaksın.

日本の経済問題について何か情報を得るには、この本がおおいに役にたつでしょう。

Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.

洪水、激しい暴風、干魃、霜の冷害、空気汚染の問題などは全て現代社会にしばしば影響を与えている。