Translation of "Yarısı" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "Yarısı" in a sentence and their italian translations:

Öğrencilerin yarısı yok.

- Metà degli studenti sono assenti.
- Metà delle studentesse sono assenti.

Öğrencilerin yarısı yoktu.

Metà degli studenti erano assenti.

Zaten gece yarısı.

È già mezzanotte.

Elmanın yarısı çürümüştü.

Metà mela era marcia.

Kavunların yarısı yenildi.

Metà dei meloni sono stati mangiati.

Altının yarısı üçtür.

Tre è la metà di sei.

Tam gece yarısı.

- È solo mezzanotte.
- È solamente mezzanotte.
- È soltanto mezzanotte.

Çöreğin yarısı yenmişti.

Il panino rotondo era mezzo mangiato.

Şüphelilerin yarısı beyazdı.

Metà dei sospetti erano bianchi.

Neredeyse gece yarısı.

È quasi mezzanotte.

Vakit gece yarısı.

È mezzanotte.

Elmaların yarısı çürümüş.

Metà delle mele sono marce.

Onların yarısı öğrenci.

- Metà di loro sono studenti.
- Metà di loro sono studentesse.

Bunların yarısı Tom'un.

- Metà di questi sono di Tom.
- Metà di queste sono di Tom.

- Neredeyse gece yarısı oldu.
- Neredeyse gece yarısı olmuştu.

Era quasi mezzanotte.

Diğer yarısı ise azalmıştı.

L'altra metà l'aveva diminuita.

Yarısı hemen gülmeye başladı,

Metà cominciò immediatamente a ridere,

Genç nüfusunun neredeyse yarısı

Nessuna nazione puo progredire

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.

A metà della mia classe piacciono i cani.

Bu sadece hikayenin yarısı.

- È solo metà della storia.
- È soltanto metà della storia.
- È solamente metà della storia.

Boston'da neredeyse gece yarısı.

È quasi mezzanotte a Boston.

Gece yarısı herkes girdi.

A mezzanotte entrarono tutti.

O, gece yarısı vardı.

È arrivato a mezzanotte.

Bu elmaların yarısı çürümüş.

Metà di queste mele sono marce.

Burada neredeyse gece yarısı.

- Qui è quasi mezzanotte.
- È quasi mezzanotte qui.
- Qua è quasi mezzanotte.
- È quasi mezzanotte qua.

Tom gece yarısı gitti.

- Tom è partito a mezzanotte.
- Tom partì a mezzanotte.
- Tom se n'è andato a mezzanotte.
- Tom se ne andò a mezzanotte.

Gece yarısı baskınlarını mükemmel zamanlıyorlar.

Pianificano i loro raid notturni alla perfezione.

Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda gece yarısı.

È mezzanotte sulla penisola dello Yucatán, in Messico.

Kimyasal enerjinin yaklaşık yarısı elektriğe,

Circa la metà dell'energia chimica è convertita in elettricità

Neredeyse gece yarısı eve geldi.

È tornato a casa quasi a mezzanotte.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

- Abbiamo raggiunto Londra a mezzanotte.
- Noi abbiamo raggiunto Londra a mezzanotte.
- Raggiungemmo Londra a mezzanotte.
- Noi raggiungemmo Londra a mezzanotte.

Tom'un vardiyası gece yarısı başlar.

- Il turno di Tom inizia a mezzanotte.
- Il turno di Tom comincia a mezzanotte.

Kitaplarımın yarısı kadar kitabı var.

- Ha la metà dei miei libri.
- Lui ha la metà dei miei libri.

Sınıfın yarısı kahve içtiklerini söylüyor.

Metà classe dice di bere caffè.

Tom gece yarısı yatmaya gitti.

- Tom è andato a letto a mezzanotte.
- Tom andò a letto a mezzanotte.

Tom'un söylediklerinin yarısı gerçek değil.

- Metà di quello che dice Tom non è vero.
- Metà di ciò che dice Tom non è vero.

Tom gece yarısı Mary'yi uyandırdı.

- Tom ha svegliato Mary nel cuore della notte.
- Tom svegliò Mary nel cuore della notte.

Gece yarısı civarında eve vardım.

- Sono arrivato a casa intorno a mezzanotte.
- Sono arrivata a casa intorno a mezzanotte.
- Arrivai a casa intorno a mezzanotte.

Tom'un vardiyası gece yarısı bitiyor.

Il turno di Tom finisce a mezzanotte.

Büyük Set Resifi'ndeki mercanların yarısı ölmüş.

Metà del corallo della Grande Barriera Corallina è morto.

Bugün Avustralya'da liseyi bitiren öğrencilerin yarısı

metà degli studenti che oggi escono dalle scuole superiori australiane

Ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.

e l'orso lo ha digerito solo in parte.

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

Metà di questi "esperti" ha torto.

üç saniye içinde gece yarısı çalacak.

Tra tre secondi scoccherà la mezzanotte.

O köprü bunun yarısı kadar uzundur.

Quel ponte è lungo la metà di questo.

Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.

A mezzanotte tutti sentono il freddo.

Avustralya'nın Büyük Set Resifi'nde gecenin bir yarısı.

È notte fonda sulla Grande barriera corallina australiana.

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

È perfetto per fiutare un banchetto di mezzanotte.

Ben bir gece yarısı yemeği olmadan uyuyamıyorum.

- Non riesco a dormire senza uno spuntino di mezzanotte.
- Io non riesco a dormire senza uno spuntino di mezzanotte.

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

Sarebbe come dire, metà della spesa per l'educazione negli Stati Uniti.

Ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı

e circa metà delle morti in prigione, inclusi i suicidi,

O, gece yarısı dört polis memuru tarafından götürüldü.

Fu portato via da quattro poliziotti nel cuore della notte.

Gece yarısı arama yapılmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.

Dovresti essere abbastanza intelligente da sapere che non è il caso di fare telefonate nel cuore della notte.

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

Un orango. Perché sia sveglio a mezzanotte è un mistero.

Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.

del battaglione divenne vittime, sebbene la condotta di Soult fosse lodata.

Sınıfının yarısı iki eliyle de yazabilir; onlar çok yönlüdür.

Metà della sua classe sa scrivere con entrambe le mani; sono ambidestri.

O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.

A quell'epoca, se arriverò a 100 anni, non sarò neanche a metà della mia vita.

Diğer bir yarısı ise gücendirici bir şey söylediği için ona bağırıyor.

e l'altra metà la sta sgridando per essere stata offensiva.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

Nel cuore della notte, gli intensificatori di luce rivelano una sorpresa:

Tom'un acelesi vardı bu yüzden kahvaltısını sadece yarısı yenmiş olarak bıraktı.

- Tom era di fretta, così ha lasciato la sua colazione mangiata solo a metà.
- Tom era di fretta, così lasciò la sua colazione mangiata solo a metà.

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.

Un banchetto notturno potrebbe essere un modo per questo giovane maschio per evitare oranghi più dominanti.