Translation of "Yaşayıp" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Yaşayıp" in a sentence and their italian translations:

Fransa'da yaşayıp çalışıyorum.

- Vivo e lavoro in Francia.
- Abito e lavoro in Francia.

Ben Meksika'da yaşayıp çalışıyorum.

- Vivo e lavoro in Messico.
- Io vivo e lavoro in Messico.

Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.

- Chiedigli se vivono ancora a Tokyo.
- Chiedigli se abitano ancora a Tokyo.
- Chiedetegli se vivono ancora a Tokyo.
- Chiedetegli se abitano ancora a Tokyo.
- Gli chieda se vivono ancora a Tokyo.
- Gli chieda se abitano ancora a Tokyo.

Tom'un hâlâ Boston'da yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

- Non so se Tom vive ancora a Boston.
- Non so se Tom abita ancora a Boston.

Tom'un hâlâ burada yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

Non si se Tom vive ancora qui o no.

Bu kabilede kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına o karar verir.

In questa colonia lui dispone della vita e della morte.

Bu mükemmel bir çözümdü çünkü Londra'da yaşayıp şehri çok iyi bilen

È stata una brillante soluzione perché ha attratto le persone

Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var.

Ovviamente ci sono molte persone che vivono da sole ma non sono sole.

- Tom'un hâlâ yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum bile.
- Tom'un hâlâ hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum.

- Non so neanche se Tom è ancora vivo.
- Io non so neanche se Tom è ancora vivo.
- Non so nemmeno se Tom è ancora vivo.
- Io non so nemmeno se Tom è ancora vivo.
- Non so neppure se Tom è ancora vivo.
- Io non so neppure se Tom è ancora vivo.

- Bir insanın gecede sadece iki saatlik bir uyku ile yaşayıp yaşayamayacağını merak ediyorum.
- Bir gecede sadece iki saatlik uykuyla bir insanın yaşayabilip yaşayamayacağını merak ediyorum.

Mi chiedo quale uomo potrebbe vivere dormendo solo due ore a notte.