Translation of "Sıkıntı" in Hungarian

Biraz sıkıntı içindeyim.

- Egy kicsit bajban vagyok.
- Kissé benne vagyok a slamasztikában.

Cümlede bir sıkıntı göremedim.

- A mondat nekem jónak tűnik.
- A mondat számomra jónak tűnik.

Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır.

Az unalom minden bűn kezdete.

Tom genellikle sıkıntı çeker.

Tom gyakran kerül bajba.

Sıkıntı yarattığı dönem bitti.

Kinőtte a zűrös időszakát.

Buna inanmakta hiçbir sıkıntı görmüyorum.

Nem okoz gondot hinnem benne.

Böyle bir sıkıntı olduğum için üzgünüm.

Elnézést, hogy ennyire zavarok.

Tom bu yeri bulmada sıkıntı yaşadı.

Tom nehezen találta meg ezt a helyet.

Sana herhangi bir sıkıntı vermek istemiyorum.

- Nem akarok bajt okozni neked.
- Nem akarlak bajba juttatni.

Tom iş bulmakta çok sıkıntı yaşıyor.

Tomnak nagy gondot okoz állást találni.

Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.

Szinte elvárjuk a művésztől, hogy küszködjön.

Bu yeri bulmada hiç sıkıntı yaşadın mı?

Voltak gondjaid ennek a helynek a megtalálásával?

Tom ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu biliyordu.

Tom tudta, hogy komoly bajban van.

Bu konuda bir sıkıntı yok, tek şansımız bu.

ez oké, ez az egyetlen lehetőségünk.

Yeni başlayanlar her zaman bunu yapmada sıkıntı yaşar.

A kezdőknek mindig gondjaik vannak ezzel.

- İçimde kötü bir his var.
- İçimde bir sıkıntı var.

Rossz érzésem van.

Bildiğin gibi, işimi kaybettim, bu yüzden geçinmekte sıkıntı yaşıyorum.

Magad is tudod, hogy elvesztettem az állásomat, így nem jövök ki anyagilag a hónapban.

- Başına bir sürü bela açtığım için üzgünüm.
- Sana bu kadar sıkıntı verdiğim için özür dilerim.

Sajnálom, hogy ennyi kellemetlenséget okoztam neked.

- Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz.
- Rahatsızlık için özür dileriz.
- Sıkıntı için özür dileriz.
- Zahmet için özür dileriz.

Elnézést kérünk a kellemetlenségért.

- Karımı taciz etmeyi kesin.
- Karımı üzmeyi kesin.
- Karımı rahatsız etmeyi kesin.
- Karımın canını sıkmayı kesin.
- Karıma sıkıntı vermeyi kesin.

Hagyja abba a feleségem zaklatását!