Translation of "Onlarla" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "Onlarla" in a sentence and their hungarian translations:

Onlarla buluştum.

Találkoztam velük.

Onlarla konuştum.

Beszéltem velük.

Onlarla konuşmalıyım.

Beszélnem kell velük.

Onlarla kal.

Maradj velük!

Onlarla dövüşemedim.

Nem tudtam velük harcolni.

- Biz bazen onlarla görüşürüz.
- Onlarla bazen görüşürüz.

Néha látjuk őket.

Onlarla sorunu tartışacağız.

Meg fogjuk beszélni velük a problémát.

Onlarla işbirliği yapma.

Ne társulj velük.

Bazen onlarla görüşürüz.

Alkalmanként látjuk őket.

Onlarla olmak istiyorum.

Velük akarok lenni.

Onlarla alay etme.

Ne gúnyoljátok őket.

Bazen onlarla buluşuyoruz.

- Néha találkozunk vele.
- Néha találkozunk velük.

Onlarla ne yapacaksın?

Mit fogsz azokkal csinálni?

Onlarla uzlaşmaya çalıştık.

Próbáltunk velük megegyezni.

Onlarla konuştun mu?

Beszéltél velük?

Yiyeceğimizi onlarla paylaşacağız.

Meg fogjuk osztani velük az ételünket.

Şimdi onlarla konuşma.

Most ne beszélj velük.

Onlarla orada buluşacağız.

Ott fogunk velük találkozni.

Onlarla iyi geçinirim.

Jól kijövök velük.

Onlarla temasa geçemem.

Nem tudok velük kapcsolatba lépni.

Onlarla birlikte oradaydım.

Ott voltam velük.

Bunu onlarla tartışacağım.

- Még megbeszélem velük.
- Még megtárgyalom velük.

Onlarla konuştuğunu duydum.

Hallottam, hogy beszélgettél velük.

Onlarla konuşmaya git.

Menj, beszélj velük!

Onlarla havaalanında karşılaştım.

A repülőtéren találkoztam velük.

Onlarla istasyonda buluşalım.

Találkozzunk velük az állomáson.

Onlarla aramız iyidir.

- Jóban vagyunk.
- Jóban vagyunk velük.

Onlarla konuşmak zorundasın.

Beszélned kell velük.

şeylerle ilgili onlarla konuşabilirsiniz.

mi is tudunk arról beszélni, nekünk mi a fontos.

Peki ne yapabilirsiniz onlarla?

Mit is tehetnének ebben a helyzetben?

çocuklarımızı dinleyip onlarla konuştuğumuz

ami végül is csak 15 perc,

Onlarla aynı fikirde miydin?

Egyetértettél velük?

Onlarla ne kadar samimisiniz?

Mennyire ismered őket?

Onlarla sık sık konuşurum.

Gyakran beszélek velük.

Biz onlarla gençlik yurdunda tanıştık.

Az ifjúsági szállónál találkoztunk velük.

O onlarla konuşmak için durdu.

Megállt velük beszélgetni.

Hâlâ onlarla birlikte çalışıyor musun?

Még mindig vele foglalkozol?

Onlarla daha önce tanıştığımı düşünüyorum.

Az az érzésem, találkoztam már velük.

Onlarla birkaç ay önce tanıştım.

Néhány hónappal ezelőtt találkoztam velük.

Onun yerine ablası onlarla gitti.

A nővére ment helyette velük.

Onlarla ilgileneceğine bana söz verdin.

Megígérted, hogy vigyázol rájuk.

Onlarla bir daha asla konuşmayacağımı düşündüm.

Akkor úgy gondoltam, soha többé nem beszélünk majd egymással.

Ve onlarla baş etmek zorunda kaldım,

és meg kellett küzdenem velük,

Doğrusunu söylemek gerekirse, onlarla gitmek istemiyorum.

Őszintén szólva, nem akarok velük menni.

Sen onlarla ilgilenmek için söz verdin.

- A szavadat adtad, hogy vigyázol rájuk.
- Megígérted, hogy gondjukat viseled.
- Ígéretet tettél, hogy figyelsz rájuk.

Ve onlarla konuşmak ile yapabileceğimiz şey bu.

Ezt tehetjük a velük való párbeszéd során.

Onlar için ama aynı zamanda onlarla birlikte

Kötelességünk, hogya remény és a lehetőségek örökségét hagyjuk

Bir süre onlarla birlikte kalacaksın, değil mi?

Maradnak még velük valameddig, így van?

Bir dakika bekle. Sanırım onlarla gitmen gerekir.

Várj egy percet... szerintem velük kellene menned.

Onlarla büyüdüğüm için İsveç yemeklerine çok düşkünüm.

Komálom a svéd konyhát, hiszen azon nőttem fel.

Ben başkalarının duygularını anlayabiliyor ve onlarla empati kurabiliyorum.

Nem tudom megérteni és együtt érezni mások érzéseivel.

Büyük büyük ebeveynlerimden sadece ikisi onlarla tanışmam için yeterince uzun yaşadı.

Csak két dédnagyszülőm élt olyan sokáig, hogy találkozhattam velük.

Tatoeba bir bahçe gibidir: fidanlar ekmelisin, onlarla ilgilenmelisin ve nasıl büyüteceğini izlemelisin.

A Tatoeba olyan, mint egy kert: palántákat kell ültetned, gondozni őket és figyelni, ahogy nőnek.

İnsanlar başkalarına "idiot" dedikleri zaman, aslında çoğunlukla "Ben onlarla aynı görüşte değilim" demek istiyorlardır.

Ha az emberek lehülyéznek valakit, azt gyakran csak azért teszik, mert nem értenek vele egyet.