Translation of "Itiraf" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Itiraf" in a sentence and their hungarian translations:

İtiraf ettim.

- Gyóntam.
- Beismertem.

Tom itiraf etti.

Tom bevallotta.

Onu itiraf ediyorum.

Beismerem.

Şüpheli itiraf etti.

A gyanúsított vallomást tett.

Haydi, itiraf et.

Gyerünk, ismerd be.

Şimdi itiraf etmeliyim ki

Ezen a ponton be kell vallanom valamit.

Ellerini birleştirerek, itiraf etti

A kezét tördelte és így szólt:

Hatalı olduğunu itiraf etmelisin.

- Be kell ismerned, hogy tévedsz.
- El kell ismerned, hogy nincs igazad.
- Be kell ismernie, hogy téved.
- El kell ismernie, hogy nincsen igaza.

Adam sonunda itiraf etti.

A férfi végre vallott.

Hatalı olduğumu itiraf ediyorum.

Beismerem, nincs igazam.

Tom onu itiraf etti.

Tom elismerte azt.

Skandala karıştığını itiraf ediyor.

Elismeri, hogy érintett a botrányban.

Hatalı olduğumu itiraf etmeliyim.

- Be kell látnom, hogy tévedtem.
- El kell ismernem: tévedtem.

O suçunu itiraf etti.

Beismerte bűnösségét.

Tom suçunu itiraf etti.

Tom elismerte a bűnösségét.

Endişeli olduğumu itiraf edeceğim.

Nem tagadom, aggódom.

Her şeyi itiraf etti.

Mindent bevallott.

Tom hatalarını itiraf etti.

Tom elismerte a hibáit.

Tom itiraf etmeye başladı.

Tom elkezdte a vallomását.

Tom isteyerek itiraf etti.

Tom önszántából vallomást tett.

Tom itiraf etti mi?

Tom bevallotta?

Tom bir itiraf imzaladı.

Tomi aláírt egy beleegyezési nyilatkozatot.

Tom'dan hoşlandığımı itiraf etmeliyim.

Be kell vallanom, hogy kedvelem Tomot.

Tom, korktuğunu itiraf etti.

Tom elismerte, hogy meg volt ijedve.

Tom hemen itiraf etti.

Tom azonnal vallott.

O, altını çaldığını itiraf etti.

Beismerte, hogy ellopta az aranyat.

O, yalan söylediğini itiraf etti.

- Bevallotta, hogy hazudott.
- Elismerte, hogy hazudott.

Ben yanlış yaptığımı itiraf ediyorum.

Beismerem, hogy hibáztam.

Mary cadı olduğunu itiraf etti.

Mária beismerte, hogy egy boszorkány.

Bunu hiç duymadığımı itiraf etmeliyim.

Be kell vallanom, soha nem hallottam még arról.

Onu hiç duymadığımı itiraf etmeliyim.

Be kell vallanom, hogy sosem hallottam róla.

O onu itiraf etmeyi reddetti.

Nem volt hajlandó beismerni.

İtiraf edene kadar onu kırbaçlayın.

Ostorozzátok addig, amíg beismeri!

Tom Fransızca konuşamadığını itiraf etti.

Tom elismerte, hogy nem beszél franciául.

O, sırrı bildiğini itiraf ediyor.

Beismeri, hogy tud a titokról.

O, suçlu olduğunu itiraf etti.

Elismerte, hogy bűnös.

Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

- Tom beismerte, hogy ő ölte meg Maryt.
- Tom bevallotta, hogy megölte Maryt.
- Tom elismerte Mary meggyilkolását.

- Yalan söylediğini itiraf ediyorsun, değil mi?
- Yalan söylediğinizi itiraf ediyorsunuz, değil mi?

Elismered, hogy hazudtál, ugye?

Tom sadece yanıldığını itiraf etmek istemedi.

Csak nem akarja Tom beismerni, hogy tévedett.

- Tom itiraf etti.
- Tom günah çıkardı.

Tom gyónt.

Onun benim hatam olduğunu itiraf etmeliyim.

El kell ismernem, hogy az én hibám volt.

O, çabucak her şeyi itiraf etti.

Gyorsan bevallott mindent.

Ben sorumluluklarımı ihmal ettiğimi itiraf ediyorum.

Elismerem, hogy elhanyagoltam a kötelességeimet.

Onun benim hatam olduğunu itiraf etmeye hazırım.

Kész vagyok elismerni, hogy ez az én hibám volt.

- İtiraf etmeliyim ki horluyorum.
- Horladığımı kabul ediyorum.

Be kell vallanom, hogy horkolok.

Dan bir ilişkisi olduğunu Linda'ya itiraf etti.

Dani beismerte Lindának, hogy egy ideje már viszonya van valakivel.

Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.

Semmi értelme kínozni, úgysem fog vallani.

Mary, Tom ve Jerry'yi öldürdüğünü itiraf etti.

Mary bevallotta, hogy megölte Tomot és Jerryt.

Sonunda yalnız başına baş edemeyeceğini itiraf etmelisin.

Be kellene végre látnod, hogy egyedül nem tudsz vele megbirkózni.

Neden suçunu itiraf etmiyorsun ve gerçeği söylemiyorsun?

Miért nem tisztázod magad és mondod el az igazat?

Sanırım Tom itiraf ettiğinden daha çok şey biliyor.

Azt hiszem, Tomi többet tud, mint amennyit elárul.

Ona duygularımı itiraf etmek için yeterince kararlı değilim.

Nem vagyok elég elszánt ahhoz, hogy megvalljam neki az érzéseimet.

Tom, bütün kurabiyeleri yiyen kişi olduğunu itiraf etti.

Tom bevallotta, hogy egyedül ő ette meg az összes süteményt.

Çok fazla aldığımızı itiraf etmek için cesarete sahip olmalıyız.

Kellő bátorsággal el kell ismernünk, hogy túl sokat vettünk már el.

Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.

Tom úgy érezte, nincs más választása, mint vallomást tenni a rendőrségnek.

- Tom bir hırsız olduğunu kabul etti.
- Tom bir hırsız olduğunu itiraf etti.

Tom beismerte, hogy tolvaj.