Translation of "Gidip" in Hungarian

0.008 sec.

Examples of using "Gidip" in a sentence and their hungarian translations:

Gidip temizleneceğim.

Megyek, és rendbeszedem magam.

- Gidip Tom'u bulmam gerekiyor.
- Gidip Tom'u bulmalıyım.

- El kell mennem és megtalálnom Tomit.
- El kell mennem megkeresni Tomit.

Gidip paltonu alacağım.

Megyek és hozom a kabátodat.

Gidip Tom'u bulacağım.

Megyek és megkeresem Tamást.

Gidip şekerleme yapacağım.

Alszom egy keveset.

Gidip doktoru arayacağım.

Megyek és hívom az orvost.

Gidip görmeye karar verdim.

Úgy határoztam, megnézem.

Gidip Tom'u gördün mü?

Meglátogattad Tomit?

Tom trenle gidip gelir.

Tom vonattal ingázik.

Yarın gidip futbol oynayacağım.

Holnap elmegyek focizni.

Gidip tavukları yemlemem gerekiyor.

Mennem kell megetetni a tyúkokat.

Niçin gidip bir film izlemiyoruz?

Miért nem megyünk és nézünk meg egy filmet?

Senin için gidip onu alacağım.

Megyek, és megszerzem neked.

Eve gidip ödevimi yapmak zorundayım.

Haza kell mennem megcsinálni a házimat.

Ben bir lavaboya gidip geliyorum.

Elugrok a vécére.

Tom iyi mi, gidip görelim.

Menj, nézd meg, hogy minden rendben van-e Tomival!

Korku ve cesaret arasında gidip geliyordum.

hogy vállaljam-e a 12 napos expedíciót.

Ama bu, avukatlarının Yüksek Mahkemeye gidip

De így jogászai a Legfelsőbb Bírósághoz fordulhattak:

Neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?

miért nem kértek segítséget nőktől?

Gidip görmem gereken bir şey var.

Van ott valami, amit látnom kell.

Biz bir yere gidip konuşabilir miyiz?

El tudunk valahová menni beszélgetni?

Neden gidip Tom'u hastanede ziyaret etmiyoruz?

Miért nem megyünk és látogatjuk meg Tamást a kórházban?

Anlaşmalı hastanelere gidip anlaşma dışı faturalar alan

Sokan mennek hálózaton belüli kórházakba,

Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.

Minden nap elmentem, hogy megnézzem.

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.

Rajtad áll, hogy oda megyünk vagy sem.

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana bağlı.

Te döntöd el, hogy odamegyünk-e, vagy sem.

- Gideceğim ve kontrol edeceğim.
- Gidip kontrol edeceğim.

Megyek, és megnézem.

Ona ertesi gün oraya gidip gitmeyeceğini sordum.

Megkérdeztem tőle, hogy másnap el fog-e menni oda.

Gidip geri dönmek için bir dakikan var.

Egy perced van, hogy visszaérj.

- Çiş yapmaya gitmem gerekiyor.
- Gidip işemem lazım.

Pisilnem kell.

Ve bir adım geriye gidip büyük resme bakmak

és szerettem volna lehiggadni, egészében látni a dolgokat,

Beethoven piyanonun başına gidip oturdu ve çalmaya başladı.

Beethoven a zongorához ment, leült és elkezdett játszani.

Gidip şu kurabiyeleri bir kontrol etsem iyi olacak.

Jobb lesz, ha inkább leellenőrzöm a sütiket.

Tom, Mary'ye John'un sanat sergisine gidip gitmeyeceğini sordu.

Tom megkérdezte Maryt, hogy lenne-e kedve elmenni John kiállítására.

Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,

Megkönnyebbülés volt, mert annak az intenzitása, hogy mindennap felkerestem...

Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.

Mert aki azon a nyelven beszél, az nem talál munkát magának.

Oturma odasında video oyunları oynarken, annem bana onunla alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.

Amikor videójátékot játszottam a nappaliban, anyám megkérdezte, hogy elmennék-e vele vásárolni.

- Trenler işe giden insanlarla doluydu.
- Trenler işten dönen insanlarla doluydu.
- Trenler işe gidip gelenlerle doluydu.

Tömve volt a vonat ingázókkal.