Translation of "Ciddi" in Hungarian

0.025 sec.

Examples of using "Ciddi" in a sentence and their hungarian translations:

- Ciddi ol.
- Ciddi olun.

- Légy komoly!
- Legyél komoly!

- Ciddi değilsin.
- Ciddi değilsiniz.

Ez nem mondod komolyan.

- Ciddi misin?
- Ciddi misin sen?

- Komolyan mondja?
- Komolyan mondod?
- Ez most komoly?
- Komolyan gondolod?

- O ciddi midir?
- Ciddi mi?

Ez komoly?

Ciddi olamazsın.

Ezt nem gondolhatod komolyan!

Ciddi değilim.

Nem vagyok komoly.

Ciddi ol.

Legyél komoly!

Ciddi olalım.

Fordítsuk komolyra a szót!

Tom ciddi.

Tom komoly.

O ciddi.

Ez komoly.

Ciddi ol!

Legyél komoly!

Ciddi oluyorum.

Komolyan mondom.

Ciddi değil.

- Ez nem komoly.
- Nem komoly.

- Ciddi bir sorunun var.
- Başın ciddi belada.

Komoly bajban vagy.

Durumunuz ciddi değil.

Nem súlyos az állapota.

Bu oldukça ciddi.

Elég komoly.

Bu ciddi olabilir.

Ez komoly lehet.

Ciddi olmak zorundayız.

Komolynak kell lennünk.

Bu ciddi oluyor.

Egyre komolyabbá válik ez.

Ciddi sonuçları olacak.

Súlyos következményei lesznek.

Bunlar ciddi zorluklar.

Ezek komoly nehézségek.

Bu ciddi mi?

Ez komoly?

Onlar ciddi görünüyorlar.

Komolynak tűnnek.

O oldukça ciddi.

Ez elég komoly.

Bu ciddi görünmüyor.

Nem tűnik komolynak.

Bu defa ciddi.

Ezúttal komoly a dolog.

Biz ciddi değiliz.

Nem mondjuk komolyan.

Tom ciddi görünmüyordu.

Tom nem tűnt komolynak.

Tom ciddi görünüyordu.

Tom komolynak tűnt.

Bu ciddi bir problemdi.

És ez valódi probléma volt.

Gibi ciddi tehlike altındalar

illetve növekedési- és működészavaroktól,

Ciddi bir hata yaptım.

Nagyot hibáztam.

Bu ciddi bir sorundur.

Az elég problémás.

Ciddi bir şekilde öğrenmeliyim.

Komolyabban kell vennem a tanulást.

Ciddi bir suç işledi.

Komoly bűncselekményt követett el.

Tom ciddi olarak dövüldü.

Tomot durván megütötték.

Onlar çok ciddi görünüyor.

Olyan komolynak tűnnek.

Ciddi bir sorun var.

Van egy súlyos probléma.

Bu ciddi bir taahhüttür.

Ez egy komoly kötelezettség.

Bu ciddi bir mesele.

Ez egy komoly ügy.

Çok ciddi bir kişidir.

Nagyon komoly ember.

Tom ciddi olarak yaralandı.

- Tom súlyosan megsérült.
- Tom komolyan megsebesült.

Ciddi bir suç işlemedin.

Nem követtél el komoly bűnt.

Tom'un durumu ciddi değil.

Tom állapota nem súlyos.

Ciddi bir sorunum var.

Van egy komoly kérdésem.

O kadar ciddi değildi.

- Ez nem volt komoly.
- Nem volt annyira komoly.

Bu ciddi bir şey.

- Ez komoly dolog.
- Az komoly dolog.

Bunu ciddi olarak düşünüyorum.

Ezt komolyan fontolgatom.

Ciddi bir kaza geçirdim.

Komoly balesetem volt.

O ciddi bir sorun.

Ez egy komoly probléma.

Tom'un ciddi sorunları var.

Tomnak komoly problémái vannak.

Tom ciddi şekilde incinmedi.

Tom nem sérült meg súlyosan.

Tom'un yaralanmaları ciddi değil.

Tom sérülései nem komolyak.

O, ciddi gibi görünüyor.

Úgy tűnik, komoly.

- Meteor çarpmaları ciddi bir tehdittir.
- Meteor çarpmaları ciddi bir tehlikedir.

A meteorit becsapódások komoly fenyegetést jelentenek.

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

Valódi emberek végzik ezt a munkát,

Nüfus patlaması, ciddi bir sorundur

A népességrobbanás komoly probléma.

Trafik kazasında ciddi biçimde yaralandı.

Súlyosan megsérült a közlekedési balesetben.

Testte ciddi bir hata yaptım.

Komoly hibát vétettem a dolgozatban.

Bu ciddi bir şey değil.

Semmi komoly.

Ondan ciddi olarak şüphe ediyorum.

Ezt erősen kétlem.

Ben bunu ciddi şekilde düşünüyorum.

Komolyan fontolgatom.

O ciddi bir şey değildi.

Nem volt komoly.

Tom kazada ciddi olarak yaralandı.

Tom komolyan megsérült a balesetben.

O ciddi bir ilişki ister.

Komoly kapcsolatra vágyik.

Bu çok ciddi bir suçlama.

Ez nagyon komoly vád.

Tom'un yaraları çok ciddi değil.

Tom sérülései nem nagyon komolyak.

Tom çok ciddi bir adam.

Tom egy nagyon komoly fiú.

George çalışması hakkında ciddi değildir.

György nem veszi komolyan a tanulást.

Biz ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.

Komoly problémákkal nézünk szembe.

Tom'un ciddi duygusal sorunları vardı.

Tomnak súlyos érzelmi problémái voltak.

Avustralya'ya taşınmayı ciddi olarak düşünüyorum.

- Nagyon azon gondolkodom, hogy Ausztráliába költözöm.
- Komolyan azt fontolgatom, hogy elköltözök Ausztráliába.

Insanların sürdürebilmek adına ciddi çaba gösterdiği

hogy a pozitív kép helyett,

Son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.

jelentősen lassult az elmúlt évtizedben.

Cinselliğimi nasıl deneyimlediğim ciddi anlamda değişti.

Az, ahogy a szexualitásomat megélem, teljesen más:

Bunun ameliyatlar için ciddi sonuçları olabilirdi.

Ez súlyos következményekkel járhat műtéti beavatkozás esetén.

Bu durumun ciddi bir etkisi var,

Ennek hatása van a munkatársakra,

"Bu ciddi bir sorun." diye düşündüm.

„Ez komoly probléma.” – gondoltam.

- Tom ciddi kalamadı.
- Tom gülmemeyi başaramadı.

- Tom nem tud komoly maradni.
- Tom nem tud komoly arcot vágni.

Ben ciddi konuşuyorken benimle dalga geçme.

Ne akarj viccelődni, amikor én komolyan beszélek.

Onlar ciddi bir durumla karşı karşıya.

Súlyos helyzetekkel néznek szembe.

Ben ciddi bir şey olmadığından eminim.

Biztos vagyok benne, hogy nem komoly.

Bu ciddi bir sorun haline gelebilir.

Ebből komoly probléma lehet.

Sarhoşken araba sürme ciddi bir sorundur.

Az ittas vezetés komoly probléma.

Ciddi bir şey olma ihtimali var.

Nem valószínű, hogy bármi komoly dolog fog történni.

Tom ciddi bir alerjik reaksiyona sahipti.

Tomnak komoly allergiás reakciója volt.

Tüm bu politikaların ciddi hatalar olduğunu söyler

hogy minden ilyen intézkedés szörnyű hiba lenne,

Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.

De egy komoly kihívással néztek szembe.

Şişman olmak benim için ciddi bir sorundur.

Komoly gond ez nekem, hogy el vagyok hízva.

Kendi işine başlamayı ciddi şekilde düşünüyor musun?

- Komolyan vállalkozó akarsz lenni?
- Tényleg azon gondolkodsz, hogy vállalkozó leszel?

Üzgünüm. Ben bunun ciddi olduğunu fark etmedim.

Sajnálom. Fel sem fogtam, milyen fontos ez.

Bence bu ciddi ve güvenilir bir kişi.

Azt gondolom, hogy ő egy komoly és megbízható személy.

Çocuk işçiliği Brezilya'da ciddi bir sosyal sorundur.

A gyermekmunka súlyos társadalmi probléma Brazíliában.

Bunlar ciddi sorunlar. Onlar halının altına süpürülmemeli.

Ezek valós problémák, nem kellene őket besöpörni a szőnyeg alá!

Tom ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu biliyordu.

Tom tudta, hogy komoly bajban van.