Translation of "Bilmiyordum" in Hungarian

0.013 sec.

Examples of using "Bilmiyordum" in a sentence and their hungarian translations:

Bilmiyordum,

Fogalmam sem volt,

Bilmiyordum.

Nem tudtam.

- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.

Azt nem tudtam.

- Yöntemi bilmiyordum.
- Nasıl olduğunu bilmiyordum.
- Nasıl yapıldığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogyan.

Üzgünüm. Bilmiyordum.

Sajnálom, nem tudtam.

Bunu bilmiyordum.

- Ezt nem tudtam.
- Azt nem tudtam.

Sebebi bilmiyordum.

Nem tudtam, miért?

Geldiğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy jössz.

- Nereye gideceğimi bilmiyordum.
- Ben nereye gidileceğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hová mehetnék.

Şunu hiç bilmiyordum.

Ezt soha nem tudtam.

Satranç oynadığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy sakkozol.

Tom'un yüzemediğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom nem tud úszni.

Obua çaldığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy játszottál oboán.

Bunu bilmiyordum bile.

Nem is tudtam.

Bir şey bilmiyordum.

Semmit sem tudtam.

Fransızca konuştuğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy beszélsz franciául.

Burada çalıştığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy itt dolgozol.

Ne alacağımı bilmiyordum.

- Nem tudtam, mit vegyek.
- Nem tudtam, hogy mit vegyek.

Bu şehirde olduğunu bilmiyordum.

- Nem tudtam, hogy itt voltál a városban.
- Nem tudtam, hogy a városban vagy.

Bir kedin olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy van macskád.

Onun ismini bile bilmiyordum.

Még csak a nevét sem tudtam.

Onu o zaman bilmiyordum.

Abba az időben nem tudtam ezt.

Orada birinin olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, bárki is van ott.

Bir vejetaryen olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy vegetáriánus vagy.

Onun nereden geldiğini bilmiyordum.

Nem tudtam, honnan jött.

Onun hasta olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy beteg.

Basketbolu sevdiğini bilmiyordum bile.

Nem is tudtam, hogy szeretted a kosárlabdát.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy mit kellett volna tennem.

Zarfta ne olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, mi van a borítékban.

Başka kime soracağımı bilmiyordum.

- Nem tudtam, ki mást kérhetnék meg.
- Nem tudtam, ki mást kérdezzek meg.

Tom'un Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom Bostonban él.

Tom'un evde olmadığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom nincs otthon.

Böyle zengin olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy te ilyen gazdag vagy.

Başka nereye gideceğimi bilmiyordum.

Nem tudtam máshova menni.

Amcanın Eger'de yaşadığını bilmiyordum.

Nem is tudtam, hogy Egerben lakik a nagybátyád!

Bunu yapmamamız gerektiğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy ezt nem kellett megtennünk.

Bunu ben de bilmiyordum.

Én sem ismertem őt.

Onu nerede bekleyeceğimi bilmiyordum.

Nem tudtam, hol várjak rá.

Senin Fransızca konuşamadığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy nem tudsz franciául.

Tom'un ne istediğini bilmiyordum.

Nem tudtam, Tamásnak mi tetszene.

Tom'un aç olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom éhes volt.

Tom'un Boston'a gideceğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom elmegy Bostonba.

Tom'un geç kalacağını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tamás késni fog.

Tom'un evden ayrıldığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom elment otthonról.

Tom'un trompet çaldığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tomi játszik trombitán.

Elma ağaçlarının tohumdan yetiştiklerini bilmiyordum.

Nem is tudtam, hogy az almafa magról nő.

Bir kız kardeşin olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy van lánytestvéred.

İlk başta, ne yapacağımı bilmiyordum.

- Először nem tudtam, mit csináljak.
- Kezdetben nem tudtam, mit kell csinálnom.
- Először nem is tudtam, mitévő legyek.

Tom'un bir kedisi olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tomnak van macskája.

Tom'un bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tamás énekes volt.

Tom ve Mary'nin ayrıldığını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tamás és Mária szakítottak.

Nerede olduğumu tam olarak bilmiyordum.

- Nem tudom pontosan, hol vagyok.
- Nem tudom, hogy pontosan hol vagyok.

Mary'nin kız arkadaşın olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Mari volt a barátnőd.

Onun hakkında bir şey bilmiyordum.

Semmit nem tudtam erről.

Ben onu çok iyi bilmiyordum.

Nem ismertem nagyon jól.

Onun flört edip etmediğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy flörtöl-e.

Çok iyi yemek pişirebildiğini bilmiyordum.

Én nem is tudtam, hogy ilyen jól tudsz főzni!

Tom'un Mary'nin amcası olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom Mary nagybátyja.

Tom'un senin tipin olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom az eseted.

New York’ta çiftlikler olduğunu bile bilmiyordum.

Azt sem tudtam, hogy vannak New Yorkban farmok.

Astronot olmanın ne demek olduğunu bilmiyordum:

Fogalmam sem volt, mit jelent űrhajósnak lenni,

Ben senin bir şair olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy költő vagy.

Onun sorusuna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.

Nem tudtam, hogyan válaszoljak a kérdésére.

Senin bu kadar kötü hissettiğini bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy olyan szomorú vagy.

Öyle iyi bir aşçı olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy ilyen jó szakács vagy.

Guillermo ve Tamara'nın kardeş olduklarını bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Guillermo és Tamara testvérek.

Tom'un profesyonel bir müzisyen olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom korábban profi zenész volt.

Potansiyel bir serbest solo için hazırlanmayı bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy készüljek fel rá.

İlk tanıştığımızda Tom'un bir sabıkalı olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy Tom bűnöző volt, mikor először találkoztam vele.

Soya peynirinin bu kadar lezzetli olduğunu bilmiyordum.

Nem is tudtam, hogy a tofu ilyen ízletes.

Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.

Amikor járni kezdtem Tomival, még nem tudtam, hogy híres.

Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.

Nem tudtam, hogy gyenge a szíve.

“Amerika'nın başkentini biliyor musun?” — “Kıtaların başkentinin olduğunu bilmiyordum.”

- Tudod, mi Amerika fővárosa? - Nem tudtam, hogy egy kontinensnek van fővárosa.

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Akkor még nem tudtam, hogy kivételes dolog tanúja voltam.

Deli olduğunuzu biliyordum ama bu derece deli olduğunuzu bilmiyordum.

Tudtam, hogy őrült vagy, de nem tudtam, hogy ennyire őrült.

- Tom'a ne söylemem gerektiğini bilemedim.
- Tom'a ne söylemem gerektiğini bilmiyordum.

Nem tudtam mit kellett volna mondanom Tamásnak.

Senin hasta olduğunu bilmiyordum, bu yüzden seni hastanede ziyaret etmedim.

Nem tudtam, hogy beteg vagy; ezért nem látogattalak meg a kórházban.

- Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum ve sustum.
- Ne söyleyeceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.

Nem tudtam mit mondani, ezért hallgattam.

- “Amerika'nın başkentini biliyor musun?” — “Kıtaların başkentinin olduğunu bilmiyordum.”
- “Amerika'nın başkentini ne, biliyor musun?” — “Kıtanın başkenti mi olurmuş?”

- Tudod, mi Amerika fővárosa? - Nem tudtam, hogy egy kontinensnek van fővárosa.