Translation of "Yapabileceğini" in German

0.006 sec.

Examples of using "Yapabileceğini" in a sentence and their german translations:

Bunu yapabileceğini bilmiyordum.

Ich wusste gar nicht, dass du das kannst.

Onu yapabileceğini biliyorum.

Ich weiß, dass du das kannst!

Bunu yapabileceğini biliyorum.

- Ich weiß, dass du das kannst.
- Ich weiß, du kannst das.
- Ich weiß, du kriegst das hin.
- Ich weiß, dass du das schaffst.

Ne yapabileceğini biliyoruz.

- Wir wissen, wozu du fähig bist.
- Wir wissen, wozu ihr fähig seid.
- Wir wissen, wozu Sie fähig sind.

Tom'un bunu yapabileceğini düşündüm.

Ich dachte, dass Tom das vielleicht täte.

Tom'un ne yapabileceğini görmelisin.

Du müsstest sehen, was Tom machen kann.

Ne yapabileceğini göster bana

- Zeig mir, was du kannst!
- Zeigt mir, was ihr könnt!
- Zeigen Sie mir, was Sie können!

Neler yapabileceğini bize göster.

- Zeig uns, wozu du in der Lage bist!
- Zeigt uns, wozu ihr in der Lage seid!
- Zeigen Sie uns, wozu Sie in der Lage sind!

Tom'un bunu yapabileceğini sanmıyorum.

- Ich finde, dass Tom nicht in der Lage ist, das zu tun.
- Ich glaube nicht, dass Tom dazu fähig ist.
- Ich glaube nicht, dass Tom dazu in der Lage ist.

Tom'un ne yapabileceğini gördünüz.

Du hast ja gesehen, wozu Tom in der Lage ist.

Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum.

Tom kann das, denke ich.

Senin bunu yapabileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass du das hinkriegst!

Onun ne yapabileceğini biliyorum.

Ich weiß, was sie kann.

Tom'un onu yapabileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass Tom dazu in der Lage sein wird.

Tom'un ne yapabileceğini biliyorum.

Ich weiß, was Tom kann.

Onu yapabileceğini kim söyledi?

- Wer hat gesagt, du könntest das tun?
- Wer hat gesagt, Sie könnten das tun?
- Wer hat gesagt, ihr könntet das tun?

Tom onu yapabileceğini sanmıyor.

Tom glaubt nicht, dass er das tun könnte.

Tom bunu yapabileceğini söyledi.

Tom sagte, er könnte das tun.

Deneyinceye kadar ne yapabileceğini bilemezsin.

Man weiß nie, was man alles tun kann, ehe man es nicht probiert hat.

Tom Mary'ye istediğini yapabileceğini söyledi.

Tom sagte Maria, sie könne tun, was immer sie wolle.

İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass jemand anderes meine Arbeit verrichten könnte.

Bunu yapabilirsin, Tom. Yapabileceğini biliyorum.

Du kannst das, Tom. Ich weiß, dass du es kannst.

Tom ne yapabileceğini göreceğini söyledi.

Tom sagte, dass er schauen würde, was er tun könne.

Daha iyi yapabileceğini düşünüyor musun?

Denkst du, du kannst es besser?

Bunu yalnız yapabileceğini düşünüyor musun?

- Glaubst du, du kannst das alleine tun?
- Glaubst du, du bringst das alleine fertig?

Bunu yapabileceğini her zaman biliyordum.

Ich wusste immer, dass du das kannst.

Onu yapabileceğini düşünüyor musun, Tom?

Glaubst du, du schaffst das, Tom?

- Onu yapabileceğini biliyorum.
- Başarabileceğini biliyorum.

Ich weiß, dass du es schaffen kannst.

Herhangi birinin onu yapabileceğini sanmıyorum.

Ich denke nicht, dass irgendwer das tun könnte.

Daha iyi yapabileceğini düşünmüyor musun?

Denkst du, dass du es besser kannst?

Tom'un bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştim.

Ich hätte nie gedacht, dass Tom das schaffen könnte.

Tom Mary'nin bunu yapabileceğini söyledi.

Tom sagte, Maria könnte das tun.

Onlar Tom'un bunu yapabileceğini söylüyorlar.

Sie sagen, dass Tom das tun kann.

Tom, Mary'nin bunu yapabileceğini söyledi.

- Tom sagte, dass Maria das vielleicht tun würde.
- Tom sagte, dass Maria das tun könnte.

Tom, Mary'nin bunu yapabileceğini düşünüyor.

Tom denkt, dass Maria das tun könnte.

Senin onu tek başına yapabileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass du das je alleine schaffen würdest.

Eğer yapabileceğini düşünmesem onu yapmanı istemem.

Ich bäte dich nicht darum, wenn ich nicht meinte, dass du dazu in der Lage bist.

Tom'un bunu yapabileceğini biliyor muydun ki?

Wusstest du überhaupt, dass Tom das kann?

Ben her zaman bunu yapabileceğini biliyordum.

Ich wusste immer, dass ich es schaffen würde.

Ben onu daha iyi yapabileceğini biliyorum.

Ich weiß, dass du es besser machen kannst.

Onun onu tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.

Ich glaube nicht, dass er das allein schafft.

Tom Mary'ye yapmak istediğini yapabileceğini söyledi.

Tom sagte Maria, sie könne tun, was immer sie wolle.

Tom yaptığı şeyi yapabileceğini asla düşünmedi.

Tom hätte nie gedacht, dass er das, was er soeben tat, vollbringen könnte.

Ben Tom'un artık bunu yapabileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass Tom noch dazu in der Lage ist.

Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.

Ich glaube, dass Tom, und nur Tom, das schafft. Manche glauben jedoch, dass auch Maria das schaffen würde.

Tom büyük bir hata yapabileceğini fark etti.

Tom sah ein, dass er möglicherweise gerade dabei war, einen großen Fehler zu begehen.

Tom'un onu tek başına yapabileceğini mi düşünüyorsun?

Denkst du, das Tom das allein könnte?

Onun bu kadar çirkin bir şey yapabileceğini düşünmemiştim.

Ich hätte nie gedacht, dass er so etwas Grausames tun könnte.

Tom işi başka birinden daha iyi yapabileceğini düşünüyor.

Tom glaubt, dass er die Aufgabe besser als jeder andere bewältigen kann.

Ben bile bunu yapamıyorsam, öyleyse senin yapabileceğini sana düşündüren ne?

Wenn ich auch nicht dazu in der Lage bin – weshalb meinst du, dass du es wärest?

Dük için köprüler, silahlar, gemiler, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini söyledi

Er sagte, er könne Brücken, Gewehre, Schiffe, Marmor- und Tonskulpturen für den Herzog herstellen.