Translation of "Seyirci" in German

(Seyirci) Merhaba.

(Publikum) Hallo.

Seyirci alkışladı.

Das Publikum hat applaudiert.

Seyirci harikaydı.

Das Publikum war fantastisch.

Seyirci sıkılmış görünüyordu.

Das Publikum schien gelangweilt.

Seyirci çok kalabalıktı.

Das Publikum war gewaltig.

Seyirci aktrisi alkışladı.

Das Publikum applaudierte der Schauspielerin.

Seyirci nefes aldı.

Die Zuschauer hielten den Atem an.

Konser bittiğinde seyirci alkışladı.

Das Publikum klatschte, als das Konzert zu Ende war.

Seyirci ne kadar büyük?

Wie groß ist das Publikum?

Neyse ki onun için bir seyirci tarafından tamamlandı… ve seyirci, genç

Was glücklicherweise für ihn von einem Zuschauer erledigt wird… und der Zuschauer ist der Teenager

Salonda az sayıda seyirci vardı.

Im Saal befand sich ein kleines Publikum.

Stadyumda kaç tane seyirci vardı?

Wie viele Zuschauer waren im Stadion?

Beklediğimden daha fazla seyirci vardı.

- Es kamen mehr Zuschauer, als ich erwartet hatte.
- Es waren mehr Zuschauer da, als ich erwartet hatte.

Seyirci sıkıldığını hissediyor gibi görünüyor.

Das Publikum scheint sich zu langweilen.

Her seyirci bilet satın alır.

Jeder Zuschauer kauft eine Eintrittskarte.

Kaç kişi seyirci olduğunu düşünüyorsunuz?

Was meinst du, wie viele Leute im Zuschauerraum sind?

Seyirci, performansları için oyuncuları alkışladı.

- Das Publikum bejubelte die Schauspieler für ihre Darbietung.
- Das Publikum feierte die Schauspieler für ihre Darbietung.
- Das Publikum spendete den Schauspielern für ihre Darbietung lauten Beifall.

Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.

Kaum hatte der Redner dies gesagt, da brachen die Zuhörer in Gelächter aus.

Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

Das ganze Publikum stand auf und begann zu applaudieren.

- Seyirci tam beş dakika alkışladı.
- Seyirci tam beş dakika ellerini çırptı.
- Seyirciler tam beş dakika boyunca alkışladı.

Das Publikum klatschte fünf volle Minuten lang Beifall.

Dün gece piyano resitalinde büyük bir seyirci vardı.

Es war ein großes Publikum da am Klavierabend letzte Nacht.

Kraliyet Tiyatrosu'nda akşam performansı sona ermişti, ve seyirci eve gitmişti.

Die Abendvorstellung am Königlichen Theater war zu Ende, und die Zuschauer waren nach Hause gegangen.

Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.

Toms Rede war voller Zweideutigkeiten, wovon die meisten den Horizont der Zuhörerschaft überstiegen.

Seyirci en az bir tam dakika boyunca "Bravo!" diye bağırdı.

Mindestens eine volle Minute lang kamen Bravorufe aus dem Publikum.