Translation of "Genç" in Korean

0.013 sec.

Examples of using "Genç" in a sentence and their korean translations:

Bu genç kız bendim.

이 젊은 여성은 바로 접니다.

Ama bu genç topluluğa

그러나 이런 기회, 청년에게 배당되는 이 기회는

Genç nüfusunun neredeyse yarısı

어떤 나라도 성공할 수 없습니다.

Genç yine hamle yapıyor.

‎젊은 수컷이 다시 시도합니다

Hedefim genç kadınların sesi olmak.

젊은 여성들에게 알려주고 싶어요.

Nüfusumuzun yüzde 25'i genç.

청년들은 전체 인구의 25%를 차지하지만

Genç yavrular başlarına bela almış.

‎어린 새끼들이 말썽에 휘말립니다

Ve siz de genç bir süngerin

이제 가장 신성한 순간을 함께 합니다.

O genç adam şu an burada.

그 젊은이는 바로 여기 있습니다.

Ve çok yetenekli genç nüfusumuz olacak.

젊은 인구를 보유하게 될 것입니다.

Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,

플로리다의 한 십 대 소녀는

Belle Gibson mutlu, genç bir Avustralyalıydı.

벨 깁슨은 젊고 행복한 호주인이었습니다.

Ama genç bir kız olduğumdan beri,

저는 어렸을 때부터

Dünyanın her yerindeki başarılı genç insanlar gibi

전 세계의 열정 넘치는 많은 젊은이들처럼

Pam: Sesin çok genç geliyor. Kaç yaşındasın?

팸: 어리신 분 같은데, 나이가 어떻게 되시죠?

Başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,

다른 젊은 암 환자들과 친구가 되었고,

Birçok genç, bu cihazların su buharı ürettiğini

많은 청소년들은 전자담배가 수증기를 배출하기 때문에

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

‎어린 새끼들이 ‎머릿수로 밀어붙입니다

Bunu havada çılgınca sallıyorum çünkü genç ve yenilmezim.

이걸 허공에서 거칠게 휘두릅니다. 전 젊고 그 누구도 꺾지 못하니깐요.

Veya bir gün böceklerden korkan bir genç kızın

대담하고 위험한 희망일 수 있습니다.

Bir virgül sekiz milyar genç kız ve erkek

18억 명의 청년들은 모두

Peki ya ortaokula gidebilen çok az şanslı genç?

중고등학교를 다니는 일부 운 좋은 아이들은 어떨까요?

Her ay, 10 milyon genç çalışma yaşına geliyor.

매월, 천만 명의 청년들이 근로 가능한 연령이 됩니다.

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

청년들은 소셜미디어 상의 친구들이 수백명이나 됩니다.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

‎하지만 젊은 수컷은 ‎무리와 함께 좁은 가지에 ‎있을 수가 없습니다

Nüfusumuzun yüzde 51'ini oluşturan genç kız ve kadınlara

우리 인구의 51%를 차지하는 여성과 소녀들은

O hâlde, onun genç olduğunu ama anlamaya başladığını gösteriyor.

그 아이는 어리지만, 이제 이해하기 시작했다는 걸 보여주고 있습니다.

Ve genç öğrenciler için kolay anlaşabilir bir biçime dönüştürdüm.

어린 학생들이 이해할만한 방법으로 나열해 나갔습니다.

Genç bir erkek ya da kız şiddete kurban gidiyor.

폭력 사태로 사망합니다.

Ancak bu kadar şanslı olmayan yüz milyonlarca genç var

하지만 그런 행운이 없는 청년들이 수천만 명이나 됩니다.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

‎이 어린 사자 무리의 생존은 ‎우두머리 암사자에 달렸습니다

Bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.

많은 이모티콘이 담긴 편지를 보냈던 그 십 대 소녀를 만나기 위해서였죠.

2030 yılına gelindiğinde her genç okula gitsin, öğrensin, eğitim alsın

2030년까지 모든 청년들이 교육을 받고 필요한 기술을 익혀

Ama çoğu genç maymun gibi daha öğreneceği çok şey var.

‎하지만 어린 원숭이들이 다 그렇듯 ‎배워야 할 것이 많죠

Buna çok iyi bir örnek anım var; genç bir hakimken

제가 젊은 시절 판사 였을 때 일은 훌륭한 예가 되겠네요.

Bunun cevabı için küçük ama büyüyen bir grup genç araştırmacıya ulaştım,

답을 찾기 위해 작지만 점점 커지고 있는 젊은 연구원 그룹에 연락을 했습니다.

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

‎딸린 새끼들 때문에 ‎쉽지는 않습니다 ‎어린 수컷들은 장난치며 싸우는 게 ‎더 재밌나 봅니다

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.

‎한밤중의 포식은 ‎이 어린 수컷이 힘센 오랑우탄들을 ‎피하는 방법일지도 모릅니다

Her neyse, işler değişmeye başladı. Pek çok Güney Koreli genç Avrupa'dan ve

어쨌거나, 어린 한국인들이

Önlerinde çok zor bir yol var. Ama stratejileri böyle. Hızlı yaşa, genç öl.

‎그러니 새끼들은 앞으로 ‎험난한 길을 헤쳐 가야 하죠 ‎이들 신조는 ‎짧고 굵게 살다 가는 거지만요