Translation of "Sıkılmış" in German

0.010 sec.

Examples of using "Sıkılmış" in a sentence and their german translations:

- O sıkılmış görünüyor.
- Sıkılmış görünüyor.

Er sieht gelangweilt aus.

Sıkılmış görünüyorsun.

- Du siehst gelangweilt aus.
- Du scheinst gelangweilt zu sein.

Tom sıkılmış.

Tom ist gelangweilt.

Sıkılmış görünüyordun.

Du schienst gelangweilt.

Seyirci sıkılmış görünüyordu.

Das Publikum schien gelangweilt.

O sıkılmış görünüyor.

Sie sieht gelangweilt aus.

Biraz sıkılmış görünüyorsun.

Du siehst etwas gelangweilt aus.

Tom sıkılmış görünüyor.

- Tom sieht gelangweilt aus.
- Tom scheint sich zu langweilen.

O sıkılmış görünüyordu.

Sie schien sich zu langweilen.

Tom sıkılmış görünüyordu.

Tom schien gelangweilt zu sein.

Öğrenciler sıkılmış görünüyor.

Die Schüler scheinen sich zu langweilen.

Tom sıkılmış gibi görünüyor.

Tom scheint gelangweilt zu sein.

Tom biraz sıkılmış görünüyor.

Tom sieht irgendwie gelangweilt aus.

Tom gerçekten sıkılmış görünüyor.

Tom sieht wirklich gelangweilt aus.

Tom çok sıkılmış görünüyor.

Tom sieht ziemlich gelangweilt aus.

Tom tamamen sıkılmış görünüyor.

Tom scheint sich total zu langweilen.

Odadaki herkes sıkılmış görünüyordu.

Allen im Zimmer schien langweilig zu sein.

Tom biraz sıkılmış görünüyordu.

Tom machte einen leicht gelangweilten Eindruck.

Biz sevişiyorken o sıkılmış görünüyordu.

Sie schien sich zu langweilen, während wir uns liebten.

Onlar evli yaşamdan sıkılmış gibi görünüyorlar.

Es scheint, dass ihnen das Eheleben langweilig geworden ist.

Sıkılmış bir yumrukla kimsenin elini sıkamazsın.

Man kann mit einer geballten Faust nicht die Hand geben.

Tom sıkılmış bir hâlde oraya oturuverdi.

- Tom saß nur gelangweilt da.
- Tom saß nur da und schaute gelangweilt drein.

- Çok sıkılmış gibisin.
- Çok sıkkın görünüyorsun.

Du siehst ziemlich gelangweilt aus.

- Tom çok sıkıldı.
- Tom çok sıkılmış.

- Tom langweilte sich schrecklich.
- Tom ist sehr gelangweilt.

Tatiller yıl boyunca sıkılmış insanlar için güzeldir.

Ferien sind gut für Leute, die sich das ganze Jahr über langweilen.

Taze sıkılmış meyve suyu, konsantredeki meyve suyundan daha pahalıdır.

Frischgepresster Saft ist teurer als Saft aus Konzentrat.