Translation of "Sırasında" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Sırasında" in a sentence and their hungarian translations:

Kemoterapi sırasında,

A kemoterápiám alatt

Savaş sırasında askerdi.

A háború alatt katona volt.

- Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.

Udvariatlan dolog hangverseny közben beszélgetni.

Nefes verme sırasında büzülen;

amely belégzéskor kitágul,

O, ders sırasında uyuyakaldı.

Elaludt az iskolai órán.

Tom gösterisi sırasında uyuyakaldı.

Tom elaludt az előadás alatt.

Konferans sırasında şirketimizi temsil etti.

Ő képviselte társaságunkat a konferencián.

- Derste uyuyakaldı.
- Ders sırasında uyuyakaldı.

- Elaludt az órán.
- Elaludt óra alatt.
- Óra közben elbóbiskolt.

Şehir savaş sırasında hasar gördü.

- A város károkat szenvedett a háború során.
- A várost a háború alatt sérülések érték.

Sınav sırasında konuşmak yok millet.

- Nincs beszélgetés a teszt alatt, emberek.
- Ne beszelgessetek dolgozatírás közben, fiúk, lányok!

Onun ölümü sırasında ne yapıyordun?

- Mit csináltál éppen az ő halála idejében?
- Mit csinált ön az ő halálának idején?

Tom'un annesi doğum sırasında öldü.

Tom anyja a szülésnél meghalt.

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

Kívülről olyan, mint egy óriási felfújható zsák,

Travma sırasında hissedilen aşırı stres seviyelerinin

A trauma során tapasztalt súlyos stressz

Prosedür ya da test sırasında, öncesinde

Nem tudjuk sem a kezelés vagy vizsgálat előtt, közben vagy után,

Betty tatil sırasında dört hikaye okudu.

Betti a szünet alatt négy történetet olvasott el.

Tatilleri sırasında çalışmaları onlar için iyidir.

Jó az nekik, ha dolgoznak a szünidejükben.

Arka bahçedeki korkuluk kasırga sırasında devrildi.

A madárijesztőt feldöntötte a hurrikán a ház mögött.

O, yemekler sırasında gazete okumaya alışmış.

Az a szokása, hogy újságot olvas az étkezések alatt.

Boş zamanım sırasında arkadaşlarımla takılmak istiyorum.

A szabadidőmben szívesen lógok a haverokkal.

Savaş sırasında, fabrikalar gece gündüz çalıştı.

A háború alatt a gyárak éjjel-nappal üzemeltek.

O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

Megtalálta a gyűrűt, melyet útközben elvesztett.

Ancak daha sonra gece derin uyku sırasında,

Viszont éjszaka mélyalvásban –

Bu kolyeyi doğum sırasında da taksın diye.

amit aztán barátnőjük majd a szülőszobán viselhet.

Sıcak mevsim sırasında oğlumun cildi kolayca çıtlar.

A fiam bőre könnyen felrepedezik a forró évszakban.

Babam akşam yemeği sırasında tek kelime söylemedi.

Apám a vacsora alatt egy szót sem szólt.

Onun konuşması sırasında garip bir olay oldu.

- A beszéde alatt különös esemény történt.
- A beszéde alatt különös incidens történt.

Gözükara insanlar Antartika seferleri sırasında donarak öldü.

Az óvatlanabbak halálra fagytak a déli-sarki expedíció alatt.

Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.

Ebédidő körül Tom végre idejött.

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

Soha sincsen a világhálón, még a szabadsága alatt sem.

Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.

A színészt véletlenül lelőtték a film forgatása közben.

Babam yemek zamanı sırasında tek söz söylemedi.

Apám a vacsora alatt egy szót sem szólt.

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.

A polgárháború alatt, az ország az anarchia állapotában volt.

Winston Churchill İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin başbakanıydı.

Winston Churchill volt Anglia miniszterelnöke a második világháború idején.

Film sırasında, güvensizliğimi askıya almaya çalıştım, ama başaramadım.

Megpróbáltam a film alatt félrerakni a hitetlenségemet, de nem sikerült.

Onu ilk kez nerede gördün? Askerî bir operasyon sırasında

Mikor látta először? Egy katonai akció volt,

Konser salonunun ön sırasında oturdular ve orkestrayı açıkça duydular.

A koncertterem első sorában ültek, és tisztán hallották a zenekart.

Tom'un olay sırasında başka yerde olduğuna dair kanıtı yok.

Tominak nincs alibije.

Ve düşündük de bir canlı yayın sırasında aranıza katılalım dedik.

és arra gondoltunk, becsatlakozunk hozzátok, fiúk, egy kis közvetítésre.

Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.

Aludtam egy kicsit az ebédszünetben, mert nagyon fáradt voltam.

Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.

Amit ma fogok mesélni, annak nagy része a börtön magányában született.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika'da da toplama kampları vardı. Japonlar toplanıyordu.

Az Egyesült Államokban is voltak koncentrációs táborok a második világháborúban; a japánokat gyűjtötték össze.

Paleolitik olarak bilinen dönem sırasında, insan hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.

A paleolit korszaknak nevezett időszak alatt az embernek meg kellett küzdenie az életben maradásáért.

- Mary çocuk doğururken öldü.
- Mary doğum yaparken öldü.
- Mary doğum sırasında öldü.

Mary belehalt a szülésbe.

Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.

Az első dolog, ami Tomi listáján szerepelt, amiket magával akar vinni az útra, az a mobil töltője.