Translation of "Normal" in German

0.022 sec.

Examples of using "Normal" in a sentence and their german translations:

- Ateşi normal.
- Onun sıcaklığı normal.

Seine Temperatur ist normal.

''Korkman normal.''

"Es ist normal, davor Angst zu haben."

O normal.

- Das ist normal.
- Das ist ganz normal.

Tom normal.

Tom ist normal.

Tamamen normal.

- Das ist völlig normal.
- Das ist ganz normal.

Normal mi?

Ist das normal?

Tüm seçenekler normal.

Alle Optionen sind normal.

Bu normal değil.

Das ist nicht normal.

Bu tamamen normal.

Das ist völlig normal.

O tamamen normal.

- Das ist völlig normal.
- Das ist ganz normal.
- Es ist völlig in Ordnung.

Her şey normal.

Alles ist normal.

Sen normal değilsin.

Du bist nicht normal.

O normal görünüyordu.

Es schien normal.

Sanırım Tom normal.

Ich denke, Tom ist normal.

Tom normal değil.

Tom ist nicht normal.

Tom normal görünüyor.

Tom sieht normal aus.

Bu çok normal.

Das ist ganz normal.

O kusursuzca normal.

Das ist vollkommen normal.

Bu oldukça normal.

Das ist ganz normal.

Bu normal mi?

Ist das normal?

Senin nabzın normal.

- Dein Puls ist normal.
- Ihr Puls ist normal.

Tom'un tansiyonu normal.

Toms Blutdruck ist normal.

Onlar normal çocuklar.

Das sind ganz normale Kinder.

Tom normal değildi.

Tom war nicht normal.

- Bütün bunlar gayet normal.
- Bütün bunlar tamamen normal.

Das ist alles ganz normal.

Tom normal bir adam.

Tom ist ein normaler Typ.

Bu normal bir olgudur.

Das ist ein ganz normales Phänomen.

Sadece normal olmak istiyorum.

Ich will einfach nur normal sein.

Tom normal, değil mi?

Tom ist normal, nicht wahr?

Normal olarak nefes al.

- Atme normal.
- Atmen Sie normal.
- Atmet normal.

Hayır, o normal değildir.

Nein, das ist nicht normal.

Ben normal bir kızım.

Ich bin ein normales Mädchen.

Normal olduğunu düşünüyor musun?

- Hältst du dich für normal?
- Haltet ihr euch für normal?
- Halten Sie sich für normal?

Bunu normal olarak yapmam.

Ich tu das normalerweise nicht.

O normal değil mi?

Ist das nicht normal?

Sanırım bu oldukça normal.

Ich denke, das ist ziemlich normal.

Her şey normal görünüyordu.

Alles schien wie immer.

O normal kalmaya çalışıyor.

Er versucht, ein normaler Mensch zu bleiben.

Kölelik, normal, doğal ve gerekli.

Sklaverei ist normal, natürlich und notwendig.

Ve bunlar 'normal' sonuçlar olur.

und das sind "normale" Ergebnisse.

Farenin normal beyin fonksiyonuna döndüğünü

kehrt die Maus zu ihrer natürlichen Gehirnfunktion

Lütfen depoyu normal benzinle doldurun.

Bitte füllen Sie den Tank mit Normal.

Normal bir kız gibi davranmıyor.

Sie benimmt sich nicht wie ein normales Mädchen.

Onun böyle konuşması çok normal.

Es ist typisch für ihn, so zu reden.

Bu sorunu normal yöntemle çözemezsiniz.

Dieses Problem kann nicht auf die übliche Weise gelöst werden.

Ben sadece normal bir kızım.

Ich bin ein ganz normales Mädchen.

Beş galon normal benzin, lütfen.

Fünf Gallonen Normal, bitte.

Normal bir kız gibi davranmıyordu.

Sie benahm sich nicht wie ein normales Mädchen.

Normal bir görme yeteneğim var.

Ich habe ein normales Sehvermögen.

Bu onun normal geldiği zamandır.

Das ist normalerweise seine Ankunftszeit.

Tom'un normal bir çocukluğu vardı.

Tom hatte eine normale Kindheit.

Böyle olması bence çok normal.

Meiner Meinung nach ist das ganz normal.

- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.

Normaler Verschleiß ist von der Garantie ausgeschlossen.

Diğeri de, normal okulda duyabilen yaşıtlarımla

oder eine Regelschule,

Ve görebileceğiniz gibi kesinlikle normal durumdalar.

Wir können auch erkennen, dass sie absolut, perfekt normal sind.

Herkes durumun normal olduğuna karar kılmıştı.

Alle meinten, das sei völlig in Ordnung.

üstelik normal hayatında soğuk bir adamdı

Außerdem war er in seinem normalen Leben ein kalter Mann

normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının

eine chronische Wunde ist im Wesentlichen, wenn jemand eine normale Wunde bekommt,

Ekmek ve tereyağı onların normal kahvaltısıdır.

- Brot und Butter sind ihr gewöhnliches Frühstück.
- Butterbrot ist ihr gewöhnliches Frühstück.
- Sie frühstücken gewöhnlich Butterbrot.

Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.

- Normalerweise machen wir das in Spanien nicht.
- Normalerweise tut man das in Spanien nicht.

Sadece normal bir hayat yaşamak istiyorum.

Ich will einfach nur ein normales Leben führen.

- Beklenen bir durum.
- Böyle olması normal.

Das ist zu erwarten.

Normal vücut sıcaklığım 37 derece civarında.

Meine normale Körpertemperatur beträgt etwa siebenunddreißig Grad.

Bu çocuk normal bir biçimde büyüdü.

Das Kind ist normal aufgewachsen.

Korkmuş olmak normal. Ben de korkuyorum.

Es ist ganz normal, Angst zu haben. Auch ich habe Angst.

Normal olmak için hayat çok kısa.

Das Leben ist zu kurz, um normal zu sein.

Mary ve Alice normal genç kızlardır.

Maria und Elke sind ganz normale heranwachsende Mädchen.

Maçın normal süresi golsüz berebare bitti.

Die reguläre Spielzeit ging torlos zu Ende.

Ve soldaki normal kalpten oldukça farklı görünüyor.

anders aus als das normale links.

Ama sahilde bulduklarınız gibi normal yengeçlerden değiller.

Aber nicht die normalen Krabben, wie man sie vom Strand kennt.

Ya da normal bir el feneri kullanabilir

Oder ich verwende eine normale Taschenlampe

Yani bu normal bir şey gibi gelsede

Das klingt also wie eine normale Sache

Farklılık göstermesi ise zaten normal bir şey

ist eine normale Sache

Neden bana para veriyorsun? Bu normal değil.

Warum gibst du mir Geld? Das ist nicht normal.

Şu anda normal zamanlarda olmadığımızı herkese hatırlatmak.

Es erinnert uns alle daran, dass wir zurzeit nicht in normalen Zeiten leben.

Ne bekleyeceğinizi bilmediğiniz zaman gergin hissetmeniz normal.

Es ist normal, dass man nervös ist, wenn man nicht weiß, was man zu erwarten hat.

Futbolda, normal zaman ile uzatmalar birbirinden farklıdır.

In einem Fussballspiel unterscheidet man zwischen der Regelzeit und der Nachspielzeit.

Tom'un bu kadar sessiz olması normal değil.

Es ist ungewöhnlich für Tom, sich so still zu verhalten.

Normal tren ekspres trenden daha az rahattır.

Der Normalzug ist nicht so komfortabel wie der Expresszug.

Ben sadece normal bir insan olmak istiyorum.

Ich will einfach eine normale Person sein.

- Normalde uçaklardan korkmam.
- Normal olarak uçaklardan korkmam.

Normalerweise habe ich keine Angst vorm Fliegen.

Bu uç Hilti için, normal matkaplara uymaz.

Dieser Aufsatz ist für Hilti; der passt nicht für normale Bohrmaschinen.

Biri normal taksi, diğerinin üstünde ''Bu taksinin sürücüsü

Ein normales Taxi und eins mit einem großen Schild, mit der Aufschrift:

Bu normal bir his değildi, ama aktif uyarıcıyla

Es fühlte sich nicht normal an,

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

Nach einer Weile setzte er seine normalen Aktivitäten fort,

Onun davranışı genç bir kız için normal değil.

- Ihr Verhalten ist unnormal für ein junges Mädchen.
- Ihr Betragen ist nicht normal für ein junges Mädchen.

Beni "normal" bir insan gibi görmeyi bırak artık!

Hör auf, mich als einen "normalen" Menschen anzusehen!

Bu bürodaki normal iş saatleri dokuzdan beşe kadardır.

In diesem Büro sind die üblichen Geschäftszeiten von neun bis fünf Uhr.