Translation of "Trafik" in German

0.011 sec.

Examples of using "Trafik" in a sentence and their german translations:

Trafik durmuştu.

Der Verkehr stand still.

Trafik kötüydü.

Die Verkehrsbedingungen waren schlecht.

- Trafik kurallarına riayet etmelisin.
- Trafik kurallarına uymalısın.

Du musst die Straßenverkehrsordnung beachten.

- Amcam trafik kazasına karıştı.
- Dayım trafik kazasına karıştı.
- Amcam trafik kazası geçirdi.

Mein Onkel war in einen Verkehrsunfall verwickelt.

Trafik kurallarına uymalıyız.

Wir sollten uns an die Verkehrsregeln halten.

Bugün trafik kötü.

Die Verkehrsbedingungen sind heute schlecht.

Trafik ışığı çalışmıyor.

Die Ampel funktioniert nicht.

Üzgünüm. Trafik ağırdı.

Verzeihung. Es war starker Verkehr.

Trafik buralarda yoğundur.

Es gibt ein hohes Verkehrsaufkommen hier.

Trafik lambası yeşil.

Die Ampel ist grün.

Çok trafik yoktu.

Es gab nicht viel Verkehr.

Trafik kurallarına uymalısın.

Du musst die Verkehrsregeln befolgen.

Trafik sıkışıklığı yok.

Es gibt keinen Stau.

Otoyolda trafik kilitlenmiş.

Es ist Stau auf der Autobahn.

- Ben bir trafik sıkışıklığında sıkıştım.
- Trafik sıkışıklığında sıkıştım.

Ich stecke in einem Verkehrsstau fest.

- Trafik gıdım gıdım ilerledi.
- Trafik adım adım ilerledi.

Der Verkehr kroch im Schneckentempo dahin.

- Trafik burada ağırdır, özellikle sabahları.
- Trafik burada özellikle sabahları ağırdır,
- Trafik burada yoğundur özellikle sabahları.

Der Verkehr ist hier dicht, besonders morgens.

Trafik ışıklarının hepsi kırmızıydı.

Die Ampeln waren alle rot.

Trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.

Wir müssen die Ampel beachten.

Caddedeki trafik gerçekten korkunçtu.

Der Verkehr auf der Straße war wirklich schrecklich.

Bir trafik kazasına karıştı.

- Er hatte einen Verkehrsunfall.
- Er war in einen Verkehrsunfall verwickelt.

O, trafik kazasında öldü.

Er ist bei dem Verkehrsunfall ums Leben gekommen.

Trafik kazası nasıl oldu?

Wie kam es zu dem Verkehrsunfall?

Trafik ışığı kırmızıya döndü.

- Die Verkehrsampel wurde rot.
- Die Ampel wurde rot.
- Die Ampel hat auf Rot geschaltet.

O, trafik kazasında yaralandı.

Sie wurde bei dem Verkehrsunfall verletzt.

Bir trafik kazasında yaralandı.

Er wurde bei einem Verkehrsunfall verwundet.

Hiç trafik kazası geçirmedim.

Ich habe nie einen Verkehrsunfall gehabt.

Tom trafik kazası geçirdi.

Tom hatte einen Verkehrsunfall.

Buradaki trafik kurallarını bilmiyorum.

Ich kenne die hiesige Verkehrsordnung nicht.

Sürücüler trafik kurallarına uymalıdırlar.

Die Fahrer müssen die Straßenverkehrsordnung beachten.

Tom trafik kazasında öldü.

Tom kam bei dem Unfall ums Leben.

Çok fazla trafik var.

- Da ist sehr viel Verkehr.
- Da ist viel los.

Bu caddede trafik yoğundur.

Auf dieser Straße ist viel Verkehr.

Trafik ışığı yeşil yandı.

Die Ampel wurde grün.

Tüm trafik yasalarına uymalısınız.

Du solltest alle Verkehrsregeln befolgen.

Tom trafik kazasında ölmedi.

Tom ist nicht bei einem Autounfall gestorben.

Tom bir trafik sıkışıklığındaydı.

Tom stand im Stau.

Trafik nedeniyle geç kaldım.

Wegen der Staus bin ich zu spät angekommen.

- Dick, bir trafik kazası geçirdi.
- Dick bir trafik kazasına karıştı.

- Dick hatte einen Verkehrsunfall.
- Dick wurde in einen Verkehrsunfall verwickelt.

- Geceleri bu sokakta hiçbir trafik yoktur.
- Bu caddede geceleri trafik açıktır.

Auf dieser Straße herrscht nachts kein Verkehr.

Tom bir trafik kanunu ihlal ettiği için bir trafik cezası aldı.

Tom hat einen Strafzettel für eine Verkehrsordnungwidrigkeit bekommen.

Biz bir trafik kazasına karıştık.

- Wir wurden in einen Verkehrsunfall verwickelt.
- Wir sind in einen Verkehrsunfall verwickelt worden.

Sürücüler trafik kurallarının farkında olmalı.

Fahrzeuglenker sollten die Verkehrsregeln kennen.

Ağır bir trafik sıkışıklığı beklememiştim.

Ich hatte nicht mit einem so starken Stau gerechnet.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

Der Verkehrsunfall hinderte mich daran den Zug zu erwischen.

Trafik kazasından dolayı treni kaçırdı.

Er verpasste den Zug wegen des Verkehrsunfalls.

Çok fazla trafik var mıydı?

Gab es viel Verkehr?

Trafik kazasında ciddi biçimde yaralandı.

Er wurde bei dem Verkehrsunfall schwer verletzt.

Yolda bir trafik sıkışıklığına yakalandık.

Auf der Fahrt gerieten wir in einen Stau.

Tom, bir trafik kazasında yaralandı.

Tom wurde bei einem Verkehrsunfall verletzt.

Trafik kazalarında birçok insan ölür.

Viele Menschen sterben bei Verkehrsunfällen.

Trafik kazaları her gün olur.

Verkehrsunfälle passieren jeden Tag.

Bir trafik sıkışıklığında saatlerce sıkıştık.

Wir steckten stundenlang im Stau fest.

Yoğun trafik nedeniyle geç kaldı.

Sie kam wegen eines Verkehrsstaus zu spät.

Trafik kazası onun suçu değildi.

Sie hatte keine Schuld an dem Verkehrsunfall.

Kaza trafik sıkışıklığına neden oldu.

Der Unfall verursachte einen Stau.

Dick bir trafik kazasına karıştı.

- Dick hatte einen Verkehrsunfall.
- Dick wurde in einen Verkehrsunfall verwickelt.

Trafik sıkışıklığından dolayı, uçağımızı kaçırdık.

Wir haben unser Flugzeug wegen dem Stau verpasst.

Tom bir trafik kazası geçirdi.

Tom wurde in einen Verkehrsunfall verwickelt.

Tom bir trafik sıkışıklığında tıkandı.

Tom steht im Stau.

Tom bir trafik kazasıyla karşılaştı.

Tom hatte einen Unfall.

Yolda bir trafik levhasıyla karşılaştık.

Auf der Fahrt gerieten wir in einen Stau.

Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.

- Ich steckte im Stau.
- Ich steckte in einem Verkehrsstau fest.
- Ich saß im Stau fest.
- Ich bin in einen Stau geraten.

Bir trafik sıkışıklığında saatlerce takıldılar.

Sie steckten stundenlang im Stau.

Tom bir trafik kazasında yaralandı.

Tom wurde bei einem Verkehrsunfall verwundet.

Kesinlikle bugün çok trafik var.

Heute herrscht aber ein ganz schöner Verkehr!

İkinci trafik ışığında sola dön.

- Biege bitte an der zweiten Ampel links ab!
- Biegen Sie bitte an der zweiten Ampel links ab!

Trafik sıkışıklığı bir saat sürdü.

Der Verkehrsstau dauerte eine Stunde.

O bir trafik kazası geçirdi.

Er hatte einen Verkehrsunfall.

Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.

Ich wurde durch einen Stau aufgehalten.

- Işık yeşil.
- Trafik ışığı yeşil.

Die Ampel ist grün.

Kırmızı trafik ışığı "dur" gösterir.

Das rote Licht an der Ampel bedeutet "Stop".

Bu saatte, inanılmaz trafik vardır.

Um diese Zeit ist ein unglaublicher Verkehr.

Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.

Jimmy wurde bei einem Verkehrsunfall verletzt.

Bu caddede yoğun trafik var.

Auf dieser Straße herrscht starker Verkehr.

Trafik bir heyelan tarafından engellendi.

Durch einen Erdrutsch ist der Verkehr unterbrochen worden.

O caddede çok trafik var.

- Die Straße ist stark befahren.
- Die Straße ist sehr verkehrsreich.
- Auf der Straße gibt es viel Verkehr.

Trafik kurallarına uymak çok önemlidir.

Es ist sehr wichtig, die Verkehrsregeln zu beachten.

Hayatını bir trafik kazasında kaybetti.

- Er verlor sein Leben bei einem Verkehrsunfall.
- Er kam bei einem Autounfall ums Leben.

Ben bir trafik kazasına karıştım.

- Ich war in einen Verkehrsunfall verwickelt.
- Ich war an einem Verkehrsunfall beteiligt.

Trafik sıkışıklığını nasıl aşacağımızı biliyoruz.

Wir wissen, wie man dem Verkehrsstau entgehen kann.

Tom bir trafik sıkışıklığında yakalandı.

- Tom geriet in einen Verkehrsstau.
- Tom ist in einen Verkehrsstau geraten.

Tom bir trafik kazasında öldü.

Tom kam bei einem Verkehrsunfall ums Leben.

Oğlunu bir trafik kazasında kaybetti.

Er hat bei einem Autounfall seinen Sohn verloren.

- Bir trafik kazasında ciddi biçimde yaralanmıştı.
- Bir trafik kazasında ciddi şekilde yaralandı.

Er wurde bei dem Unfall schwer verletzt.

- Birçok sürücü trafik kurallarına saygı duymuyor.
- Birçok sürücü trafik kurallarını hiçe sayıyor.

Viele Fahrer halten Vergehen im Straßenverkehr für Kavaliersdelikte.

Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor.

Du solltest die Verkehrsregeln beachten, wenn du fährst.

Otobüs beklerken bir trafik kazası gördüm.

Während ich auf den Bus wartete, sah ich einen Verkehrsunfall.

Trafik sıkışıklığı nedeniyle otobüs geç kalmıştı.

Der Bus hatte wegen des Staus Verspätung.

Yol taşıdığı trafik miktarı için yetersizdir.

Die Straße ist ungeeignet für das Verkehrsaufkommen, das sie zu tragen hat.

Kız trafik kazasında kötü biçimde yaralandı.

Das Mädchen wurde bei dem Verkehrsunfall schwer verletzt.

Trafik kazası onu gözünden mahrum etti.

Der Verkehrsunfall kostete ihn das Augenlicht.

Onun kitabı trafik kazalarını ele alıyor.

Sein Buch befasst sich mit Verkehrsunfällen.