Translation of "Engelledi" in English

Macar saldırısını engelledi.

within minutes, stopping the Hungarian attack dead in its’ tracks.

Iktidar boşluğunu engelledi.

left in the wake of the Battle of Kosovo.

Yağmur gitmemi engelledi.

The rain prevented me from going.

Yağmur gelmemi engelledi.

The rain prevented me from coming.

Gürültü çalışmamı engelledi.

Noises interfered with my studying.

Onu Facebook'ta engelledi.

She blocked him on Facebook.

Tom soruyu engelledi.

Tom avoided the question.

Kar zamanında varmamızı engelledi.

The snow prevented us from arriving on time.

Yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

The rain kept us from going out.

Yağmur beyzbol oynamamızı engelledi.

The rain prevented us from playing baseball.

Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.

Rain prevented us from taking a walk.

Yağmur dışarı çıkmamı engelledi.

The rain prevented me from going out.

Yağmur yangının yayılmasını engelledi.

The rain kept the fire from spreading.

Kötü hava gitmemizi engelledi.

The bad weather prevented us from leaving.

Kötü hava başlamamızı engelledi.

Bad weather prevented us from starting.

Onu gelmekten ne engelledi?

What prevented him from coming?

Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.

The typhoon prevented our plane from leaving.

Hastalık partiye gitmemi engelledi.

Illness prevented me from going to the party.

Hastalık oraya gitmemi engelledi.

Illness kept me from going there.

Hastalık seni aramamı engelledi.

Illness prevented me from calling on you.

Sel, nehri geçmemi engelledi.

The flood prevented me from crossing the river.

Denizdeki fırtına ilerlememizi engelledi.

Storms at sea impeded our progress.

Hastalık partiye katılmamı engelledi.

Sickness kept me from attending the party.

Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.

The storm prevented us from going out.

Kar dışarı çıkmamızı engelledi.

The snow kept us from going out.

Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.

A heavy rain prevented me from going.

Kar oraya gitmemi engelledi.

The snow prevented me from going there.

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

The snow prevented me from going out.

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

The storm prevented us from arriving on time.

Gardiyanlar içeri girmemizi engelledi.

The guards kept us from getting inside.

Kar uçağın kalkmasını engelledi.

The snow prevented the airplane from taking off.

O, işimde beni engelledi.

He hindered me in my work.

Türkiye, Twitter'a erişimi engelledi.

Turkey has blocked access to Twitter.

Kaza onun gelişini engelledi.

The accident prevented him from coming.

Hastalık okula gitmemi engelledi.

Illness prevented me from going to school.

İnşaat, caddeye girişi engelledi.

The construction blocked the entrance to the street.

Tom bankaya girmemi engelledi.

Tom stopped me from entering the bank.

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi.

Anger deprived him of his reason.

Hastalık dışarı çıkmamı engelledi.

Illness prevented me from going out.

Onun hapşırması konuşmamızı engelledi.

His sneezing interfered with our conversation.

Senin çalışmanı ne engelledi?

What prevented you from working?

Yardımın benim mahvolmamı engelledi.

Your help prevented me from being ruined.

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

Illness prevented me from taking a trip.

Tom bunu yapmamı engelledi.

Tom stopped me from doing that.

Sami, Leyla'yı İnstagram'ından engelledi.

Sami blocked Layla off his Instagram.

- Sokaklarda biriken kar, trafiği engelledi.
- Caddelerde biriken kar, trafiği engelledi.

The snow that accumulated in the streets blocked traffic.

Acil iş onun gitmesini engelledi.

Urgent business prevented him from going.

Acil iş onun gelişini engelledi.

Urgent business prevented him from coming.

Yağmur dışarıda tenis oynamamızı engelledi.

The rain prevented us from playing tennis outside.

Yağmur onun buraya gelmesini engelledi.

The rain prevented him from coming here.

Kötü hava yola çıkmamı engelledi.

Bad weather prevented me from setting out.

Yoğun kar dışarı çıkmamızı engelledi.

The heavy snow kept us from going out.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

The traffic accident prevented me from catching the train.

Olay onun Amerika'ya gitmesini engelledi.

The incident prevented him from going to America.

Köpek, onun evine yaklaşmamı engelledi.

The dog kept me from approaching his house.

Hastalık Jane'in okula gitmesini engelledi.

Illness prevented Jane from going to school.

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

Sickness prevented him from going out.

Hastalık onun gezi planlarını engelledi.

Illness frustrated his plans for the trip.

Acil iş onun gelmesini engelledi.

Urgent business kept him from coming.

Kötü hava dışarı gitmemizi engelledi.

Bad weather kept us from going out.

Şiddetli kar dışarı çıkmamı engelledi.

The heavy snow prevented me from going out.

Şiddetli yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.

The heavy rain kept us from going out.

Grip onun golf oynamasını engelledi.

The flu prevented him from playing golf.

Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.

Bad weather prevented us from departing.

Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.

A storm prevented the plane from taking off.

Onun zamanında müdahale salgını engelledi.

His prompt action prevented an epidemic.

Hastalık onun partiye katılmasını engelledi.

- Illness prevented him from attending the party.
- Illness prevented her from attending the party.
- Illness kept him from attending the party.

Şiddetli yağış dışarı çıkmamızı engelledi.

The heavy rain prevented us from going out.

Hastalık onun dışarıya çıkmasını engelledi.

Sickness prevented him from going out.

Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

The storm prevented her from arriving on time.

Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.

Tom restrained himself from hitting Mary.

Doktor'un tavsiyesi çok içmemi engelledi.

The doctor's advice kept me from drinking too much.

Onun utancı onu yapmasını engelledi.

His shame prevented him from doing that.

Şiddetli yağmur benim gitmemi engelledi.

- The heavy rain prevented me from going.
- I couldn't go because of the heavy rain.

Mary Tom'un çocuğunu görmesini engelledi.

Mary kept Tom from seeing his child.

Fırtına, kayıp çocuğu aramamızı engelledi.

The storm kept us from searching for the missing child.

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

Illness prevented me from going abroad.

Kötü hava benim gitmemi engelledi.

- The bad weather prevented me from leaving.
- The bad weather kept me from leaving.

Kötü hava hava baskınını engelledi.

Bad weather hindered the air raid.

O tayfun dışarı çıkmamı engelledi.

That typhoon prevented me from going out.

Hastalık onun geziye çıkmasını engelledi.

Illness prevented her from taking a trip.

Bu bir iç savaş engelledi.

It prevented a civil war.

Hastalık onun işini yapmasını engelledi.

Illness prevented him from doing his work.

Kar, benim dışarı gitmemi engelledi.

The snow stopped me going out.

Leyla, Sami'nin e-postasını engelledi.

Layla blocked Sami's e-mail.

Tom, Mary'nin onu yapmasını engelledi.

Tom prevented Mary from doing that.

Tom, Mary'nin bunu yapmasını engelledi.

Tom stopped Mary from doing that.

Tom'un bunu yapmasını ne engelledi?

What prevented Tom from doing that?

Kar benim dışarı çıkmamı engelledi.

The snow kept me from going out.