Translation of "Ismini" in German

0.012 sec.

Examples of using "Ismini" in a sentence and their german translations:

İsmini değiştirdi.

Er hat seinen Namen geändert.

- O şarkının ismini hatırlayamamıştım.
- O şarkının ismini hatırlayamıyordum.
- O şarkının ismini hatırlayamadım.

Mir fiel der Titel des Liedes nicht mehr ein.

Onun ismini hatırlamıyorum.

Ich erinnere mich nicht an ihren Namen.

Tom ismini değiştirdi.

Tom hat seinen Namen geändert.

Onun ismini hatırlayamıyorum.

- Ich kann mich an seinen Namen nicht erinnern.
- Ich kann mich nicht an seinen Namen erinnern.

İsmini listeye ekledim.

- Ich habe seinen Namen der Liste hinzugefügt.
- Ich habe deinen Namen mit auf die Liste gesetzt.

Oh, bana ismini söyle!

Oh, sag mir deinen Namen!

Çocuk ismini ağaca kazıdı.

Der Junge schnitzte seinen Namen in den Baum.

Onun ismini bile bilmiyordum.

Ich kannte nicht einmal seinen Namen.

Köpeğe Tim ismini verdik.

Wir nannten den Hund Tim.

Bana gerçek ismini vermedi.

Seinen richtigen Namen hat er mir nicht genannt.

Düne kadar ismini bilmiyordum.

Erst gestern habe ich ihren Namen erfahren.

Onun ismini hala hatırlıyorum.

Ich erinnere mich noch an seinen Namen.

Kitabın ismini hatırlamaya çalışıyorum.

Ich versuche, mich an den Namen des Buches zu erinnern.

O bana ismini söylemedi.

- Sie hat mir ihren Namen nicht verraten.
- Sie sagte mir nicht, wie sie heißt.

Köpeğine Popeye ismini verdi.

Er taufte seinen Hund "Popeye".

Ken onun ismini hatırlayamadı.

- Ken konnte sich nicht mehr an seinen Namen erinnern.
- Ken kam nicht auf seinen Namen.

Gel ve ismini yaz.

Komm und schreib deinen Namen.

- Adını değiştirdi.
- İsmini değiştirdi.

Er hat seinen Namen geändert.

Artık onun ismini hatırlamıyorum.

Ich erinnere mich nicht mehr an ihren Namen.

Herkes onun ismini bilir.

Die ganze Welt kennt seinen Namen.

Birisi onun ismini bağırdı.

Jemand hat seinen Namen gerufen.

- Tom, köpeğine Cookie ismini verdi.
- Tom, köpeğine Cookie ismini koydu.

Tom hat seinen Hund Bello genannt.

ismini paşa dönemini eski yaptılar

Sie machten den Namen Pascha alt

- Senin adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.

- Ich kenne deinen Namen.
- Ich kenne deinen Vornamen.
- Ich weiß, wie Sie heißen.

O çocuk bana ismini söylemeyecek.

- Dieser Junge sagt mir nicht seinen Namen.
- Der Junge will mir nicht seinen Namen sagen.

Öğretmen tahtaya onun ismini yazdı.

Der Lehrer schrieb seinen Namen an die Tafel.

İsmini hatırlayamadığım bir kitaptan bahsetti.

Er erwähnte ein Buch, an dessen Titel ich mich nicht erinnern kann.

Ben senin ismini bile bilmiyorum.

Ich weiß noch nicht einmal, wie du heißt.

O bana gerçek ismini vermedi.

Sie hat mir nicht ihren richtigen Namen genannt.

Herkes Tom'un ismini yanlış söylüyor.

Alle sprechen Toms Nachnamen falsch aus.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

Er muss nach seinem Großvater benannt worden sein.

Yani aslında kutba ismini veren şey

Also, was gibt der Stange tatsächlich ihren Namen?

O adamın ismini çok iyi hatırlıyorum.

Den Namen des Mannes erinnere ich gut.

Tek oğlum Tom'a dedemin ismini verdik.

- Wir haben unseren einzigen Sohn Tom genannt — nach meinem Großvater.
- Wir haben unseren einzigen Sohn nach meinem Großvater Tom genannt.

- Onun adını unuttum.
- Onun ismini unuttum.

Ich habe vergessen, wie sie heißt.

Tom erkek arkadaşının ismini biliyor mu?

Weiß Tom, wie dein Freund heißt?

- Senin adını biliyorlar.
- Senin ismini biliyorlar.

Sie kennen deinen Namen.

- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun adını hatırlayamıyorum.

Ich kann mich im Moment nicht an ihren Namen erinnern.

İsmini göz alıcı bir saldırganlık gösterisinden alıyor.

Er hat seinen Namen wegen der offenen Darstellung von Aggression.

Tom, hiç Carlo Pedersoli ismini duydun mu?

Tom, hast du jemals den Namen ‚Carlo Pedersoli‘ gehört?

Lütfen ismini bir kez daha söyler misin?

Können Sie mir bitte Ihren Namen nochmal sagen?

Tom ve Mary bebeklerine John ismini verdiler.

Tom und Maria nannten ihr Kind Johannes.

- Senin ismini hatırlamıyorum.
- Ben senin adını hatırlamıyorum.

Ich erinnere mich nicht an deinen Namen.

Ne kadar zorladıysam da şarkının ismini hatırlayamadım.

Mir fiel beim besten Willen der Titel des Liedes nicht mehr ein.

Fakat yine buna geçmiş veya gelecek ismini veremeyiz

Aber wir können es auch nicht Vergangenheit oder Zukunft nennen.

- Onun adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.
- Adı neydi, biliyorum.

Ich weiß, wie sie heißt.

- Herkes onun adını bilir.
- Herkes onun ismini bilir.

- Jeder kennt seinen Namen.
- Die ganze Welt kennt seinen Namen.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

Er muss nach seinem Großvater benannt worden sein.

Bu kasaba o kadar küçüktür ki herkesin ismini kolayca öğrenebilirsin.

Diese Stadt ist so klein, dass man ohne weiteres sämtliche Namen lernen kann.

- Mary bebeğe büyükannesinin adını verdi.
- Mary bebeğe anneannesinin ismini koydu.

Mary nannte das Baby nach ihrer Großmutter.

- İlk defa onun ismini ağzına aldı.
- İlk defa onun adından bahsetti.

Er erwähnte ihren Namen zum ersten Mal.

- Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.

Endlich rief die Sprechstundenhilfe Tom auf.

- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini koydular.
- Tom ve Mary oğullarına, onu doğurtan doktorun ismini verdiler.
- Tom ve Meryem oğullarına doğumu gerçekleştiren doktorun adını verdiler.

Tom und Maria haben ihren Sohn nach dem Arzt benannt, der ihn auf die Welt gebracht hat.

Tom geçen gün yeni bir restoranda yemek yedi ama o, restoranın ismini hatırlamıyor.

Tom hat letztens in einem neuen Restaurant gegessen, weiß aber nicht mehr, wie es hieß.

- Bella adını seviyorum, güzel demek, değil mi?
- Bella ismini seviyorum, güzel demek, değil mi?
- Bella adını seviyorum, güzel anlamına geliyor, değil mi?

Ich mag den Namen „Bella“; er bedeutet „schön“, nicht wahr?