Translation of "Bilmiyordum" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Bilmiyordum" in a sentence and their arabic translations:

Bilmiyordum,

لم أكن أعلم.

- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.

لم أعلم بهذا الأمر.

Ve bunu hiç bilmiyordum.

ولم يكن لدي حينها أدنى فكرة.

Onun nereden geldiğini bilmiyordum.

- لا أعلم من أين أتت.
- ليس لدي علم من أين جاءت.
- لا أعرف ما مصدرها.

Onun hasta olduğunu bilmiyordum.

لم أكن على علم بمرضها.

Köpeklerin iyi yüzdüklerini bilmiyordum.

لم أعرف أن الكلاب تسبح جيّداً.

Hayatta kalma becerileri öğreteceğimi bilmiyordum.

لكن لم أكن أعلم أنني سأعلّم مهارات للبقاء على قيد الحياة.

Affedersin, hala burada olduğunu bilmiyordum.

المعذرة . لم أكن اعلم انك مازلت هنا .

Hangi mesleği seçmek istediğimi bilmiyordum.

لم أكن أعلم أي وظيفة سأختار.

Fakat bunun ne hakkında olduğunu bilmiyordum.

لكنّني لم أملك أية فكرة عن ماهيته.

"Feminist" kelimesinin anlamını tam olarak bilmiyordum

لم أكن أعلم بالضبط ماذا تعني هذه الكلمة

New York’ta çiftlikler olduğunu bile bilmiyordum.

لم أكن أعرف حتى أن نيويورك بها مزارع.

Astronot olmanın ne demek olduğunu bilmiyordum:

لم أعرف وقتها معنى أن أكونَ رائد فضاء

Onun o kadar çok içtiğini bilmiyordum.

لم أعلم أنه شَرِبَ كثيرًا.

Onun sorusuna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.

لم أعرف كيف أجيب على سؤاله.

Potansiyel bir serbest solo için hazırlanmayı bilmiyordum.

لم أكن أعرف حقًا كيف أستعد لتسلق حر.

- Sanki ben bilmiyordum!
- Sanki bunu bilmiyormuşum gibi!

كأنني لم أعرف هذا!

Nereye gideceğimi, ya da ne yapacağımı bilmiyordum.

لم أعلم إلى أين أذهب أو ما أفعله.

Ben dünyada bu kadar iyi insan olduğunu bilmiyordum.

لم أكن أعرف أن هناك الكثير من الناس الطيبين في العالم.

Tom'un bunu tek başına yapmak zorunda kaldığını bilmiyordum.

لم أعلم بأنه كان على توم فعل ذلك بنفسه.

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

‫في ذلك الوقت،‬ ‫لم أكن أعلم أنني شهدت شيئًا استثنائيًا.‬

Ben garip bir şey olduğunu hissetmiş olmama rağmen, ben sadece onun ne olduğunu bilmiyordum.

بالرغم من أنني أحسست بأن هناك شيئاً غريباً ، لم أعرف بالتحديد ما هو.