Translation of "Iklim" in German

0.007 sec.

Examples of using "Iklim" in a sentence and their german translations:

İklim değişiyor.

- Das Klima verändert sich.
- Das Klima ändert sich.

- Burada iklim ılımandır.
- Burada iklim yumuşaktır.

Das Klima hier ist mild.

- Buradaki iklim ılımandır.
- Burada iklim ılımandır.

Das Klima hier ist mild.

İklim değişikliğinden kaynaklanan

Einer der wichtigsten Lösungsansätze

İklim değişikliği gerçekleşiyor,

Das Klima ändert sich

Orada iklim nasıl?

Wie ist das Wetter dort?

İklim çok ılıman.

Das Klima ist sehr mild.

İklim değişikliği gerçektir.

Der Klimawandel ist Wirklichkeit.

Sorun, iklim değişikliği değil.

Der Klimawandel ist nicht das Problem.

İklim krizi zaten çözüldü.

Aber die Klimakrise ist bereits gelöst.

Ben bir iklim bilimciyim,

Ich bin Klimaforscherin

İşte, iklim hakkındaki gerçekler.

Hier sind ein paar Fakten zum Klima:

İklim nemli ve sıcak.

Das Klima ist feucht und warm.

Buradaki iklim bana yaramıyor.

Das Klima hier bekommt mir nicht.

Tom bir iklim bilimcisidir.

- Tom ist Klimatologe.
- Tom ist Klimaforscher.

İklim için okulu boykot ettim.

Ich machte Schulstreik für das Klima.

Birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı,

gegen den Klimawandel kämpfen,

iklim değişikliğiyle değişmiş bir dünya

eine vom Klimawandel veränderte Welt oder

İklim değişikliğine çare bulabilir miyiz?

Können wir den Klimawandel verhindern?

iklim değişikliği ve toprak bozunumu.

Klimawandel und Bodenzerstörung.

Soğuk iklim onun sağlığını etkiledi.

Das kalte Klima griff seine Gesundheit an.

Londra Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.

London unterscheidet sich klimatisch von Tokio.

Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.

Das Klima hier bekommt mir nicht.

İklim değişikliği hakkında ne biliyorsun?

- Was weißt du über den Klimawandel?
- Was wissen Sie über den Klimawandel?

İklim değişikliği küresel bir sorundur.

Der Klimawandel ist ein globales Problem.

İklim beklediğimiz, hava durumu karşılaştığımızdır.

Klima ist das, was wir erwarten, Wetter ist das, was wir bekommen.

O bir iklim değişikliği inkarcısıdır.

Er leugnet den Klimawandel.

İklim değişikliği bir aldatmaca değildir.

Der Klimawandel ist keine Ente.

Bu, iklim nezihleştirme rantına neden olacak

Dies wird zu einer Klima-Gentrifizierung führen.

Denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.

und die absolut erforderlich ist, damit es global funktioniert.

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

Ich möchte über die Bedeutsamkeit des Klimawandels reden."

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

Aber langfristige Beständigkeit des Klimas ist merkwürdig,

İklim her zaman tarımın gelişmesini etkilemiştir.

Das Klima hat stets einen Einfluss auf die Entwicklung der Landwirtschaft.

Ülkemiz iklim değişikliğine karşı harekete geçmeli.

- Unser Land muss Maßnahmen gegen den Klimawandel ergreifen.
- Unser Land muss etwas gegen den Klimawandel tun.

- İklim değişti mi?
- Ortam farklılaştı mı?

Hat sich das Klima verändert?

Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi

Wir sehen Klima-Gentrifizierung in Städten wie Miami,

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

Den globalen Kampf gegen den Klimawandel führen.

Ve iklim değişikliğini düzenlemede yardım ettiği düşünülüyor.

und die Vermutung ist, dass sie halfen, das Klima gemäßigt zu halten.

Sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

ein Klima, das ewig mild bleibt --

iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

ist bereit den Atlantischen Ozean zu überqueren, auf einer Mission im Kampf gegen den Klimawandel.

İklim sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

- Das Klima hat viel mit unserer Gesundheit zu tun.
- Das Klima hat großen Einfluss auf unsere Gesundheit.

Kutup ayıları iklim değişikliği tarafından tehdit ediliyorlar.

Eisbären werden vom Klimawandel bedroht.

İklim değişikliğine karşı ayakta durabilmek için birlikte çalışmalıyız.

Um dem Klimawandel zu trotzen müssen wir zusammenarbeiten.

Neyse ki, toprak bozunması ve iklim değişikliği olan

Aber zum Glück gibt es eine Lösung

Karbon kirliliği, iklim değişikliğinin en büyük itici güçtür.

Der Klimawandel wird an allererster Stelle von der Kohlendioxidbelastung vorangetrieben.

İklim değişikliği gerçektir ve buna insanlar sebep oluyorlar.

Der Klimawandel existiert, und er wird durch den Menschen hervorgerufen.

İklim değişikliği bilim adamları beklediğinden daha hızlı oluyor.

Der Klimawandel vollzieht sich schneller, als von Wissenschaftlern angenommen.

- Bu küçük Pasifik adası halkı iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
- Bu küçük Pasifik adası ulusu iklim değişikliği tehdidi altındadır.

Dieser kleine pazifische Inselstaat wird vom Klimawandel bedroht.

Dünya'daki iklim şartları gittikçe daha düzensiz bir hâl aldıkça

Die Wetterbedingungen werden weltweit unbeständiger,

"İklim Değişikliği" mi yoksa "Küresel Isınma" mı demem gerekir?

Sollte ich „Klimawandel“ oder „Erderwärmung“ sagen?

Zamanımızın en acil meydan okumalarından biri de iklim değişikliği.

Eine der dringlichsten Herausforderungen unserer Zeit ist der Klimawandel.

Şimdi iklim göçü için plan yapmaya başlarsak ne anlama gelir?

Wie können wir heute schon für die Klima-Umsiedlung vorauszuplanen?

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

Sogar die meisten Klimaforscher und grünen Politiker

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya'da ılıman bir iklim vardır.

Japan hat ein mildes Klima.

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.

Es ist dringend notwendig zu verstehen, wie der Klimawandel sich auf unser Leben auswirken wird.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Das Klima hier ist äußerst mild, und sogar im Winter fällt nur selten Schnee.

Mary geleceğe gitti ve iklim değişikliğinin dünya üzerindeki tüm yaşamı tahrip ettiğini gördü.

- Maria reiste in die Zukunft und stellte fest, dass der Klimawandel alles irdische Leben ausgelöscht hatte.
- Maria reiste in die Zukunft und fand dort vor, dass der Klimawandel alles Leben auf der Erde zerstört hatte.

Florida'da memurların "iklim değişikliği" ya da "deniz seviyesi yükselişi" kelimelerini kullanmalarına izin verilmiyor.

In Florida sind den Behörden die Ausdrücke „Klimawandel“ und „Anstieg des Meeresspiegels“ verboten.