Translation of "Edebileceğini" in German

0.009 sec.

Examples of using "Edebileceğini" in a sentence and their german translations:

Tom'un yardım edebileceğini düşündüm.

Ich dachte, Tom könne helfen.

Bize yardım edebileceğini sanıyordum.

Ich dachte, du könntest uns vielleicht helfen.

Bana yardım edebileceğini umuyorum.

Ich hoffe, du kannst mir helfen.

Tom yardım edebileceğini söyledi.

- Tom sagte, du könntest vielleicht helfen.
- Tom sagte, Sie könnten vielleicht helfen.
- Tom sagte, ihr könntet vielleicht helfen.

Yardım edebileceğini düşünüyor musun?

- Meinst du, du könntest helfen?
- Meinen Sie, dass Sie helfen könnten?

Bana yardım edebileceğini umuyordum.

Ich habe gehofft, du würdest mir helfen.

Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyorum.

Ich glaube, dass Tom uns helfen kann.

Tom'un sana yardım edebileceğini düşünüyorum.

Ich denke, Tom kann Ihnen helfen.

Tom'un bize yardım edebileceğini düşündüm.

Ich dachte, dass Tom in der Lage wäre, uns zu helfen.

Tom sana yardım edebileceğini düşünüyor.

Tom glaubt, er könne dir eventuell helfen.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini söyledi.

Tom hat gesagt, er könne Mary helfen.

Tom geleceği tahmin edebileceğini söylüyor.

Tom sagt, er könne in die Zukunft sehen.

Bunu tamir edebileceğini düşünüyor musun?

Denkst du, du kannst das reparieren?

Birinin bana şimdi yardım edebileceğini sanmıyorum.

Ich glaube nicht, dass mir jetzt jemand helfen kann.

Tom senin bana yardım edebileceğini söyledi.

- Tom sagte, du könntest mir helfen.
- Tom sagte, Sie könnten mir helfen.

Tom, ölmeden önce Boston'u ziyaret edebileceğini umuyor.

Tom hofft, dass er vor seinem Tode Boston besuchen kann.

Tom'un bize yardım edebileceğini gerçekten düşünüyor musun?

Denkst du wirklich, dass Tom uns helfen kann?

Tom'un Mary'ye yardım edebileceğini gerçekten düşünüyor musun?

Denkst du wirklich, dass Tom helfen können wird?

Tom Mary'nin onun saatini tamir edebileceğini düşünmedi.

Tom glaubte nicht, dass Mary seine Uhr reparieren könnte.

Bu kadar zengin birinin nasıl da bu kadar çok şikayet edebileceğini anlamıyorum.

Ich verstehe nicht, wie jemand, der so reich ist, so viel klagen kann.

- Tom'u bu işe razı edebileceğinizi sanmıyorum.
- Tom'u bunu yapmaya ikna edebileceğini sanmıyorum.

Ich glaube, du wirst Tom nicht dazu überreden können.

- Artık kimsenin bana bir yardımı dokunabileceğini sanmıyorum.
- Artık birinin bana yardım edebileceğini sanmıyorum.

Ich glaube, mir kann niemand mehr helfen.