Translation of "Değiştirmeye" in German

Konuyu değiştirmeye çalışma.

Versuch nicht, das Thema zu wechseln!

Yapraklar renk değiştirmeye başladı.

- Die Blätter haben angefangen, die Farben zu verändern.
- Die Blätter haben angefangen, sich zu verfärben.

Onların düşüncelerini değiştirmeye çalışacağım.

Ich werde versuchen, sie umzustimmen.

Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık

Meine Frau und ich haben uns für den Wandel der Welt eingesetzt

O, benim görüşümü değiştirmeye zorluyor.

Das zwingt mich, meine Meinung zu revidieren.

Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.

- Der Schiffskapitän entscheidet sich, den Kurs zu ändern.
- Der Kapitän des Schiffes entschied sich den Kurs zu ändern.

Boş yere onun düşüncesini değiştirmeye çalıştık.

Wir haben vergeblich versucht, ihn zu einem Gesinnungswandel zu bewegen.

- Gidip üstümü değiştireceğim.
- Giysilerimi değiştirmeye gideceğim.

Ich ziehe mich um.

Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.

Mit Stöcken und Blättern verschleiere ich meine Gestalt.

Ve şimdi de, kanyon bizi rotamızı değiştirmeye zorluyor

Der Canyon zwingt uns in eine andere Richtung.

Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi.

Tom entschloss sich, mit dem Trinken aufzuhören und sein Verhalten zu bessern.

Bunu babamla görüştüm ve işimi değiştirmeye karar verdim.

Ich beriet mich mit meinem Vater und entschloss mich, die Arbeitsstelle zu wechseln.

İşimi değiştirmeye karar verdim ama sonunda değiştirmemeye karar verdim.

Ich erwog, die Arbeit zu wechseln, doch letztlich entschied ich mich dagegen.

Fikrimi değiştirmeye hakkım var. Ben her gün yeni bir insanım.

Ich nehme mir das volle Recht, meine Meinung zu ändern. Ich bin an jedem Tag ein anderer Mensch.

Tom'u değiştirmeye çalışmakla geçen üç yıldan sonra, Mary onun asla değişmeyeceğini fark etti.

Nachdem sie drei Jahre lang versucht hatte, Tom zu ändern, erkannte Maria, dass er sich niemals ändern würde.

Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.

Tom wollte seinen Schwimmanzug gegen einen größeren umtauschen; der Verkäufer sagte ihm jedoch, dass das nicht gehe.