Translation of "Balığın" in German

0.003 sec.

Examples of using "Balığın" in a sentence and their german translations:

Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?

Glaubst du, dass Fische hören können?

Tom kancayı balığın ağzından çıkardı.

Tom entfernte den Haken aus dem Fischmaul.

Elimde bu var. Balığın ise garantisi yok.

Das habe ich schon. Es gibt keine Garantie für Fisch.

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

Der Fisch schmeckte wie Lachs.

- Bu balığın kılçığı çok.
- Bu çok kılçıklı bir balık.

Dieser Fisch hat viele Gräten.

İspanya, Japonya’dan sonra dünyada en çok balığın tüketildiği ikinci ülke.

Spanien ist nach Japan das Land mit dem zweithöchsten Fischkonsum.

Ona bir balığın bir şemsiyeye ihtiyacı olduğu kadar çok ihtiyacım var.

Den brauche ich so sehr wie ein Fisch einen Regenschirm.

Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.

Doch selbst 5 m lange Mantarochen wirken wie Zwerge im Vergleich zum größten Meeresfisch.

Bunlar arasında yiyecek ve balığın yeni kaynakları ve diğer canlıların yeni türleri olabilir.

Unter ihnen könnten neue Ausgangsmaterialien sein für essbare Fische und weitere neue Tierarten.

- Balığın ve etin besin değerleri yüksek ama ikincisi öncekine göre daha pahalıdır.
- Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.

Fisch und Fleisch sind beide nahrhaft, aber Letzteres ist teurer als Ersteres.