Translation of "Başkalarının" in German

0.011 sec.

Examples of using "Başkalarının" in a sentence and their german translations:

- Başkalarının işlerine karışmayın.
- Başkalarının işlerine burnunu sokma.

Misch dich nicht in die Angelegenheiten anderer Leute.

Başkalarının geldiğini görürüz.

ziehen andere Menschen dorthin.

Başkalarının işlerine karışmayın.

Misch dich nicht in anderer Leute Angelegenheiten ein.

Başkalarının hatalarından öğrenin.

Lerne von Fehlern anderer.

Başkalarının başarılarını kıskanmamalısın.

Sei nicht neidisch auf den Erfolg anderer Leute.

Başkalarının emeğiyle bile değil,

Nicht einmal mit der Arbeit anderer,

Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.

- Es ist unhöflich, andere zu unterbrechen.
- Es ist unhöflich, anderen ins Wort zu fallen.

Başkalarının talihsizliğini nakletmek istemiyorum.

Ich möchte nicht an anderer Leute Unglück verdienen.

Başkalarının önünde fısıldamak nezaketsizliktir.

Es ist unhöflich, in Gegenwart anderer zu flüstern.

Başkalarının duygularına dikkat etmez.

Er achtet die Gefühle anderer nicht.

Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.

Scher dich nicht darum, was andere sagen.

Başkalarının işlerine burnunu sokma.

- Steck deine Nase nicht in fremde Angelegenheiten!
- Stecke deine Nase nicht in fremde Angelegenheiten.

Burnumu başkalarının işine sokmam.

Ich stecke meine Nase nicht in fremde Angelegenheiten.

Başkalarının düşündükleri için üzülme.

- Sorge dich nicht um das, was andere denken!
- Sorgt euch nicht um das, was andere denken!
- Sorgen Sie sich nicht um das, was andere denken!

Başkalarının benzer şekillerde davranmasını önlemek

andere davon abzubringen, sich genauso zu verhalten.

O, başkalarının gizliliğini ihlal ediyor.

Er mischt sich in die Privatangelegenheiten anderer ein.

Başkalarının duyguları ile oynamak yanlıştır.

Es ist nicht richtig, mit den Gefühlen anderer zu spielen.

Tom başkalarının işine burnunu soktu.

Tom steckte seine Nase in Dinge, die ihn nichts angingen.

Başkalarının ne düşündüğü umurumda değil.

Es ist mir egal, was andere denken.

Başkalarının benim hakkımda düşündüğü ile ilgilenmiyorum.

Es interessiert mich nicht, was andere über mich denken.

Çocuk annesi tarafından başkalarının huzurunda azarlandı.

Das Kind wurde von seiner Mutter in Anwesenheit anderer gescholten.

Başkalarının benim hakkımda düşündüğü umurumda değil.

- Es interessiert mich nicht, was andere über mich denken.
- Es ist mir egal, was andere von mir halten.

Şifrelerinizi başkalarının görebileceği yerlere yazmamanız önerilir.

Es ist empfehlenswert, Passwörter nirgendwohin zu schreiben, wo andere sie sehen könnten.

O başkalarının dinsel inançlarına karşı hoşgörülüdür.

Er ist tolerant gegenüber anderen Religionen.

Her zaman başkalarının duygularını dikkate almalıyız.

Wir müssen immer die Gefühle anderer respektieren.

Başkalarının başarısız olduğu yerde sen başarılı oldun.

Du warst erfolgreich, wo andere versagten.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

Du sollst dein Leben genießen, doch anderen das ihre nicht vermiesen.

Başkalarının hakkında kötü konuşarak bir şey kazanamazsın.

- Du hast nichts davon, schlecht über andere zu reden.
- Es bringt nichts, andere schlechtzumachen.
- Sie haben keinen Vorteil davon, sich über andere abfällig zu äußern.

- Başkalarının niyet ve fiillerini yanlış değerlendirmek çok kolaydır.
- Başkalarının niyet ve hareketlerini yorumlamakta yanlışa düşmek kolaydır.

Es ist leicht, die Handlungen und Absichten anderer falsch zu verstehen.

- Bir aptal her zaman başkalarının aptal olduğuna inanmaktadır.
- Bir aptal her zaman başkalarının da aptal olduğuna inanır.

Ein Narr glaubt immer, dass die anderen die Narren sind.

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

nicht Pappfiguren, die im Hintergrund des Lebens anderer standen.

O her zaman başkalarının iyi tarafını görmeye çalışır.

Er versucht immer das Gute bei Anderen zu sehen.

Kapitalizmin övüncü bu. Çalışmak ve başkalarının parasıyla para kazanmak.

Es ist der Triumph des Kapitalismus, mit dem Geld anderer Geld zu verdienen.

Yani bu çok yaralayıcı işte başkalarının söylemleriyle buralara geliyoruz

Das ist also sehr verletzend.

Başkalarının sağlığı için çok büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.

einen der größten Beiträge zur öffentlichen Gesundheit leistest, den du kannst.

Başkalarının acı ve mutluluğu, bizim kendi acı ve mutluluğumuzdur.

Glück und Kummer anderer ist Glück und Kummer auch uns selbst.

Başkalarının seninle ilgili ne düşünecekleri hakkında çok endişe etme.

Du sorgst dich zu sehr darum, was andere denken könnten.

- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.

Sprich nie schlecht von anderen!

- Her şeyi devletten beklemeyin!
- Başkasının senin yerine düşünmesini bekleme!
- Başkalarının senin için düşünmesini bekleme.

Man darf nicht darauf warten, dass die anderen für einen denken!

Artık öyle bir yaşa geldim ki, hayatı oyun olarak algılamıyorum. Bugün hayallerimi daha sessiz, daha bilinçli ve daha dikkatli kuruyorum. Eğer insanlar duygularıma saygı göstermiyor ve dikkat etmiyorlarsa, onlara yol vereceğim. Yalan yanlış Dostluklar için dilenmeyeceğim ve onlara sıkıca tutunmayacağım. Artık başkalarının bir karara varmalarını beklemeyeceğim, aksine kendi kararlarımı vereceğim. Çok şeye sahip değilim ama bir yüreğim, duygularım ve gururum var.

Ich habe ein Alter erreicht, wo man das Leben nicht mehr als Spiel betrachtet. Heute träume ich leiser, wacher und achtsamer. Ich werde loslassen, wenn Menschen meine Gefühle nicht respektieren und achten. Ich bettle nicht um falsche Freundschaft und halte nicht daran fest. Ich warte nicht mehr, bis andere sich entschieden haben, sondern treffe meine eigenen Entscheidungen. Ich habe ein Herz, Gefühle und Stolz.