Translation of "Arabasının" in German

Onun arabasının tekerlekleri yok.

Sein Auto hat keine Räder.

Tom arabasının kaputuna oturdu.

Tom saß auf der Kühlerhaube seines Autos.

Tom arabasının anahtarlarını kaybetti.

Tom hat seine Autoschlüssel verloren.

Tom arabasının anahtarların kaybetti.

Tom hat seine Autoschlüssel verloren.

Tom arabasının anahtarlarını arıyor.

Tom sucht seine Autoschlüssel.

Tom'un arabasının çalındığını bilmiyordum.

Ich wusste nicht, dass Toms Wagen gestohlen wurde.

Tom'un arabasının gazı tükendi.

Toms Wagen hat keinen Treibstoff mehr.

Kimin arabasının yoldan çıktığını öğrendim.

Ich bekam heraus, wessen Auto von der Straße abkam.

Tom Mary'nin arabasının gitmesini duydu.

Tom hörte Marias Wagen davonfahren.

Tom çantaları arabasının bagajına yükledi.

Tom lud die Taschen in den Kofferraum seines Wagens.

Tom kafasını arabasının tavanına çarptı.

Tom hat sich den Kopf am Autodach gestoßen.

Tom kanoyu arabasının üstüne bağladı.

Tom schnallte das Kanu oben auf seinem Auto fest.

Tom'un arabasının elektrikli pencereleri vardır.

Toms Auto hat elektrisch betriebene Fenster.

Tom'un arabasının 100 beygir gücü var.

- Toms Auto hat hundert Pferdestärken.
- Toms Wagen hat hundert Pferdestärken.

Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

- Ich habe sein Auto nach rechts fahren gesehen.
- Ich sah, wie sein Auto nach rechts fuhr.
- Ich sah das Auto nach rechts ausscheren.

Marco'nun arabasının adı "Thunder Giant"tir.

- Der Name von Marcos Auto ist "Thunder Giant".
- Marcos Wagen heißt „Donnerriese“.

Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.

Bei dem Unfall wurden die Vorderräder ihres Autos beschädigt.

Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.

Tom hatte seinen Autoschlüssel in der linken Hand.

Tom'un arabasının pencere açma kolu vardır.

Toms Auto hat Fenster zum Kurbeln.

Tom arabasının ön koltuğunda bir şey buldu.

Tom fand auf dem Vordersitz seines Wagens etwas.

Tom arabasının bagajında bir av bıçağı bulundurur.

Tom hat immer ein Jagdmesser im Kofferraum seines Wagens.

Tom'un arabasının nerede park edildiğini biliyor musunuz?

Weißt du, wo Toms Auto steht?

Tom arabasının torpido gözünde bir dürbün tutar.

Tom hat immer ein Fernglas im Handschuhfach seines Wagens.

Tom cebine uzandı ama arabasının anahtarları orada değildi.

Tom fasste in seine Tasche, doch seine Autoschlüssel waren nicht da.

Tom'un arabasının çatısına bağlı iki çift kayağı vardı.

Tom hatte zwei Paar Skier auf das Dach seines Autos geschnürt.

Tom, arabasının bagajında fazladan bir çift ayakkabı bulunduruyor.

Tom hat ein zusätzliches Paar Schuhe im Kofferraum seines Wagens.

Tom'un arabasının yaklaştığını duydum fakat o henüz içeri gelmedi.

Ich hörte das Auto von Tom hereinfahren, aber er kam noch nicht herein.

- Onun arabasının sağa dönüş yaptığını gördüm.
- Arabasını sağa dönerken gördüm.

Ich sah sein Auto rechts abbiegen.

Tom ve Mary John'un arabasının arka koltuğunda birbirinin yanında oturmuştu.

Tom und Maria saßen nebeneinander auf der Rückbank von Johannes’ Auto.

Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.

Tom lehnte sich aus dem Autofenster und drückte auf den Knopf der Sprechanlage am Tor.

Tom arabasının çekilerek götürüldüğünü görmek içim tam zamanında restorandan çıktı.

Tom kam gerade noch rechtzeitig aus dem Restaurant, um mitanzusehen, wie sein Wagen abgeschleppt wurde.