Translation of "2 3 4'" in German

0.017 sec.

Examples of using "2 3 4'" in a sentence and their german translations:

2+3+4' ün toplamı dokuzdur.

Die Summe von zwei plus drei plus vier ist neun.

5, 4, 3, 2, ateşleme var.

5, 4, 3, 2 haben wir Zündung.

4.

4.

2 . 7 . 11 . 13 + 4 = 2006

2 · 7 · 11 · 13 + 4 = 2006

Kütüphane 4. kattadır.

- Die Bücherei ist in der vierten Etage.
- Die Bücherei ist im vierten Stock.

Kitap 4 dolardır.

Das Buch kostet 4 Dollar.

Mahallede bizden 3-4 yaş büyük abiler ablalar

Große Schwestern 3-4 Jahre älter als wir in der Nachbarschaft

Meclisteki 4 partiye birden

an 4 Parteien im Parlament

4:10 trenine binelim.

Lass uns den Zug um 16:10 Uhr nehmen.

O iPad 4 istiyor.

Er will ein „iPad 4“.

4. Bölge'den Pasang Sherpa olarak,

Pasang Sherpa von Station 4,

Japonya'da, 4 uğursuz bir sayıdır.

Die Zahl Vier ist in Japan eine Unglückszahl.

O bir iPad 4 istiyor.

Sie will ein „iPad 4“.

4 Haziran 1974 tarihinde doğdum.

Ich wurde am 4. Juni 1974 geboren.

O, Azerbaycan'da 4 yıl yaşadı.

Er hat vier Jahre in Aserbaidschan gelebt.

4 yüzeyin toplamı yüksekliğin karesine eşit

Die Summe von 4 Flächen entspricht dem Quadrat der Höhe

Taşın 4 milyon yıllık olduğunu öğrendik

Wir haben erfahren, dass der Stein 4 Millionen Jahre alt ist

Saat öğleden sonra 4:30'dur.

Es ist 16:30 Uhr.

Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı.

Sputnik wurde am 4. Oktober 1957 gestartet.

Tokyo'nun nüfusu Yokohama'nın 4 katı kadardır.

Die Bevölkerung von Tokyo ist viermal so groß wie die von Yokohama.

Japon ekonomisi geçen yıl %4 büyüdü.

Die japanische Wirtschaft ist letztes Jahr um 4% gewachsen.

Mahallemde 4 Temmuzda bir tören var.

- In meinem Viertel gibt es am vierten Juli eine Parade.
- In meiner Nachbarschaft gibt es am vierten Juli eine Parade.

Güneş kışın akşam 4'te batar.

Im Winter geht die Sonne vor 4 Uhr nachmittags unter.

Test öğleden sonra saat 4'tedir.

Der Test findet um 4 Uhr nachmittags statt.

Ben senden 4 ay daha küçüğüm.

Ich bin vier Monate jünger als du.

4, 6 ya da 12 ödeme yapabilirsin.

Sie können in vier, sechs oder zwölf Raten zahlen.

3,4 ve 5'in ortalaması 4'tür.

Der Durchschnitt von 3, 4 und 5 ist 4.

Bu yıl için %4 enflasyon tahmin ediliyor.

Dieses Jahr wird eine Inflation von 4% vorhergesagt.

...yaklaşık 4 metre uzakta oturuyor olsalar bile.

Obwohl einige von ihnen beinahe 4 Meter weit weg saßen.

4 trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkarmış oluruz.

ist das potentiell ein Wert von vier Billionen Dollar.

şu an Ayasofya dünyanın en büyük 4. katedrali

Derzeit ist die Hagia Sophia die viertgrößte Kathedrale der Welt

Bu milyarderin 4 farklı ülkede 5 evi var.

Dieser Milliardär hat fünf Häuser in vier verschiedenen Ländern.

4 bin yıl sonra yani böyle bir teknoloji yok

Viertausend Jahre später gibt es keine solche Technologie

Yok artık 4 bin yıl önce pramit'i inşaa et

vor viertausend Jahren kein Pramit mehr bauen

Bu otelin neden 4 yıldızlı olduğu anlaşılır şey değil.

Es ist absolut nicht nachvollziehbar, warum dieses Hotel vier Sterne hat.

4 sayısı Japonya'da uğursuz bir sayı olarak kabul edilir.

Die Zahl 4 gilt in Japan als Unglückszahl.

Aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse

zur gleichen Zeit, wenn alle 4 Minuten ein Steinblock platziert wird

Yani eski mısırlılar 4 bin yıl önce pi sayısını kullanıyorlardı

Das heißt, die alten Ägypter haben die Zahl pi vor viertausend Jahren verwendet.

Bu sabah ilk trene yetişmek için saat 4'de uyandım.

Heute Morgen bin ich um 4 Uhr aufgestanden um rechtzeitig zum ersten Zug dazusein.

Galaksimiz içindeki yıldızlar arasındaki ortalama mesafe yaklaşık 4 ışık yılıdır.

Der durchschnittliche Abstand zwischen den Sternen unserer Galaxie beträgt etwa vier Lichtjahre.

4 milyondan fazla Avustralyalı, İngilizceden başka bir dilde iletişim kuruyor.

Über vier Millionen Australier verständigen sich in einer anderen Sprache als Englisch.

şu anda bulunan 3. sü, 2. sinin üzerine yapıldı

Der 3. Platz liegt derzeit auf dem 2. Platz

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

Es ist ziemlich schwierig, Französisch nach 2, 3 Jahren zu beherrschen.

Saat 4'te kalktım, biraz yemek yedim, sonra tekrar yatmaya gittim.

Ich stand um vier Uhr auf, aß etwas und ging dann wieder schlafen.

4. İvan (Korkunç İvan) pek çok Tatar'ı İslam'dan Hıristiyanlığa geçmeye zorladı.

Ivan IV. (Ivan der Schreckliche) zwang viele Tataren vom Islam zum Christentum zu konvertieren.

Amerikan parasında, bir " çeyrek " 25 sent; 4 çeyrek bir dolar yapar.

In Amerika ist ein "Quarter" eine Münze im Wert von 25 Cent, also sind vier Quarter zusammen ein Dollar.

Maç 2-2 berabereydi.

- Das Spiel war unentschieden: zwei zu zwei.
- Das Spiel war unentschieden: 2:2.

Dünya'dan Mars'ı ziyaret eden ilk uzay aracı 1965 yılında Mariner 4'tü.

Die erste Raumsonde, die von der Erde aus den Mars besuchte, war Mariner 4 im Jahre 1965.

Sayfaların boyutu genellikle en az 4 KiB (4 × 1024 bayt) büyüklüğündedir ve büyük sanal adres alanlarına ya da büyük gerçek bellek miktarlarına sahip sistemler genellikle daha büyük sayfalar kullanırlar.

Speicherseiten sind gewöhnlich mindestens 4 KiB (4 x 1024 Byte) groß, und Systeme mit großen virtuellen Adressbereichen oder großen Mengen an physikalischem Speicher benutzen im Allgemeinen noch größere Seitengrößen.

Yüzde 2!

Zwei Prozent!

Neredeyse 2.

Knapp über 2.

2. Abdülhamit 1892 2 Nisan gününde

2. Abdulhamit am 2. April 1892

Her saniye, Güneş malzemesinin 4 milyon tonunu nükleer füzyon sürecinde ısıya ve ışığa dönüştürür.

Jede Sekunde wandelt die Sonne durch den Vorgang der Kernfusion vier Millionen Tonnen ihrer Materie in Wärme und Licht um.

Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.

Du brauchst mich nicht um vier Uhr früh zu wecken. Ich habe nicht vor, morgen angeln zu gehen.

3. Mareşal Berthier

3. Marschall Berthier

3 bölüm kurdu:

Er richtete drei Abteilungen ein:

%3 komisyon alıyoruz.

Wir berechnen 3% Provision.

Saat 3:30.

Es ist halb vier.

2. Mareşal Lannes

2. Marschall Lannes

Bugün 2 Ocak.

- Heute ist der zweite Januar.
- Heute ist der 2. Januar.

Kuzey kutup bölgesindeki sıcaklıklar uzak güneydeki sıcaklıklardan 2 ila 3 kat daha hızlı artıyor.

In der Arktis steigen die Temperaturen zwei- bis dreimal schneller als weiter südlich.

Işte bunların hepsi olabilir. Bu taşları her 4 dakika bir yerleştirirsek işte inşaatı 20 yıl sürüyor

das ist alles was es sein kann. Wenn wir diese Steine ​​alle 4 Minuten legen, dauert der Bau 20 Jahre.

- 3'ün küpü 27'dir.
- Üçün kübü yirmi yedi yapar.
- 3 üzeri 3 27 yapar.

Drei hoch drei macht siebenundzwanzig.

Üstelik sadece 3 yaşındayken.

Und das schon mit drei Jahren.

üstelik 3 gece boyunca

außerdem für 3 Nächte

3 cm boyunda olduğunu!

Es ist 3 cm groß!

Soult. İlk 3'ümüzü

Soult

3-0 beni yeniyor.

Er schlägt mich drei zu null.

Ders 3'ü okuyalım.

Lasst uns Lektion 3 lesen.

3. ders ile başlayalım.

Beginnen wir mit Lektion 3.

Biz % 3 komisyon alırız.

Wir berechnen 3% Provision.

3 yaşında babasını kaybetti.

Sie verlor ihren Vater im Alter von drei Jahren.

3 gün sonra gel!

- Kommen Sie in drei Tagen wieder.
- Komm in drei Tagen wieder!

O, Sims 3 oynuyor.

Sie spielt „Die Sims 3“.

3 yıldır Fransızca konuşmadım.

Ich habe seit drei Jahren kein Französisch mehr gesprochen.

3 paund tavuk istiyorum.

Ich hätte gern drei Pfund Hühnerfleisch.

- Çatı 3 farklı yerden sızdırıyor.
- Çatı 3 farklı yerden akıyor.

Das Dach ist an drei Stellen undicht.

2 kilobayt rami vardı

Es gab 2 Kilobyte Ramie

2 avroya mal olmaktadır.

Das kostet zwei Euro.

Biz 2 yıldır birlikteyiz.

Wir sind seit zwei Jahren zusammen.

2 Nisan'da Osaka'ya döndük.

Wir sind am 2. April nach Osaka zurückgekehrt.

Film 2 saat sürdü.

Der Film dauerte 2 Stunden.

Oyun beraberlikle sona erdi ve final skoru 2-2'ydi

Das Spiel endete unentschieden und das Ergebnis war 2:2.

Bugün 3 taş oynar mıyım?

Spiele ich heute 3 Steine?

1 ile 3 yıl arasında

Zwischen 1 und 3 Jahren

Birmingham treni 3. platformdan kalkar.

Der Zug nach Birmingham fährt von Gleis 3 ab.

3. dönemde Fransızca dersimiz var.

In der dritten Stunde haben wir Französisch.

3 yıldır bir günlük tutuyor.

Sie führt seit drei Jahren ein Tagebuch.

Saat şimdi tam 3'tür.

Es ist jetzt genau drei Uhr.

3 Nisan, 1950'de doğdum.

Ich wurde am 3. April 1950 geboren.

Bizim takım 3-1 kazandı.

Unsere Mannschaft gewann mit drei zu eins.