Translation of "şaşırmıştı" in German

0.007 sec.

Examples of using "şaşırmıştı" in a sentence and their german translations:

Tom şaşırmıştı.

Tom war erstaunt.

Herkes şaşırmıştı.

Alle waren wie gelähmt.

Emily şaşırmıştı.

Emily war überrascht.

Tom gerçekten şaşırmıştı.

Tom war wirklich überrascht.

O da şaşırmıştı.

Sie war auch überrascht.

Gördüğü şeyden şaşırmıştı.

Was er sah, überraschte ihn.

Tom çok şaşırmıştı.

Tom war sehr verdutzt.

Tom bile şaşırmıştı.

Selbst Tom war sprachlos.

Tom da şaşırmıştı.

Tom war auch überrascht.

Onlar gördükleri karşısında şaşırmıştı.

Sie waren von dem überrascht, was sie sahen.

Neden herkes çok şaşırmıştı?

Warum waren alle so überrascht?

Bay Jordan biraz şaşırmıştı.

Herr Jordan war leicht überrascht.

Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

Kate war von Brians Geschichte überrascht.

O hayalet görünce şaşırmıştı.

- Beim Anblick des Geistes wurde sie in Staunen versetzt.
- Sie war beim Anblick des Gespenstes erstaunt.

Tom Mary'nin davranışına şaşırmıştı.

Tom war von Marias Verhalten überrascht.

Yabancı konuşamayacak kadar çok şaşırmıştı.

Der Fremde war zu überrascht zum Sprechen.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

- Tom war verblüfft.
- Tom war bestürzt.

O onun diş görünüşüne şaşırmıştı.

Sein Erscheinen überraschte sie.

O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.

Er war ratlos, welchen Weg er nehmen sollte.

Tom şaşırmamıştı ama Mary şaşırmıştı.

Tom war nicht überrascht, aber Maria war es.

O, uzun mesafe telefon faturasına şaşırmıştı.

Er war überrascht, als der die Telefonrechnung für seine Ferngespräche sah.

Tom,seks dersi sınıfında öğrendiklerine şaşırmıştı.

Tom war überrascht von dem, was er im Aufklärungsunterricht lernte.

Tom, Mary'nin onu söylemesine bira z şaşırmıştı.

Tom war ein wenig überrascht, dass Maria das sagte.

John, bir şey söyleyemeyecek kadar çok şaşırmıştı.

John war zu überrascht, um etwas zu sagen.

Onun 48 yaşında hamile kalabildiğine herkes çok şaşırmıştı.

Alle waren verblüfft, als sie mit 48 schwanger wurde.

Tom saatine baktığında ne kadar geç olduğunu gördüğüne şaşırmıştı.

Als Tom einen Blick auf seine Armbanduhr warf, war er überrascht, wie spät es war.

Mary böylesine küçük bir araba aldığı için Tom şaşırmıştı.

Tom war überrascht, dass Maria sich so einen kleinen Wagen zugelegt hatte.

- Tom'un Mary'yi görmesi hoş bir sürpriz oldu.
- Tom Mary'yi gördüğüne hoş bir şekilde şaşırmıştı.

Tom war angenehm überrascht, Maria zu sehen.