Translation of "Emily" in German

0.004 sec.

Examples of using "Emily" in a sentence and their german translations:

Emily şaşırmıştı.

Emily war überrascht.

Emily İngilizdir.

Emily ist Engländerin.

Emily nasıl?

Wie geht es Emily?

Emily ağlıyor.

Emily weint.

Emily susamış.

Emily hat Durst.

Emily yüzebilir.

Emily kann schwimmen.

Emily kimdir?

Wer ist Emily?

Emily müzik dinliyordu.

Emily hörte Musik.

Emily bir öğrencidir.

- Emily ist Schülerin.
- Emily ist Studentin.

Emily şekerlemeleri sever.

Emilie liebt Süßigkeiten.

Emily yükseklikten korkar.

Emily hat Höhenangst.

Emily okula gidiyor.

Emily geht zur Schule.

Emily cümleyi yazdı.

Emily hat den Satz geschrieben.

Benim adım Emily.

Ich heiße Emily.

Emily örümceklerden korkar.

Emily hat Angst vor Spinnen.

Emily örümceklerden korkmaz.

- Emily hat keine Angst vor Spinnen.
- Emily fürchtet keine Spinnen.

Emily bir ergendir.

Emily ist ein Teenager.

Emily kalbimi çaldı.

- Emily hat mein Herz gestohlen.
- Emily hat mir das Herz gestohlen.

Emily gerçeği söyledi.

Emily sagte die Wahrheit.

Emily bana sarıldı.

Emily hat mich umarmt.

Emily, Avustralya vatandaşıdır.

Emily ist eine Staatsbürgerin Australiens.

Emily bir annedir.

Emily ist Mutter.

- Emily bir üniversite öğrencisidir.
- Emily bir kolej öğrencisidir.

Emily ist Studentin.

Emily soruyu doğru yanıtladı.

Emily hat die Frage richtig beantwortet.

Emily soruyu doğru cevapladı.

Emily hat die Frage richtig beantwortet.

Emily soğanlardan nefret eder.

Emily hasst Zwiebeln.

Emily ve Melanie İngilizdirler.

- Emily und Melanie sind Engländerinnen.
- Emily und Melanie kommen aus England.

Emily Yunanca öğrenmek istiyor.

Emilie will Griechisch lernen.

Emily bir mektup yazdı.

Emilie schrieb einen Brief.

Emily bir soru sordu.

Emily stellte eine Frage.

Emily bir kitap okudu.

Emily las ein Buch.

Emily bir elma yedi.

Emily aß einen Apfel.

Emily bir mektup yazıyor.

Emily schreibt einen Brief.

Emily biraz Romence çalıştı.

Emily lernte etwas Rumänisch.

Emily bir lise öğrencisidir.

Emily ist Schülerin.

Emily bir üniversite öğrencisidir.

- Emily ist Studentin.
- Emily ist Studentin an der Universität.

Emily Yunan diline aşık.

Emilie ist in das Griechische verliebt.

Emily onu Melanie'ye söyleyecek.

Emilie wird es Melanie sagen.

Emily şimdi evde mi?

Ist Emily jetzt zu Hause?

- Emily ve Melanie yakın arkadaşlardır.
- Emily and Melanie yakın arkadaştır.

Emily und Melanie sind enge Freunde.

Emily benim en iyi arkadaşım.

Emilie ist meine beste Freundin.

Emily bana bir soru sordu.

- Emily stellte mir eine Frage.
- Emilie stellte mir eine Frage.

Emily, üniversitesinde Almanca dilbilimi okuyor.

Emilie studiert an ihrer Universität Germanistik.

Emily en sevdiği televizyon programını izliyor.

Emely schaut ihr Lieblingsprogramm.

Emily bir paket cips satın aldı.

Emilie hat sich eine Tüte Kartoffelchips gekauft.

Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.

Emilie hat zum Abendessen Tōfu gegessen.

Emily konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

Emilie hat beim Redewettbewerb den ersten Preis gewonnen.

Emily bana oldukça cana yakın davranıyor.

Emily ist sehr freundlich zu mir.

Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.

- Ein Freund von mir ist entfernt mit Emily Dickinson verwandt.
- Einer meiner Freunde ist entfernt mit Emily Dickinson verwandt.

Emily Danca öğreniyor, çünkü o ve anne babası bu yaz Danimarka'ya gidiyorlar.

Emilie lernt Dänisch, denn diesen Sommer fährt sie mit ihren Eltern nach Dänemark.