Translation of "Motive" in French

Seni motive ettim.

- Je t'ai motivé.
- Je t'ai motivée.

Sen motive misin?

- Es-tu motivé ?
- Es-tu motivée ?
- Êtes-vous motivé ?
- Êtes-vous motivée ?
- Êtes-vous motivés ?
- Êtes-vous motivées ?

Sen motive edildin.

- Vous êtes motivé.
- Tu es motivé.

Tom motive edildi.

Tom est motivé.

Biz motive edildik.

Nous sommes motivés.

Keşifte bulunmaya motive etmekti.

en les récompensant par l'octroi d'un monopole limité dans le temps.

Onlar intikamla motive edildi.

- Elles étaient mues par la vengeance.
- Ils étaient mus par la vengeance.

Ben hayli motive oldum.

Vous m'avez bien motivé.

Tom gerçekten motive edilmiş.

Tom est vraiment motivé.

Seni motive eden ne?

- Qu'est-ce qui te mène ?
- Qu'est-ce qui vous mène ?

Korku iyi bir motive edicidir.

La peur est une grande motivation.

İngiltere'nin işgalini motive etmek için uydurulmasıydı.

afin de motiver l'invasion de l'Angleterre.

Ama eğer değişim yönünde motive etmek istiyorsak,

Mais je dis que si on souhaite motiver au changement,

Motive edilmiş davranışlar iki genel kategoriye ayrılır:

Les comportements se classent en deux catégories générales :

Beni motive eden bir şey daha var.

il y a une autre chose qui égaie mes jours.

O halde insanları asıl motive eden ne?

Par quoi les gens sont-ils motivés en fait ?

Yorum yapmayı unutmayın yorumlar bizi motive ediyor

N'oubliez pas de commenter les commentaires nous motivent

Buraya gelmek için beni neyin motive ettiğini bilmiyorum.

Je ne sais pas ce qui m'a motivé à venir ici.

Fazlasını öğrenmek için kendinizi motive etmeniz ve kendinizi geliştirmeniz

ça devient très dur de se motiver à apprendre plus, s'améliorer,

Bir problemi çözmek ve değişim yaratmak için motive oluyoruz.

que nous sommes prêts à plonger face au danger et changer les choses.

Motive değilsen hemen eve dön. Sadece bir ayak bağı olacaksın.

Si tu n'es pas motivé, rentre chez toi. Tu ne seras qu'un boulet.

- Odaklanmamı engelliyorsun.
- Senin yüzünden konsantre olamıyorum.
- Motive olmaya çalıştığım şu zaman diliminde bana rahatsızlık veriyorsun.

Tu m'empêches de me concentrer.