Translation of "Liderlik" in French

Aklımda, liderlik budur;

Dans mon esprit, c'est cela, le leadership :

Saldırıya Tom liderlik etti.

- Tom a mené l'attaque.
- Tom a dirigé l'offensive.

İngiltere güçlü bir liderlik gerektirir.

Les Anglais auraient besoin d'un chef fort.

Benim liderlik ettiğimi görmekten büyük keyif alan

qui fait ressortir le meilleur de moi

Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.

Dès lors, elles ne réalisent pas qu’elles ont les compétences d’un leader,

, Avusturyalılara karşı bir dizi cüretkar operasyona liderlik etti .

remportant les éloges du général Desaix, devenu un ami proche.

Soult'un daha sonra cepheden liderlik yapma konusundaki isteksizliğini açıklayabilir.

expliquer la réticence ultérieure de Soult à diriger depuis le front.

Rivoli'de üstünlükle liderlik etti , iki kez yaralandı ve Albay'a terfi etti.

Rivoli, est blessé deux fois et promu colonel.

Muhafızlara komuta etti ve kişisel olarak Montmirail Savaşı'nda süngü hücumuna liderlik etti.

garde et menant personnellement une charge à la baïonnette à la bataille de Montmirail.

BAE'nin aynı anda sahip olduğu iki şey olan istikrarlı bir planla yürüyebilen bir liderlik

Une mutation d'un certain genre pour changer la réalité. Et un leadership capable de marcher avec un plan

O da kişisel olarak cesurdu, Lodi'de bir saldırıya ve Rivoli'de bir süvari hücumuna liderlik etti.

Il était personnellement courageux aussi, menant une attaque à Lodi et une charge de cavalerie à Rivoli.