Translation of "Dalı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Dalı" in a sentence and their french translations:

O, dalı sıkıca tuttu.

- Il se tint fermement à la branche.
- Il s'est tenu fermement à la branche.

Bir zeytin dalı barışı simgeler.

Une branche d'olivier symbolise la paix.

Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.

Il est diplômé en littérature anglaise.

Editörüyle küsüşürse bindiği dalı kesebilir.

S'il se fâche avec son éditeur, il risque de scier la branche sur laquelle il est assis.

Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.

Une branche d'olivier symbolise la paix.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

Mais le jeune mâle n'est pas admis sur la branche.

Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.

Mieux vaut tendre une branche d'olivier que de lancer un missile.

- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ayağına sıktı.
- O sözleşmeyi kabul ederek bindiği dalı kesti.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ipini çekti.

Il s’est tiré une balle dans le pied en acceptant ce contrat.