Translation of "Verilmiyor" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Verilmiyor" in a sentence and their spanish translations:

Bu fırsat verilmiyor.

no es un hecho.

Sana söylememe izin verilmiyor.

No tengo permiso para decirte.

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

Está prohibido hablar en la biblioteca.

Hiçbir evcil hayvana izin verilmiyor.

No se permiten mascotas.

Hiç kimsenin oraya gitmesine izin verilmiyor.

- No está permitido que nadie vaya allá.
- Nadie tiene permiso de ir allá.

Hiçbir öğrencinin odaya girmesine izin verilmiyor.

A ningún estudiante se le permite entrar en la sala.

Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verilmiyor.

- No se permite a nadie salir de este edificio.
- No se permite abandonar este edificio a nadie.

Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.

- No está permitido fumar en este restaurante.
- No se permite fumar en este restaurante.
- No se puede fumar en este restaurante.

Bayım, arabanı buraya park etmene izin verilmiyor.

- Señor, usted no puede estacionar su coche aquí.
- No puede estacionarse aquí.
- Señor, no puede estacionar su coche aquí.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

Pero al macho joven no le permiten compartir la rama estrecha.

Tom'a istediği her şeyi yapmak için izin verilmiyor.

Tom no puede hacer lo que le dé la gana.

Bugün ona tatlı bir şey yemesi için izin verilmiyor.

Hoy, él no tiene permitido comer nada dulce.