Translation of "İngiliz" in French

0.017 sec.

Examples of using "İngiliz" in a sentence and their french translations:

O İngiliz.

Il est britannique.

İngiliz değilim.

- Je ne suis pas anglais.
- Je ne suis pas anglaise.

- İngiliz tekrarladı; "Hayır."
- "Hayır, " İngiliz tekrarladı.

« Non », répéta l'Anglais.

"Hayır, " İngiliz tekrarladı.

« Non », répéta l'Anglais.

Kıbrıs, İngiliz himayesindeydi.

Chypre était un protectorat britannique.

İngiliz pasaportu sahipleri,

Les Anglais partagent leur quatrième place

İngiliz mallarını nasıl alabiliriz?

Comment pouvons-nous acheter des marchandises britanniques ?

Onlar İngiliz değiller mi?

Ne sont-ils pas Anglais ?

İngiliz aksanını çok özledim.

L'accent britannique m'a tant manqué.

Bir İngiliz keki istiyorum.

Je veux un muffin anglais.

Tom, İngiliz mizahını anlamıyor.

Tom ne comprend pas l'humour britannique.

İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.

Il est calé en littérature anglaise.

O İngiliz tarihi okudu.

Il a étudié l'histoire anglaise.

Tom bir İngiliz vatandaşı.

Tom est un citoyen britannique.

Favori İngiliz yazarın kim?

Qui est ton écrivain britannique préféré ?

İngiliz alfabesinin 26 harfi vardır.

- L'alphabet anglais compte 26 lettres.
- L'alphabet anglais a 26 lettres.

Nijerya bir zamanlar İngiliz sömürgesiydi.

À une certaine époque, le Nigeria était une colonie britannique.

O, iyi bir İngiliz spikerdir.

Elle parle bien anglais.

İngiliz dili Alman diline soydaştır.

La langue anglaise est proche de la langue allemande.

O İngiliz ama Hindistan'da yaşıyor.

Il est anglais mais vit en Inde.

Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.

Il est diplômé en littérature anglaise.

O İngiliz ama Hindistan'da oturuyor.

Il est anglais mais vit en Inde.

Fransız mısın yoksa İngiliz misin?

Es-tu français ou anglais ?

İngiliz halkı kibirli ve kabadır.

Les Britanniques sont arrogants et grossiers.

Biz İngiliz edebiyatı okumayı seviyoruz.

On aime lire literature anglaise.

İngiliz İmparatorluğu'nun dağılması nispeten barışçıldı.

Le démantèlement de l'Empire britannique a été relativement pacifique.

İngiliz şairlerinden en iyisi kimdir?

Qui est le meilleur des poètes anglais ?

O beni bir İngiliz zannetti.

Il m'a pris pour un Anglais.

İngiliz Ordusu Dunkirk'te başarısızlığa uğradı.

L'armée britannique était bloquée à Dunkerque.

İngiliz pasaportu aslen krallık lacivertiydi.

Le passeport anglais était originellement bleu, celui de la Royal Navy.

Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.

En tant qu'Anglais, il est particulièrement sensible aux différences entre les usages anglais et étasunien.

... ve Yorktown'daki İngiliz yenilgisine tanık oldu.

colons dans leur guerre d'indépendance ... et assiste à la défaite britannique à Yorktown.

1066'da gözünü İngiliz tahtına dikti.

1066 jeté son dévolu sur le trône anglais.

Bir İngiliz olarak konuşursak , orada yaptık!

en anglais, nous l'avons fait, là-bas!

John, İngiliz tarihini A'dan Z'ye bilir.

John connaît l'histoire anglaise de A à Z.

İngiliz arabalarını yabancı olanlara tercih ederim.

Je préfère les voitures anglaises aux voitures étrangères.

Antigua ve Barbuda eski İngiliz sömürgesidir.

Antigua-et-Barbuda est une ancienne colonie britannique.

Birçok İngiliz atasözleri bu kitapta toplanır.

Un grand nombre de proverbes anglais sont rassemblés dans ce livre.

Avustralya, İngiliz ceza kolonisi olarak kuruldu.

L'Australie a commencé en tant que colonie pénitentiaire britannique.

İngiliz alfabesinde kaç tane harf var?

- Combien y a-t-il de lettres dans l'alphabet anglais ?
- Combien de lettres y a-t-il dans l'alphabet anglais ?

İngiliz dili Alman dil grubuna aittir.

La langue anglaise appartient au groupe des langues germaniques.

İspanyol erkekleri İngiliz erkeklere tercih ederim.

Je préfère les hommes espagnols aux anglais.

İngiliz alfabesi yirmi altı harften oluşur.

L'alphabet anglais est composé de vingt-six lettres.

İngiliz dilinde kaç tane sözcük var?

De combien de mots la langue anglaise dispose-t-elle ?

Bu, modern İngiliz yaşamın bir örneğidir.

Voilà un exemple de la vie anglaise moderne.

Bir İngiliz erkeğinin evi, onun kalesidir.

La maison d'un Anglais est son château.

İngiliz Başbakanı Neville Chamberlain istifaya zorlandı.

Le premier ministre britannique Neville Chamberlain a été forcé de démissionner.

O, İngiliz Kanalında yüzmüş tek Amerikalı.

Il est le seul américain ayant traversé la Manche à la nage.

Bu İngiliz araştırması, aslında çılgın bir hikaye.

L'étude britannique -- c'est une histoire un peu folle.

Ama İngiliz çalışmasıyla çalışmış olan bilim insanları

Les scientifiques de cette étude britannique

İmparator Fransa'ya döndüğünde, İngiliz ordusunun takibini Mareşal

Lorsque l'empereur revint en France, il confia la poursuite de l'armée britannique au maréchal

Ziyaretinde tanıştığı Arap ve İngiliz kültürlerini birleştiren

en Syrie En l'an mil neuf cent quatre-vingt-dix, le fils de l'

O bir İngiliz vatandaşı, ancak Hindistan'da yaşıyor.

Il est un citoyen britannique, mais il vit en Inde.

O, oğlunu bir İngiliz yatılı okuluna gönderdi.

Il a envoyé son fils dans un pensionnat anglais.

O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.

Il est anglais mais vit en Inde.

Amerikan ve İngiliz İngilizcesi arasındaki fark nedir?

Quelle est la différence entre l'anglais américain et celui de Grande-Bretagne ?

Bir İngiliz ile Amerikan'ı nasıl ayırt edersiniz?

Comment pouvez-vous distinguer un Anglais d'un Américain ?

- Kıbrıs, bir Britanya protektorasıydı.
- Kıbrıs, İngiliz himayesindeydi.

Chypre était un protectorat britannique.

Bir İngiliz farklı bir şekilde hareket ederdi.

Un Britannique se comporterait différemment.

O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.

Il est un citoyen britannique, mais il vit en Inde.

İngiliz ve Japon arabalarında direksiyon sağ taraftadır.

Les voitures britanniques et japonaises ont le volant à droite.

O beni bir İngiliz erkeği ile karıştırdı.

Il m'a pris pour un Anglais.

Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.

Je n'ai pas la moindre envie de manger anglais.

1990 yılında İngiliz dergisi ''The Lancet''te yayımlandı.

publié dans la revue britannique « The Lancet » en 1990.

Gözünden uzak . Ve İngiliz üniversitelerinde eğitimini tamamlamak istiyor

universités britanniques. Il quitta son frère Basile, prêt à reprendre le trône de son père.

, Körfez'e giden İngiliz gemileri için bir durak olacaktı

car elle devait être un arrêt pour les navires britanniques se dirigeant vers le Golfe

, bölgenin İngiliz mandasından çok acı çekmesinin ardından doğan

émirats, puis l'émirat de Ras Al Khaimah les a rejoints pour être le septième syndicat

İngiliz İngilizcesi Amerikan İngilizcesinden pek çok yönden farklıdır.

L'anglais britannique diffère de l'anglais américain sur beaucoup de points.

Bana 12 mm ingiliz anahtarı verir misin, lütfen?

Passe-moi la clef de 12 s'il te plaît.

İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil kullanmaz.

Soixante-dix pour cent du peuple britannique ne parle pas de seconde langue.

İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.

Soixante-dix pour cent du peuple britannique ne peut parler une seconde langue.

Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

Les Voyages de Gulliver furent écrits par un célèbre écrivain anglais.

İngiliz Parlamentosu, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasına bölünmüştür.

Le Parlement britannique est divisé entre la Chambre des Lords et la Chambre des communes.

Japon çocukları İngiliz çocuklarından daha çok televizyon izler.

Les enfants japonais regardent davantage la télévision que les enfants anglais.

Amerikan gemileri durdu ve İngiliz sularında araştırma yaptı.

Les navires étasuniens furent arrêtés et fouillés dans les eaux britanniques.

- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.

- Il y a des différences entre l'anglais britannique et l'anglais américain.
- Il y a des différences entre l'anglais britannique et l'anglais étatsunien.

İngiliz komutan General O'Hara'nın yakalanmasına yardım ederek kendini gösterdi.

distingue en aidant à capturer le commandant britannique, le général O'Hara.

. Bizim özel tavsiyemiz, İngiliz yayıncı ve yazar Bettany Hughes

Notre recommandation particulière est «Le Nil: 5000 ans d'histoire», présenté par le

İngiliz arkadaşlarının ona başka bir yol dediği için çalıştı

Pendant qu'elle étudiait dans un sens, elle a travaillé comme ses amis

Londra'nın nüfusu, diğer tüm İngiliz şehirlerinden çok daha büyüktür.

La population de Londres est beaucoup plus importante que celle de toute autre ville britannique.

Shakespeare'in eserleri sıklıkla ingiliz dilinin en büyükleri arasında düşünülür.

Les œuvres des Shakespeare sont souvent considérées parmi les plus grandes œuvres de la langue anglaise.

Partizanlar daha iyi organize oldu ve tedarik edildi; İngiliz donanması,

Les partisans se sont mieux organisés et mieux approvisionnés; la marine britannique a pu débarquer des

Bin dokuz Ağustos Yüz yetmiş beş ve gecelerden birine İngiliz

août mil neuf cent soixante - quinze et à l' une des nuits la capitale

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyordum ama onun İngiliz olduğu ortaya çıktı.

Je pensais qu'il était Américain mais il s'est avéré qu'il était Anglais.

Yıllar önce Everest Dağı'nda ölecek olan büyük İngiliz kaşif George Mallory'ye

Il y a de nombreuses années, on a demandé au grand explorateur britannique George Mallory, qui devait mourir sur le mont Everest,

O Asma uzakta fikrini reddetti babasının gözleri İngiliz gazeteleri tarafından açıklanan

ne deviendra pas président du pays à un moment où Asma planifiait son parcours

Normanların İngiltere'yi istila etmesinin İngiliz dili üzerinde çok büyük etkisi olmuştur.

La conquête normande de l'Angleterre eut beaucoup d'influence sur la langue anglaise.

Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken

Lorsque la nièce du roi a réduit sa femme en larmes, Ney l'a confrontée en criant: «Moi et d'

Ölümcül Nepal virüsü . Yirmi altıncı Ocak'ta İngiliz Guardian gazetesi , Çin'den yayılan Nepal

mortel du Népal. Le 26 janvier, le journal britannique Guardian est sorti

Tek kelime Fransızca konuşamaz ama öte taraftan bir İngiliz gibi İngilizce konuşur.

Il ne sait même pas dire la moindre phrase en français, par contre il parle anglais comme si c'était sa langue maternelle.

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

Le 14 octobre 1066, l'armée anglaise subit une défaite écrasante à Hastings et Harold

- Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prens Charles sonraki Britanya kralı olacak.

Le prince Charles sera le prochain roi britannique.

İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.

La langue anglaise est indubitablement la plus facile et en même temps le moyen de communication internationale le plus efficace.