Translation of "Acayip" in French

Bu acayip.

C'est étrange.

Acayip açım.

J'ai super faim.

Sanırım bu acayip.

Je pense toujours que c'est bizarre.

Acayip kaçmadı mı?

Cela n'a-t-il pas semblé bizarre ?

- Tuhaf.
- Garip.
- Acayip.

- C'est bizarre.
- C'est étrange.

Bazen acayip bir adam olabiliyor.

- Parfois il peut être un gars bizarre.
- Ce mec est bizarre par moment.

- Bu acayip.
- Bu tuhaf.
- Tuhaf.

- C'est bizarre.
- C'est étrange.

- Korkunç derecede kıskançtır.
- Acayip kıskançtır.

Il est vachement jaloux.

Tom gerçekten çok acayip biri.

Tom est vraiment une personne bizarre.

- Sen gerçekten bir şeysin.
- Acayip birisin.

- Vous êtes vraiment quelque chose.
- Tu es vraiment quelque chose.

Onu acayip bulmadığını mı demek istiyorsun?

- Voulez-vous dire que vous ne trouvez pas cela bizarre ?
- Veux-tu dire que tu ne trouves pas cela bizarre ?

Bugüne kadar yediğin en acayip şey ne?

- Quelle est la chose la plus étrange que vous ayez jamais mangée ?
- Quelle est la chose la plus étrange que tu aies jamais mangée ?
- Quelle est la chose la plus bizarre que vous ayez jamais mangée ?
- Quelle est la chose la plus bizarre que tu aies jamais mangée ?

O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır.

Elle a une troublante ressemblance avec Marilyn Monroe.

İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar.

Les gens ne trouvent plus étrange que des hommes se laissent pousser les cheveux.

Barın önünde çok sayıda acayip kılıklı tipler takılıyordu.

Plusieurs types traînaient devant le bar.

- Şu zamanda metro aşırı kalabalıktır.
- Metroda şimdi acayip kalabalık vardır.

À cette heure-ci, le métro est bondé.

- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Certaines personnes possèdent des animaux rares comme animaux de compagnie.