Translation of "çıkacağım" in French

0.006 sec.

Examples of using "çıkacağım" in a sentence and their french translations:

Seninle çıkacağım.

Je vous conduis à la porte.

Bugün çıkacağım.

Je vais être à l'extérieur, aujourd'hui.

Televizyona çıkacağım.

Je vais passer à la télévision.

Dışarı çıkacağım.

J'irai faire un tour dehors.

Ben John geldiğinde çıkacağım.

Je partirai quand John viendra.

Evet, yarın izne çıkacağım.

- Oui, je ne vais pas travailler demain.
- Oui, demain je vais prendre un jour de congé.

Ben buradan nasıl çıkacağım?

Comment vais-je sortir d'ici ?

On dakika içinde dışarı çıkacağım.

Je vais sortir dans 10 minutes.

Dışarı çıkacağım ve yürüyüş yapacağım.

Je vais sortir faire un tour.

Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

Je vais sortir cet après-midi.

Önümüzdeki hafta kasaba dışına çıkacağım.

Je ne serai pas en ville la semaine prochaine.

Ev ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.

Je sortirai après avoir fini mes devoirs.

Yarın hava güzel olursa dışarı çıkacağım.

Je sortirai demain s'il fait beau.

Hava iyi olursa, yarın dışarı çıkacağım.

S'il fait beau, je sortirai demain.

Gelecek hafta Çin için yola çıkacağım.

J'irai en Chine la semaine prochaine.

Orada dışarı çıkacağım ve etrafa bakınacağım.

Je vais aller jeter un coup d'œil là-bas.

Ben akşam yemeğini yedikten sonra dışarı çıkacağım.

Je sortirai après avoir dîné.

Amcamı aramak için dışarı çıkacağım, o biraz içmiş bu yüzden onu arabayla alıp eve geri getireceğim.

Je vais sortir chercher mon oncle, il a un peu bu, donc je vais prendre la voiture à sa place pour le ramener.

Her işten anlarım. On parmağımda on marifet vardır. Önüme set çekmeye çalışacaklar, ama mevki basamaklarını çabucak çıkacağım.

Je suis un homme-à-tout-faire, un vrai danger public. Ils tenteront de m'arrêter mais je me hisserai au sommet en un rien de temps.