Translation of "Yenilmez" in English

Tom yenilmez.

Tom's undefeated.

Yenilmez değilim.

I'm not invincible.

Kendimi yenilmez hissetmiştim.

I felt invulnerable.

Takımımız hâlâ yenilmez.

Our team is still undefeated.

Tom yenilmez değildir.

Tom isn't invincible.

Tom yenilmez hissetti.

Tom felt invincible.

Sen yenilmez değilsin.

You're not invincible.

Ben yenilmez hissettim.

I felt invincible.

Ejder yenilmez değildir.

The dragon is not invincible.

Tom hâlâ yenilmez.

Tom is still undefeated.

Tom yenilmez olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks he's invincible.
- Tom thinks that he's invincible.

Hiç kimse yenilmez değildir.

No one is invulnerable.

Kendini yenilmez hissediyor musun?

Do you feel unbeatable?

Ben yenilmez gibi hissediyorum.

I feel like I'm invincible.

Biz yenilmez olduğumuzu düşündük.

We thought we were invincible.

Onlar yenilmez olduklarını düşündü.

They thought they were invincible.

Ben yenilmez olduğumu düşündüm.

- I thought I was invincible.
- I thought that I was invincible.

Bence Tom hâlâ yenilmez.

- I think Tom is still undefeated.
- I think that Tom is still undefeated.

Tom yenilmez hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt invincible.
- Tom said that he felt invincible.

Tom'un yenilmez olduğunu biliyorum.

- I know Tom is unbeatable.
- I know that Tom is unbeatable.

Efsane onun yenilmez olduğunu söylüyor.

The legend says he was invulnerable.

Sami kendini yenilmez hissetmeye başladı.

Sami started to feel invincible.

Tom yenilmez olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.

Tom seems to think that he's invincible.

O güçlü olabilir ama yenilmez değildir.

He may be powerful, but he is not invincible.

Memurlar, Ney lakaplıydı 'Yenilmez' ... adamları 'le Rougeaud'u,

Fellow officers nicknamed Ney ‘the Indefatigable’… his men preferred ‘le Rougeaud’, the ruddy,

Fransız monarşisi yenilmez gibi görünüyordu ama devrildi.

The French monarchy seemed invincible; however, it was overthrown.

Tom bana Mary'nin yenilmez olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was unbeatable.
- Tom told me he thought that Mary was unbeatable.
- Tom told me he thought Mary was unbeatable.
- Tom told me that he thought that Mary was unbeatable.

Tom uzun süredir yenilmez bir savaşçı olarak düşünüldü.

Tom was long considered an invincible warrior.

- Tom'un rakipsiz olduğunu düşündüm.
- Tom'un rakipsiz olduğunu düşünüyordum.
- Tom'un yenilmez olduğunu düşünüyordum.

- I thought Tom was unbeatable.
- I thought that Tom was unbeatable.