Translation of "Yattığı" in English

Yemeğini bazen yattığı odada yer.

He sometimes eats in his bedroom.

İkisinin arasındaki denge büyünün yattığı yer

The balance of the two is where the magic lies,

Önüne gelenin altına yattığı bir sır değil.

It's no secret that she fucks around with anybody.

Ve Mark'ın çıplak, sadece bir çarşaf altında yattığı,

and arrived into the brightly lit intensive care ward,

Tom'un Mary ile ilişkisi onun en iyi arkadaşı ile yattığı andan itibaren mahkum edildi.

Tom's relationship with Mary was doomed from the moment he slept with her best friend.