Translation of "Yaptırdı" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yaptırdı" in a sentence and their english translations:

Onu bana yaptırdı.

He made me do it.

HIV testi yaptırdı.

He got tested for HIV.

Tom işleri yaptırdı.

Tom got things done.

Bunu Tom yaptırdı.

Tom has it made.

O saçını yaptırdı.

She got her hair done.

Tom işi yaptırdı.

Tom got the job done.

Tom istediğini yaptırdı.

Tom got his way.

- Kim onu Tom'a yaptırdı?
- Onu Tom'a kim yaptırdı?

Who made Tom do that?

Ne ona öyle yaptırdı?

- What made her do so?
- What made her do that?
- Why did she do that?

O, onun elbisesini yaptırdı.

She had her dress made.

Onu ona ne yaptırdı?

What made her do that?

O, bize işi yaptırdı.

He made us do the work.

Tom onu bana yaptırdı.

- Tom made me do that.
- Tom made me do it.

O gebelik testi yaptırdı.

She took a pregnancy test.

Mary sadece saçını yaptırdı.

Mary just got her hair done.

Tom onu bize yaptırdı.

- Tom made us do it.
- Tom made us do that.

Tom bunu Mary'ye yaptırdı.

- Tom made Mary do it.
- Tom forced Mary to do that.
- Tom made Mary do that.

Bunu ona kıskançlık yaptırdı.

Jealousy made him do that.

Tom otele kayıt yaptırdı.

Tom checked into the hotel.

Bunu sana ne yaptırdı?

What made you do this?

Yaptığın şeyi ne yaptırdı?

What made you do what you did?

Tom sana ne yaptırdı?

What did Tom make you do?

Tom onu Mary'ye yaptırdı.

Tom made Mary do it.

Onu sana şeytan yaptırdı.

The devil made you do it.

Bu bana yalakalık yaptırdı.

It made me cringe.

Tom işi Mary'ye yaptırdı.

Tom made Mary do the work.

Tom işi bana yaptırdı.

Tom made me do the work.

Tom işi bize yaptırdı.

Tom made us do the work.

O ona onu yaptırdı.

She made him do it.

Tom bebeğe banyo yaptırdı.

Tom gave the baby a bath.

Tom köpeğine banyo yaptırdı.

Tom gave his dog a bath.

O, karısına makyaj yaptırdı.

He had his wife painted.

Onlar işi yaptırdı mı?

Did they get the job done?

Onu Tom'a ne yaptırdı?

What made Tom do that?

Tom bunu bize yaptırdı.

Tom made us do that.

O, yeni bir elbise yaptırdı.

She had a new dress made.

Sekreterine bir kopya daha yaptırdı.

He had his secretary make another copy.

O, yeni bir takım yaptırdı.

He had a new suit made.

Bill sınav için kaydını yaptırdı.

Bill signed up for the exam.

Annem çizim kursuna kayıt yaptırdı.

My mother signed up for the art course.

Belki birisi bunu Tom'a yaptırdı.

Maybe someone made Tom do it.

Kendisine yeni bir elbise yaptırdı.

She had a new dress made.

Patronum bana fazla mesai yaptırdı.

My boss made me work overtime.

Tom, Hilton Oteli'nde kaydını yaptırdı.

Tom checked in at the Hilton Hotel.

Tom onu sana nasıl yaptırdı?

How did Tom get you to do that?

Belki biri bunu onlara yaptırdı.

Maybe someone made them do it.

Belki biri bunu ona yaptırdı.

Maybe someone made him do it.

Tom Mary'ye onu nasıl yaptırdı?

How did Tom get Mary to do that?

Yaklaşık otuz kişi kayıt yaptırdı.

About thirty people have registered.

Emi annesine bir elbise yaptırdı.

Emi had her mother make a dress.

Onlar ona işi tekrar yaptırdı.

They made him do the work again.

Tom onu usulüne göre yaptırdı.

Tom got it done the right way.

Tom bir kalp nakli yaptırdı.

Tom had a heart transplant.

Belki Tom bunu Mary'ye yaptırdı.

Maybe Tom made Mary do that.

Akşam yemeğinden önce ev ödevini yaptırdı.

He had his homework done before supper.

Geçen yıl yeni bir ev yaptırdı.

He had a new house built last year.

Tom bana yapmak istemediğim şeyleri yaptırdı.

Tom made me do things I didn't want to do.

Patronumuz dün bize fazla mesai yaptırdı.

Our boss made us work overtime yesterday.

Belki bunu başka biri Tom'a yaptırdı.

Maybe someone else made Tom do it.

Tom sekreterine sözleşmenin üç kopyasını yaptırdı.

Tom had his secretary make three copies of the contract.

Tom birkaç yeni takım elbise yaptırdı.

Tom had a couple of new suits made.

Kulağının arkasına bir tilki dövmesi yaptırdı.

She tattooed a fox behind her ear.

Dan yerel bir otele kayıt yaptırdı.

Dan checked in to a local hotel.

Mary bu öğleden sonra saçını yaptırdı.

Mary got her hair done this afternoon.

O onun fikriydi. Onu bana yaptırdı.

It was his idea. He made me do it.

Amcam bana çevirmen olarak görev yaptırdı.

My uncle made me serve as interpreter.

Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı.

Tom had all of his suits made to order.

Tom'un araba anahtarının bir kopyasını yaptırdı.

Tom had a copy of his car key made.

Tom her zaman bunu bize yaptırdı.

Tom always made us do that.

Tom bunu bize sık sık yaptırdı.

Tom often made us do that.

Tom onu Mary'ye John için yaptırdı.

Tom got Mary to do that for John.

Tom, Mary'ye onu onun için yaptırdı.

Tom got Mary to do that for him.

Tom Mary'ye onu bizim için yaptırdı.

Tom got Mary to do that for us.

Tom gerçekten bunu sana yaptırdı mı?

Did Tom really make you do that?

Tom, Mary'ye bunu onun için yaptırdı.

Tom had Mary do that for him.

Tom Mary'ye yapması gereken şeyi yaptırdı.

Tom got Mary to do what she was supposed to do.

Tom bana yapmak istemediğim bazı şeyler yaptırdı.

Tom made me do some things I didn't want to do.

Benim hatam değil. Beynim bunu bana yaptırdı.

It's not my fault. My brain made me do it.

Ebeveynim bana her gün piyano uygulama yaptırdı.

My parents made me practice the piano every day.

Bu Tom'un suçu! Bunu bana o yaptırdı.

It's Tom's fault! He made me do it.

Tom OpenTable vasıtasıyla restoranda bir rezervasyon yaptırdı.

Tom booked a reservation at the restaurant through OpenTable.

Tom kız arkadaşının adını koluna dövme yaptırdı.

Tom got his girlfriend's name tattooed on his arm.

Tom geçen yıl yeni bir ev yaptırdı.

Tom had a new house built last year.

Tom Mary'ye kendisi için bir sandviç yaptırdı.

Tom had Mary make him a sandwich.

Tom Mary'ye onun yapmasını istediğimiz şeyi yaptırdı.

Tom got Mary to do what we wanted her to do.

Tom Mary'ye onun yapmasını istediği şeyi yaptırdı.

Tom got Mary to do what he wanted her to do.

Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.

Tom registered to become an organ donor.

O bana suni teneffüs yaptırdı ve hayatımı kurtardı.

- She gave me mouth to mouth and saved my life.
- He gave me mouth to mouth and saved my life.

Tom akşam yemeğinden önce bize ev ödevimizi yaptırdı.

Tom made us do our homework before dinner.

Tom yerel bir üniversitede gece sınıflarına kaydını yaptırdı.

Tom enrolled in night classes at a local college.

Bu yıl birçok insan gribe karşı aşı yaptırdı.

Many people have been vaccinated against the flu this year as well.

O, onun yapmasını istediği her şeyi ona yaptırdı.

- She got him to do anything she wanted him to do.
- She got him to do everything she wanted him to do.

Erkek kardeşim geçen ay Urawa'da bir ev yaptırdı.

My brother had a house built in Urawa last month.