Translation of "Yapmadık" in English

0.173 sec.

Examples of using "Yapmadık" in a sentence and their english translations:

- Henüz satış yapmadık.
- Henüz bir satış yapmadık.

We haven't made a sale yet.

Bunu ABD'de yapmadık,

We did not do that in the US,

Bir şey yapmadık.

- We've done nothing.
- We didn't do a thing.
- We have done nothing.

Biz yeterince yapmadık.

We haven't done enough.

Biz onu yapmadık.

We didn't do that.

Henüz onu yapmadık.

We haven't done that yet.

Biz iyi yapmadık.

We've not done well.

Henüz değişiklik yapmadık.

We've made no changes yet.

Henüz işi yapmadık.

We haven't yet done the work.

Onu bilerek yapmadık.

We didn't do it on purpose.

Bunu dün yapmadık.

We didn't do that yesterday.

Bunu birlikte yapmadık.

We didn't do that together.

Onu biz yapmadık.

We didn't create it.

Yanlış bir şey yapmadık.

- We did nothing wrong.
- We didn't do anything wrong.

Henüz bir şey yapmadık.

We haven't done anything yet.

Biz sadece yeterince yapmadık.

We just didn't do enough.

Biz çok kötü yapmadık.

We haven't done too badly.

Dün çok şey yapmadık.

We didn't do much yesterday.

Özel bir şey yapmadık.

We didn't do anything special.

Bunu Tom için yapmadık.

We didn't do it for Tom.

Henüz Tom'a ödeme yapmadık.

We haven't paid Tom yet.

Biz hiç yanlış yapmadık.

We've done no wrong.

Bugün çok şey yapmadık.

We didn't do much today.

Biz bunu yıllardır yapmadık.

We haven't done this in years.

Onu bir süre yapmadık.

We haven't done that in a while.

O tartışmaları gerçekten yapmadık.

We haven't really had those discussions.

O sohbeti henüz yapmadık.

We haven't had that conversation yet.

Gerçekten hiçbir şey yapmadık.

We haven't really done anything.

Şimdi onu neden yapmadık?

Now why didn't we do that?

Biz aslında onu yapmadık.

We didn't actually do that.

Biz bunu Tom'la yapmadık.

We didn't do that with Tom.

Bunu biz kendimiz yapmadık.

We didn't do that by ourselves.

Bunu çok iyi yapmadık.

We didn't do that very well.

Bunu geçen hafta yapmadık.

We didn't do that last week.

Bunu ikimiz de yapmadık.

Neither of us did that.

- Daha önce bunu hiç yapmadık.
- Onu daha önce hiç yapmadık.

- We have never done it before.
- We've never done it before.

Ama sonuç olarak tekrar yapmadık.

But you know, we haven't done it again.

Onu asla o şekilde yapmadık.

We've never done it that way.

Daha önce bunu hiç yapmadık.

We've never done this before.

Özel olarak bir şey yapmadık.

We did nothing in particular.

Hiçbirimiz Tom'un yapmamızı istediklerini yapmadık.

None of us did what Tom wanted us to do.

Yasal olmayan bir şey yapmadık.

We didn't do anything illegal.

Biz onu, onlar için yapmadık.

We didn't do it for them.

Onlar için bir şey yapmadık.

We didn't do anything for them.

Bunu daha önce hiç yapmadık.

We've never done that before.

Biz onu bütün yıl yapmadık.

We haven't done that all year.

Biz henüz hiç anlaşma yapmadık.

We haven't made any deals yet.

Henüz herhangi bir değişiklik yapmadık.

We haven't made any changes yet.

Biz henüz o tartışmayı yapmadık.

We haven't had that discussion yet.

Biz uzun süredir onu yapmadık.

We haven't done that in a long time.

Henüz gerçekten hiçbir şey yapmadık.

We haven't really done anything yet.

Yapmamız gereken her şeyi yapmadık.

We didn't do everything we were supposed to do.

Boston'dan ayrıldığımızdan beri bunu yapmadık.

We haven't done that since we left Boston.

Neden onu daha önce yapmadık?

Why haven't we done that already?

Para hakkında asla şaka yapmadık.

We never joke about money.

Onu bir daha asla yapmadık.

We never did that again.

İkimiz de bunu hiç yapmadık.

We've both never done that.

Tom ve ben bunu yapmadık.

Tom and I didn't do that.

- "Bu konuşmayı hiç yapmadık." "Hangi konuşma?"
- "Bu konuşmayı hiç yapmadık." "Ne konuşması?"

"We never had this conversation." "What conversation?"

- Şimdiye kadar, aptalca bir şey yapmadık.
- Şimdiye kadar aptalca bir şey yapmadık.

So far, we've done nothing stupid.

- Tom'un yaptığımızı söylediği şeyi yapmadık.
- Tom'un yaptığımızı iddia ettiği şeyi biz yapmadık.

We didn't do what Tom said we did.

Bunu, bürokrasiyi olduğu gibi dijitalleştirerek yapmadık.

We did not do it by digitizing bureaucracy as it is.

Böyle bir şey için plan yapmadık.

We didn't plan for something like this.

Biz doğru şeyi yapmadık, değil mi?

We didn't do the right thing, did we?

Öğlen oldu biz hala kahvaltı yapmadık.

We haven't had breakfast even though it is noon now.

Biz bunu daha önce yapmadık mı?

Haven't we done this before?

Biz yapmamız gerektiği kadar iyi yapmadık.

- We didn't do as well as we should've.
- We didn't do as well as we should have.

Biz onu bir ay içinde yapmadık.

We haven't done that in a month.

Bugün fazla iş yapmadık, değil mi?

We didn't get much done today, did we?

Yapmamız gereken her şeyi henüz yapmadık.

We haven't yet done everything we need to do.

Henüz gerçekten yararlı bir şey yapmadık.

We haven't really done anything useful yet.

Öfkenizi hak edecek hiçbir şey yapmadık.

We've done nothing to deserve your anger.

Neden bunu daha önce hiç yapmadık?

Why haven't we ever done this before?

Tom ve ben bunu hiç yapmadık.

Tom and I've never done that.

Tom ve ben bunu kendimiz yapmadık.

Tom and I've never done that by ourselves.

Gizem hakkında asla net bir açıklama yapmadık.

We never got a clear explanation of the mystery.

Tom'un yapmamızı istediği şeyi tam olarak yapmadık.

We didn't quite do exactly what Tom wanted us to do.

Biz bugün çok şey yapmadık, değil mi?

We didn't do much today, did we?

Biz onu yapmamız gereken kadar çok yapmadık.

We haven't done that as much as we should.

Daha önce hiç böyle bir şey yapmadık.

We've never done anything like this before.

Hem Tom hem de ben bunu yapmadık.

- Both Tom and I haven't done that.
- Tom and I both haven't done that.

Tom ve ben bunu kendi başımıza yapmadık.

Tom and I didn't do that by ourselves.

Tom ve ben yapmakla suçlandığımız şeyi yapmadık.

Tom and I didn't do what we've been accused of doing.

Biz bunu daha önce bu şekilde asla yapmadık.

We've never done it this way before.

- Henüz anlaşma sağlayamadık.
- Biz henüz bir anlaşma yapmadık.

We haven't made a deal yet.

Tom ve ben bunu daha önce hiç yapmadık.

Tom and I've never done this before.

Hem Tom hem de ben bunu henüz yapmadık.

- Both Tom and I haven't done that yet.
- Both Tom and I haven't yet done that.
- Tom and I both haven't done that yet.
- Tom and I both haven't yet done that.

Biz yanlış bir şey yapmadık. O sadece bir öpücüktü.

We did nothing wrong. It was only a kiss.

Nasıl oldu da biz bunu daha önce hiç yapmadık?

How come we've never done this before?

Tom ve ben bunu daha önce kendimiz hiç yapmadık

Tom and I'd never done that by ourselves before.

- Tom ve ben daha bitirmedik.
- Tom ve ben daha yapmadık.

Tom and I aren't done yet.