Translation of "Işi" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Işi" in a sentence and their chinese translations:

Herkesin işi kimsenin işi değildir.

- 全体负责就是无责。
- 法不责众。

İşi bitirdin mi?

你们已经把工作结束了吗?

O, işi alamadı.

他無法得到這份工作。

İşi bitirdiniz mi?

你把工作做完了沒有?

Dün işi bitirdim.

我昨天完成了工作。

Babam işi yapmalı.

我爸爸必须完成这个工作

İşi sevdiğini umuyorum.

我希望你喜欢这个工作。

Onun işi nedir?

他做什么工作?

Sen işi bitirdin mi?

你完成工作了吗?

Yardımın olmasaydı işi tamamlayamazdım.

如果不是因为有你的帮助,我不可能完成了这个工作。

O, işi berbat etti.

- 她把工作弄得一團糟。
- 她工作做得亂七八糟。

Hemen hemen işi bitirdi.

他幾乎已經完成這個工作了。

Bu işi kim yapabilir?

谁能做这件工作?

Ben bütün işi yaparım.

工作都全由我做。

Onun işi arabaları yıkamaktır.

他的工作是洗車。

Tek başına işi bitirebildi.

她想方设法以一己之力完成了工作。

Ben zaten işi bitirdim.

我已經完成了這項工作。

Onların işi patatesleri kızartmak.

他们的工作是煎土豆。

O, işi ile meşgul.

他忙着工作。

İşi eğlenceyle karıştırmaktan hoşlanmıyorum.

我不喜欢把生意和快乐混在一起。

İşi sürdürmeye karar verdim.

我决定继续工作。

O işi henüz bitirmedim.

我还没做完练习。

İşi bırakman gerekli değil.

你没必要辞掉工作。

İşi yok, emekli oldu.

他没有工作,他退休了。

Önce bu işi bitirmeliyim.

我必須先完成這個工作。

Bu işi sana bırakacağım.

我會把這個工作留給你。

O işi ona yükledi.

她派他去工作了。

O, işi ona verdi.

她把這個工作派給他做。

O onun işi değil.

那不關他的事。

Öğleye kadar bu işi bitirtmelisin.

你必須在中午以前完成這個工作。

İşi bitirmek uzun süre almayacaktır.

完成这个工作不会花太长时间。

Bir hafta içinde işi yaptıracağım.

我会一周内完成这个工作的。

Onun yapacak çok işi var.

她有很多事要做。

O işi yapmasına gerek yoktu.

她不需要做那個工作。

Onun işi yapmasına gerek yoktu.

她不需要做这个工作。

Ben bu işi bırakmak istemiyorum.

我不想辞去这份工作。

Kız kardeşimin bir işi var.

我的姐姐有工作。

Tom işi hakkında konuşmayı sevmiyor.

汤姆不喜欢谈论他的工作。

Patronum zor işi bana verdi.

我老板把艰巨的任务指派给了我。

Onun yapacak çok işi vardı.

他有很多工作要做。

Tom'un bir işi var mı?

汤姆有工作吗?

Onlar ona işi tekrar yaptırdı.

他們要他再做一次這個工作。

İşi kendi başıma bitirmek istiyorum.

我想自己把工作做完。

Benim kitabımın burada ne işi var?

我的书为什么会在这里?

İşi bitirmek onun iki saatini alır.

我想他得花兩個小時才能把工作做完。

O emekli olduğunda, oğlu işi devraldı.

他退休的时候,他儿子接手了他的生意。

Tom "Bu bir kadının işi" dedi.

“那是女人的工作,”汤姆说。

İşi yaptırmak için hepimiz dışarı çıktık.

我们全力以赴来完成工作。

George yeni işi hakkında çok hevesli.

乔治对自己的新工作充满热情。

Tom'a işi hakkında hiç soru sorma.

别问汤姆他的工作的问题。

Bu işi kendin seçtin, değil mi?

你自己选择了这份工作,是吗?

Erkek kardeşimin şu anda işi yok.

我兄弟現在沒工作。

Onun yapacak bir sürü işi var.

她有很多事要做。

Saat dörde doğru işi bitirmiş olmalıyım.

四點鐘前我必須做完這個工作。

Mümkünse yarına kadar bu işi yap.

如果可能的话,在明天前做好这个工作。

Onun işi, bir tur otobüsü sürücülüğüdür.

他的工作是驾驶观光巴士。

Tom'un burada yapacak bir işi yok.

湯姆在這裡沒有可做的事。

Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.

我用不到一小时就完成了这个工作。

Senin onayınla, işi ona teklif etmek istiyorum.

如果您同意, 我想給他這份工作。

Bu işi istiyorsan buna yarına kadar başvurmalısın.

如果你想要這份工作的話,就一定要在明天之前申請。

Onun işi kendi başına yaptığını düşünüyor musun?

你认为他是自己独立完成这份工的吗?

Bu işi ister misin yoksa istemez misin?

你想不想要這工作?

Onun için bu zor işi bırakmak istiyorum.

我想让她干这项艰难的工作。

Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.

汤姆努力工作按时完成工作。

Jim'in bir garson olarak bir işi var.

吉姆得到了一份服務生的工作。

- Hadi onu yapalım.
- Hadi yapalım şu işi.

我們試試看!

Tom Mary'nin kesinlikle işi kabul etmeyeceğini söylüyor.

湯姆說瑪麗絕不會接受這工作。

Bu işi yapmak için doğduğumu hep biliyordum.

我一直都知道我生來就是為了做這工作。

Ona üç gün önce işi bitirmiş olduğunu söyledin.

你告訴她你已經在三天前完成這個工作了。

Tüm bu işi bir günde yapmayı zor buluyorum.

我觉得很难用一天时间做完所有这些工作。

Her halukarda, bu işi yarına kadar bitirmek zorundayım.

無論如何我一定要在明天前完成這工作。

Ben bu kadar kısa bir zamanda işi bitiremem.

我無法在這麼短的時間內完成這份工作。

Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.

你工作太勤奋了。休息一会吧。

- İş çok ilgimi çekti.
- İşi çok ilginç buldum.

我覺得這個工作非常有趣。

Ben önümüzdeki Perşembe gününe kadar bu işi istiyorum.

我下週四前要這份工作。

Michael evde olduğu zaman onun işi pencereleri temizlemek.

在家里,麦克的工作就是擦窗户。

İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.

有好的開始, 工作就完成了一半。

Bütün bu işi tek başıma yapmak zorunda olmamalıyım.

我不应该一个人工作这么多。

Tom'un o işi bugüne kadar bitirmesine gerek yoktu.

汤姆不必今天就完成那工作。

O seni sevmese bile, sen hala işi bitirmek zorundasın.

即便她不喜欢你,你也要完成工作。

Bir günde bu miktarda işi bitirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum.

我覺得很難用一天就做完這麼多的工作。

İlginç bir işi var ama çok fazla beceri gerektiriyor.

他有个很有意思但很费功夫的工作。

O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.

當她在洛杉磯的時候, 她至少有六份工作。

Ben işi terk ediyorum, bu yüzden başka bir gün konuşalım.

我下班了,改天聊。

Sonucu hemen gördüğün için bu işi seviyorum; bu çok yararlı.

我喜欢这个工作因为它立竿见影,让人很有成就感。

- Çok ileri gittin.
- Çizmeyi aştın.
- İşi azıttın.
- Sen uzaklara gittin.

你太过分了。

Onun bu işi bu kadar kısa bir süre içinde bitirebileceğini ummuyorduk.

我们没指望过他在那么短的时间里完成工作。

Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

很明显,这不可能是一个人的工作。这就是为什么Tatoeba是一个合作项目。

Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.

廣告商最基本的工作就是把人的慾望轉化成需要。

- Onun altında çalışmaktansa istifa ederim.
- Onun emri altında çalışmaktansa işi bırakmayı tercih ederim.

与其让我在他手下干,我宁愿辞职。

- İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
- Bir ay içinde işi bitirmek tamamen imkansız.

這份工作絕對沒有可能在一個月之內完成。