Translation of "Yapamazsınız" in English

0.014 sec.

Examples of using "Yapamazsınız" in a sentence and their english translations:

Maalesef yapamazsınız.

- I'm afraid you can't.
- I'm afraid that you can't.

Bunu Tom'a yapamazsınız.

You can't do this to Tom.

Hiçbir şey yapamazsınız.

You can't do anything.

İstediğiniz her şeyi yapamazsınız.

You can't do whatever you like.

Siz ayda kamp yapamazsınız.

You can't camp on the moon.

Homeopatik tıpta doz aşımı yapamazsınız.

You can't overdose on homeopathic medicine.

- Bunu Tom'a yapamazsın.
- Bunu Tom'a yapamazsınız.

You can't do this to Tom.

İyi malzemeleriniz yoksa, iyi yemek yapamazsınız.

If you don't have good ingredients, you can't make good food.

- Artık bunu yapamazsın.
- Artık bunu yapamazsınız.

You can't do that anymore.

Sen yağ ve su karışımı yapamazsınız.

You can't make a mixture of oil and water.

- Elbette, onu kastedemezsiniz.
- Elbette, onu yapamazsınız.

Surely, you can't mean that.

Teşhis koymazsanız tedavi yapamazsınız. Önce teşhis koyacaksınız.

If you don’t diagnose, you can’t treat. First, you must diagnose.

Çalıştığınız hangi dil olursa olsun, sözlüksüz yapamazsınız.

Whatever language you study, you cannot do without a dictionary.

Bunu kendi başınıza yapamazsınız. O zaman arkadaşlarınız geliyor.

You can't do it alone. And that's when your squad has to come in.

Aslında, bugün arabayla yapabileceğiniz önemli bir şey yok, bunu yapamazsınız

In fact, there is nothing substantial that you can do with a car today, that you couldn’t

Para her şey değildir ama paranız yoksa hiçbir şey yapamazsınız.

Money isn't everything, but if you have no money, you can't do anything.

- İyi malzemeler olmadan iyi bir yemek yapamazsın.
- İyi malzemeler olmadan iyi bir yemek yapamazsınız.

You can't make a good meal without good ingredients.