Translation of "Kamp" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kamp" in a sentence and their english translations:

Kamp yapacağız.

We're going to go camping.

Kamp yapmaya gidelim.

Let's go camping.

Kamp yapmaya gitmeliydim.

- I should've gone camping.
- I should have gone camping.

Burada kamp kuracağız.

We'll camp here.

Kamp yapmayı seviyorum.

I love camping.

Kamp yapmaktan hoşlanırım.

I like camping.

- Kamp yeri tamamen ıssızdı.
- Kamp yeri tamamen terk edilmişti.

The campsite was totally deserted.

Bu mağarada kamp yapabilirdik

So we could camp in this cave,

Oyunlar, kamp ateşi gibidir.

Games are like a shared campfire.

Gölün yakınında kamp yaptık.

We made camp near the lake.

Gölün yanında kamp yaptık.

We camped on the side of the lake.

Tom kamp yerine döndü.

Tom returned to the campsite.

Kamp ateşi hâlâ yanıyor.

The campfire is still burning.

Onlar sahilde kamp yaptılar.

They camped on the beach.

Göl yakınında kamp yapacağız.

We'll make camp near the lake.

Tom kamp yapmaya gitti.

Tom has gone camping.

Kamp ateşinin etrafında oturduk.

We sat around the campfire.

Sen burada kamp yapamazsın.

You're not allowed to camp here.

Tom kamp yapmayı seviyor.

Tom likes camping.

Bu kamp yeri kapalı.

This campground is closed.

Siz ayda kamp yapamazsınız.

You can't camp on the moon.

Kamp gezisine devam etmeliyiz.

We should go on a camping trip.

Kamp yapmayı sever misin?

Do you like camping?

Ken kamp yapmayı sever.

Ken likes camping.

Kamp gezisi gerçekten çadırdaydı.

The camping trip was really in tents.

Gece kamp ateşinde oturdular.

They sat at their campfires at night.

Kamp yarın sona eriyor.

Camp ends tomorrow.

Tom kamp sandalyelerini açtı.

Tom unfolded the camp chairs.

Tom kamp ateşini söndürdü.

Tom doused the campfire.

Biz burada kamp kuracağız.

We'll set up camp here.

Tom hiç kamp yapmadı.

Tom has never been camping.

Kamp yerinden çok uzaklaşma.

Don't go too far away from camp.

Sahilde kamp yapmayı sever.

He likes camping on the beach.

Yanni bahçesinde kamp kurdu.

Yanni camped in his yard.

Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

We need to think about making camp somewhere.

Ya da ağaçta kamp kuracağız.

or we make a camp in the tree.

Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?

So, you want me to make a camp in the tree?

Tom kamp ateşine yakın oturuyor.

Tom is sitting by the campfire.

Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi.

My father suggested that we should go camping.

Onlar suyun kenarında kamp yaptılar.

They camped at the water's edge.

Ben çocukken kamp yapmaya giderdik.

We used to go camping when I was a kid.

Kamp ateşini yakan Tom değildi.

It wasn't Tom who lit the campfire.

Çadırda kamp yapmaktan nefret ediyorum.

I hate camping out.

Ağustos ayında kamp yapmaya gittik.

We went camping in August.

Onlar kamp ateşi etrafında toplandılar.

They gathered around the campfire.

Çadırımız kamp alanındaki tek çadırdı.

Our tent was the only one in the camping area.

Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.

The campsite isn't accessible by road.

Kamp ateşinin etrafında şarkılar söyledik.

We sang songs around the campfire.

Kamp ateşi yanıp kül oldu.

The campfire has burned down.

Onlar kamp ateşinin etrafında dinlendiler.

They relaxed around the campfire.

Kamp Teğmen Jackson'ın komutası altındaydı.

The camp was under the command of Lieutenant Jackson.

Her yaz kamp yapmaya giderdim.

I used to go camping every summer.

Tatil boyunca orada kamp yaptık.

We camped there over the holiday.

Tom sahilde kamp yapmayı sever.

Tom likes camping on the beach.

Tom kamp torbasını omuzunda taşıdı.

Tom carried the duffle bag on his shoulder.

Kampçılar kamp ateşinin etrafında oturdu.

The campers sat around the campfire.

Tom bir kamp gezisine gitti.

Tom went on a camping trip.

Tom bir kamp ateşi yaktı.

Tom made a campfire.

Tom kamp yerine geri döndü.

Tom headed back to the camp site.

Orada bir kamp alanı vardı.

They had a campsite there.

Kamp ateşinin etrafında şarkı söyledik.

We sang around the campfire.

Leyla, Sami'yi kamp gezisine götürdü.

Layla took Sami on a camping trip.

Tom'un ailesi kamp gezisine çıktı.

Tom's family went on a camping trip.

Tom bir kamp arabasında yaşıyor.

- Tom lives in a caravan.
- Tom lives in a camper.

Kamp yaparken iyi vakit geçirdim.

I had a good time camping.

Kamp ateşi etrafında dans ettiler.

They danced around the campfire.

Sami bir balıkçının kamp yerindeydi.

Sami was at a fisherman's campground.

Tom babasıyla kamp gezisine gitti.

Tom went on a camping trip with his father.

Kamp gezisi üç gün sürdü.

The camping trip lasted three days.

Orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

and do like the orangutans do, make a camp actually in the tree,

Yağmur yağdı ve kamp sona erdi,

It rained and cattle camp was ended,

Çocuklar kamp ateşi etrafında şarkı söylüyorlar.

- The children are singing around the camp fire.
- The children are singing around the campfire.

Yaz tatili boyunca orada kamp yaptık.

We camped there through summer vacation.

Kamp ateşine odun eklemeye gerek yok.

There's no need to add wood to the campfire.

Tom kamp ateşinin önündeki kütüğe oturdu.

Tom sat down on the log in front of the campfire.

Bütün aile kamp ateşinin etrafında oturuyordu.

The whole family was sitting around the campfire.

Tom ve Mary'yle kamp yapmaya gideceğiz.

We're going to go camping with Tom and Mary.

Tom bir arkadaşla kamp gezisine gitti.

Tom went on a camping trip with a friend.

Bu önümüzdeki hafta kamp yapmaya gidelim.

Let's go camping this coming weekend.

Kamp yaptığımdan beri birkaç yıl oldu.

It's been several years since I've been camping.

Bir hafta boyunca orada kamp yaptık.

We camped there for a week.

Önümüzdeki hafta Tom kamp kurmaya gidecek.

Tom is going camping next weekend.

Kamp yapmayı sevmiyorum. Sen seviyor musun?

I don't like camping. Do you like camping?

Kamp ateşine biraz daha odun koy.

Put more wood on the campfire.

Tom arkadaşlarından biriyle kamp yapmaya gitti.

Tom went camping with one of his friends.

Biz nehrin yanında kamp yapmaya gittik.

We went camping near the river.

Tom kamp ateşinde yemek pişirmeye alışkındır.

Tom is used to cooking on a campfire.

Tom bütün kamp alanını kendine ayırdı.

Tom had the whole campsite to himself.

Kampçılar kamp ateşi etrafında şarkılar söyledi.

The campers sang songs around the campfire.