Translation of "Yaşındaki" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yaşındaki" in a sentence and their english translations:

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

Ask a six-year-old, not a sixty-year-old.

10 yaşındaki kızı Abir'i,

shot and killed his [10]-year-old daughter, Abir,

- Sami 19 yaşındaki Leyla'yla çıkıyordu.
- Sami 19 yaşındaki Leyla'yla flört ediyordu.

Sami was dating 19-year-old Layla.

üç yaşındaki kızım, Amina, kolumdaydı.

my three-year-old daughter, Amina, was in my arm.

Dolayısıyla 32 yaşındaki bu baba

So this 32-year-old father was sent to "The Boat" --

Başlık parasıyla 15 yaşındaki çocuk

15-year-old boy with a title coin

Senin yaşındaki hâlime çok benziyorsun.

You're a lot like I was when I was your age.

3 yaşındaki erkek çocuk ve 88 yaşındaki kadın moloz altında gömüldükten sonra kurtarıldı.

A three year-old boy and an 88 year-old woman have been rescued after being burried under rubble.

İki yaşındaki yavrular tam erişkinliğe yakın.

The two-year-old cubs are almost fully grown.

Yetmiş yaşındaki babam hala çok aktif.

At seventy, my father is still very active.

Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.

My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.

Üç yaşındaki yeğenim beni yanaktan öptü.

My three-year-old niece kissed me on the cheek.

81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.

- The new venture was financed by a group of entrepreneurs.
- His 81-year-old grandfather is proud of him.

3 yaşındaki çocuğum harbiden sinirlerimi hoplatıyor.

My 3-year-old is really getting on my nerves.

Dört yaşındaki dahi bir senfoni besteledi.

The four-year old prodigy composed a symphony.

Sami, 32 yaşındaki bir trafik polisiydi.

Sami was a 32-year-old traffic cop.

Asistanım otuz yaşındaki Kanadalı bir adam.

My assistant is a thirty-year-old Canadian man.

- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile yatıyordu.
- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile uyuyordu.

Sami was sleeping with Layla's 16-year-old daughter.

- Senin yaşındaki insanların genellikle bu sorunu vardır.
- Senin yaşındaki insanlar, sık sık bu problemle karşılaşır.

People of your age often have this problem.

Bu, yüz yaşındaki birinin beyni gibi görünüyor.

This looks like a brain of somebody a hundred years old.

Bu beyin, 43 yaşındaki bir kadına ait,

Now this brain belongs to a woman who was 43 years old

10 yaşındaki Chang Wenxuan, bu öğrencilerden biri.

Ten-year-old Chang Wenxuan is one of these students.

10 yaşındaki küçük aklımdan çok şey geçiyordu.

I know there was a lot going on in my little 10-year-old mind.

O altı yaşındaki bir çocuk gibi ağladı.

He cried like a six-year-old.

Bugün anaokulundan dört yaşındaki erkek yeğenimi aldım.

Today I picked up my four-year-old nephew from kindergarten.

Tom on yaşındaki kızı Mary'yi taciz ediyordu.

Tom was molesting his ten-year daughter, Mary.

Senin yaşındaki insanların genellikle bu sorunu vardır.

People of your age often have this problem.

Tom sekiz yaşındaki çocuğa taciz girişiminde bulundu.

Tom attempted to molest the eight-year-old child.

Ben Hyogo Üniversitesi'nde kırk yaşındaki bir öğrenciyim.

I'm a forty-year-old student at Hyogo University.

Tom üç yaşındaki bir çocuk gibi ağladı.

Tom cried like a three-year-old.

Fadıl dokuz yaşındaki bir kıza vahşice saldırdı.

Fadil savagely assaulted a nine-year-old girl.

Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.

The victim was identified as 22-year-old Fadil Sadiq.

Sami, Mısırlı 26 yaşındaki bir güzelle karşılaştı.

Sami came across a beautiful 26-year-old from Egypt.

Üç yaşındaki kızım onu ​​parka götürmemi istedi.

My three-year-old daughter asked me to take her to the park.

Üç yaşındaki oğlum için bir randevu almak istiyorum.

I'd like to make an appointment for my three-year-old son.

On yaşındaki bir çocuk için o çok akıllıdır.

He is very clever for a boy of ten.

43 yaşındaki bir kadın kocasının vurularak öldürüldüğünden şüphelendi.

A 43-year-old woman suspected of having shot dead her husband.

Geçen ay 25 yaşındaki kızımız bir kız doğurdu.

Last month our 25-year-old daughter gave birth to a girl.

Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?

Why did my sixty-year-old landlord buy a trampoline?

Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.

Mary is smarter than most girls her age.

Tom onun yaşındaki çoğu erkek çocuğundan daha zekidir.

Tom is smarter than most boys his age.

Bu kitap beş yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği kolaylıkta.

This book is easy enough for a five-year-old child to read.

Benim on iki yaşındaki oğlum beyzbol oynamaktan hoşlanmaz.

My twelve year old boy doesn't like to play baseball.

Tom sadece normal bir on üç yaşındaki çocuk.

Tom is just a normal thirteen-year-old boy.

Sami en az iki katı yaşındaki insanlarla takılıyordu.

Sami hung out with people at least twice his age.

Beş yaşındaki oğluna doğum gününde yavru köpek aldı.

She gave her five-year-old son a puppy for his birthday.

15 yaşındaki çocuklara test yapıyoruz, binlerce çocuğa test yapıyoruz.

We make tests on 15 year-old children, we make tests on thousands of children.

İki yaşındaki oğlum için istediğim dünya da bu değil.

It's not the world I want for my two-year-old son.

Bir seferlik ünlü olmanın 14 yaşındaki versiyonu, değil mi?

The 14-year-old version of a one-hit wonder, right?

İki yaşındaki kızım için tıbbi bir muayene olmak istiyorum.

I'd like to get a medical examination for my two-year-old daughter.

İki yaşındaki bir çocuk bu kadar hızlı koşabilir mi?

Can a two-year-old boy run that fast?

Tom 15 yaşındaki bir kız gibi çığlık atmaya başladı.

Tom started screaming like a 15-year old girl.

Burası üç yaşındaki bir çocuğa göre bir yer değildir.

This is no place for a three-year-old kid.

Benim dört yaşındaki oğlum piyanoda küçük melodiler bestelemeyi sever.

My four-year-old son likes composing little melodies on the piano.

Benim on üç yaşındaki kız romantik film izlemeyi seviyor.

My thirteen year old girl loves to watch romance movies.

12 yaşındaki çocukların %90'ının düzenli olarak porno izlediğini biliyoruz.

we've got 90% of 12 year-olds watching porn on a regular basis.

Yada sekiz yaşındaki Asifa'nın tecavüz edilmesi ve öldürülmesinden sonra mı?

Or was it after eight-year-old Asifa, who was raped and brutally murdered?

Filipinler'de yedi yaşındaki bir kız ısırıldı ve ertesi gün öldü.

A seven year old girl in the Philippines was bitten and died one day later.

Ve orada 5 ila 17 yaşındaki kızlar için gönüllü oldum

and there I volunteered with girls ages five to 17,

70 yaşındaki bir adamla zorla evlendirilerek bir de hayatı karartılıyor

He is forced to marry a 70-year-old man and his life is darkened

Yüzlüyü tercih ediyordu . 30 yaşındaki Ney, terfisini bir kereden fazla

The 30 year-old Ney was now a proven brigade commander, despite refusing promotion more

Tom onun yaşındaki birçok erkek çocuğundan daha zeki ve bilgili.

Tom is more intelligent and sophisticated than most boys his age.

Bu teori, ilk kez bu 28 yaşındaki fizikçi tarafından önerildi.

This theory was first proposed by this 28 years old physicist.

Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.

This fairy tale is easy enough for a seven-year-old child to read.

Tom ve Mary üç yüz yaşındaki bir restoranda yemek yediler.

Tom and Mary ate at a three-hundred-year-old restaurant.

Tom, üç yaşındaki oğluna Noel için bir köpek yavrusu verdi.

Tom gave his three-year-old son a puppy for Christmas.

Ancak, 31 yaşındaki Saladin Adid’in pazarlık ettiği şeyden daha fazlası olun.

However, the 31-year-old Saladin proves to be more than what al-Adid has bargained for.

Yetmiş yaşındaki bir adam için o hala şaşırtıcı bir enerjiye sahip.

For a man of seventy, he still has surprising vigour.

22 yaşındaki bir kızın hiç erotik rüya görmemiş olması mümkün mü?

Is it possible that a 22 year old girl never had erotic dreams?

18 yaşındaki bir erkek, dün geceki bir partideki tartışmadan sonra hastanededir.

An 18-year-old male is in hospital after an altercation at a party last night.

Laura ve Sarah, sırasıyla 12 ve 8 yaşındaki iki kız kardeştir.

Laura and Sarah are sisters of twelve and eight years respectively.

Geçen ay bizim yirmi yaşındaki kızımız bir kız bebek dünyaya getirdi.

Last month our twenty-year-old daughter gave birth to a baby girl.

Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.

My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.

Benim iki yaşındaki oğlum onu beslemeye çalıştığım sağlıklı yiyeceğin bazısını yemeyecek.

My two-year-old won't eat some of the healthy food I've been trying to feed him.

Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.

Hundreds of police and volunteers are searching thick bushland for a missing three-year-old boy.

Onu piyano çalarken dinlesen onun asla sekiz yaşındaki bir çocuk olduğunu düşünmezsin.

If you heard him playing the piano, you would never think he is an eight-year-old boy.

94 yaşındaki bir adam evinin dışındaki karı kürekle temizlerken kalp krizi geçirdi.

A 94-year-old man had a heart attack while shoveling snow outside his house.

Onun yaşındaki bir kız için, Mary çok zeki, dikkat çekici düşünceler ifade eder.

For a girl of her age, Mary expresses very clever, remarkable thoughts.

- 81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.
- Yeni girişim bir grup girişimci tarafından finanse edildi.

The new venture was financed by a group of entrepreneurs.

Ve 34 yaşındaki Davout, yeni Mareşallerinin en küçüğü oldu. Dahil olması birçokları için bir sürprizdi

and Davout, aged 34, became the youngest of its  new Marshals. His inclusion was a surprise to  

On yaşındaki bir erkeğin bir hayvan yirmi yaşındakinin bir çılgın, otuzundakinin bir başarısızlık, kırkdakinin bir dolandırıcı ve ellisindekinin bir suçlu olduğu söylenmektedir.

It has been said that a man at ten is an animal, at twenty a lunatic, at thirty a failure, at forty a fraud, and at fifty a criminal.