Translation of "çıkıyordu" in English

0.004 sec.

Examples of using "çıkıyordu" in a sentence and their english translations:

Tom, Mary'yle çıkıyordu.

Tom was flirting with Mary.

Deneyim boşa çıkıyordu.

The experience was draining.

O zaman güneş çıkıyordu.

The sun was coming up then.

Tom komaya girip çıkıyordu.

Tom drifted in and out of a coma.

Sami siyah kızlarla çıkıyordu.

Sami dated black girls.

Zaman zaman hastaneye girip çıkıyordu.

due to curative breast cancer treatment.

Hepsinde de başarıyla çıkıyordu üstelik

all of them were coming out successfully

Sami Mısırlı bir kızla çıkıyordu.

Sami was dating an Egyptian girl.

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

And she'd come out and be very curious.

Balık temiz mavi gökyüzünden ortaya çıkıyordu!

Fish were falling out of the clear blue sky!

Mary daha genç bir adamla çıkıyordu.

Mary was dating a younger man.

Tom, babamla evlenmeden önce annemle çıkıyordu.

Tom dated my mother before she got married to my father.

- Sami merdivene tırmanıyordu.
- Sami merdiveni çıkıyordu.

Sami was climbing the ladder.

Ortadan kaldırma konusunda daha ön plana çıkıyordu.

about the isolating nature of the term plus size.

Tom'la tanıştığımda Mary adlı bir kızla çıkıyordu.

When I met Tom, he was dating a girl named Mary.

Leyla gizlice bir değil iki erkekle çıkıyordu.

Layla was secretly dating not one but two men.

Neredeyse annesi kadar yaşlı olan bir kadınla çıkıyordu.

He was dating a woman almost as old as his mother.

Her ikisi de gençken Tom Mary ile çıkıyordu.

Tom dated Mary when they were both teenagers.

Sami birkaç kızla çıkıyordu ama ciddi bir şey değildi.

Sami was dating a few girls, but nothing serious.

Onun ayakkabıları o kadar eskiydi ki parmakları onlardan dışarı çıkıyordu.

His shoes were so old that his toes were sticking out of them.

- Sami 19 yaşındaki Leyla'yla çıkıyordu.
- Sami 19 yaşındaki Leyla'yla flört ediyordu.

Sami was dating 19-year-old Layla.

- Odada en çok Tom'un sesi çıkıyordu.
- Odada en yüksek sesle konuşan Tom'du.

Tom's voice was the loudest one in the room.

- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla çıkıyordu.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla flört ediyordu.

Fadil was dating a Muslim woman from Egypt.

Tom kesinlikle geçen ay onu ziyaret ettiğimizde göründüğünden daha iyi görünüyordu ve sesi daha iyi çıkıyordu.

Tom certainly looked and sounded better than he did last month when we visited him.