Translation of "Altı" in English

0.027 sec.

Examples of using "Altı" in a sentence and their english translations:

(Altı ton)

(Six tones)

Neredeyse altı.

It's almost six.

Saat altı.

It's six o'clock.

- Altı yemekten seçebilirsin.
- Altı yemekten seçebilirsiniz.

You can choose from six meals.

Priya altı yaşında

Priya is six years old

Sadece altı yaşındaydı.

she was only six years old though.

Altı aylık bebekler.

watching a ball trying to struggle up a hill.

Altı bölüğe ayrılmışlardı.

The men were divided into six companies:

Köprünün altı karanlıktı.

It was dark under the bridge.

Saat zaten altı.

It's six o'clock already.

Saat neredeyse altı.

It's almost six o'clock.

Altı buçukta döneceğim.

- I will be back at half past six.
- I'll return at 6:30.

Onlar altı kişiler.

They are six people.

Altı saat bekleyin.

Wait for six hours.

Teslimat altı haftadır.

Delivery is six weeks.

- Altı profesör komiteyi oluşturur.
- Komite altı profesörden oluşur.

Six professors constitute the committee.

- O, altı kişiye bakıyor.
- O, altı kişiyi destekler.

He supports six people.

- Altı, yediden önce gelir.
- Yediden önce altı gelir.

Six comes before seven.

- Altı numara eldiven giyerim.
- Altı beden eldiven giyiyorum.

I wear size six gloves.

- Altı çizili sözcükleri düzeltin.
- Altı çizili kelimeleri düzeltin.

Correct the underlined words.

- Sami'nin altı çocuğu vardı.
- Sami'nin altı çocuğu oldu.

Sami had six kids.

Altı çizili sözcükleri düzeltin.

Correct the underlined words.

Altı çizili cümleleri çeviriniz.

Translate the underlined sentences.

O, altı otuz'da başlar.

It begins at six-thirty.

Oyun altı ay sürdü.

The play ran for six months.

Grup altı üyeden oluşur.

The group is made up of six members.

Ben altı fit boyundayım.

- I am six feet tall.
- I'm six feet tall.

Altı ay sonra evlendik.

Six months later we were married.

Kırsalda altı koyun vardı.

There were six sheep in the field.

Kira altı aylık ödenir.

The rent is paid for six months.

Kutuda altı elma var.

There are six apples in the box.

Mayısta on altı olacağım.

I will be sixteen in May.

Besleyecek altı nüfusum var.

I have six mouths to feed.

Sadece otuz altı yaşındaydı.

He was just thirty-six years old.

Altı aydır Çin'de yaşamaktayım.

I've lived in China for six months.

Pastayı altı parçaya böldü.

She divided the cake into six pieces.

O yalnızca altı aylık.

She is only six months old.

Altı ay Çin'de yaşadım.

I lived in China for six months.

Altı yıldır İngilizce çalışıyorum.

I have been studying English for six years now.

Ankara'da altı yıl yaşadı.

He lived in Ankara for six years.

Altı pencerenin hepsini kapattım.

I've shut all six windows.

Yaklaşık altı kilometre yürüdük.

We walked for about 6 kilometers.

Dokuz eksi altı kaçtır?

How many is nine minus six?

Yakında saat altı olacak.

It'll soon be six o'clock.

Köprünün altı çok karanlıktı.

It was pretty dark under the bridge.

Ben on altı yaşındayım.

- I am sixteen years old.
- I'm sixteen years old.
- I am 16 years old.

Biz altı iki kazandık.

We won six to two.

Altı yıldır Osaka'da yaşıyoruz.

We have lived in Osaka six years.

Zili altı kez çaldım.

I rang the bell six times.

Eylülde on altı olacağım.

I'll be sixteen in September.

Altı buçukta kütüphaneden ayrılacağım.

I'm going to leave the library at six-thirty.

Biliyorsun, altı çocuğumuz var.

We've got six children, you know.

Altı yıldır Tokyo'da yaşıyoruz.

We have lived in Tokyo for six years.

Mary'nin bikini altı siyahtır.

Mary's bikini bottom is black.

Altı okunmamış mesajın var.

You have six unread messages.

Tom'un gözlerinin altı torbalanmış.

Tom has bags under his eyes.

Tom'un altı çocuğu var.

Tom has six children.

Neden altı civarında uğramıyorsun?

Why don't you come over around six or so?

Altı buçukta seninle görüşeceğim.

- Let's meet at 6:30.
- I'll see you at six-thirty.

Sıfırın altında altı derece.

It's six degrees below zero.

Dan altı kez tutuklandı.

Dan has been arrested six times.

Böceklerin altı bacağı vardır.

Insects have six legs.

Altı gün Moskova'da kalacağım.

I'll remain in Moscow for six days.

Altı yaşından beri okuyabiliyorum.

I've been able to read since I was six years old.

Altı ay sonra evlendiler.

Six months later, they were married.

Çocuk altı yaşında olacak.

The child will be six.

Saat altı buçukta döneceğim.

- I'll return at 6:30.
- I'll return at half past six.

Altı civarında seni alacağım.

I will pick you up around six.

Seneye altı yaşında olacak.

She is going to be six next year.

Tom altı aydır çalışmıyor.

Tom's been out of work for half a year.

Biz altı yaşında olacağız.

We will be six.

Fadıl altı kere vuruldu.

Fadil was shot six times.

Ameliyat altı saat sürdü.

- The surgery lasted six hours.
- The operation lasted six hours.

Mary otuz altı yaşındadır.

Mary is thirty-six years old.

Sami altı yıldır Müslüman.

Sami has been Muslim for six years.

Sami altı bira içti.

Sami drank six beers.

Sami'nin altı çocuğu vardı.

- Sami had six children.
- Sami had six kids.

Altı aydır birlikte çıkıyorlar.

They've been going out together for six months now.

Sami altı gündür oradaydı.

Sami was there for six days.

Sami yaklaşık altı yaşındaydı.

Sami was about six.

Sami yirmi altı yaşındaydı.

Sami was twenty six years old.

Altı yaşındayken yüzebiliyor muydun?

Were you able to swim when your were six years old?

Günde altı derse giriyoruz.

We have six classes a day.

- Ondan on altı yaş küçüktüm.
- Ondan on altı yaş gençtim.

I was sixteen years younger than him.

- Sami altı çocuğunu geride bıraktı.
- Sami altı çocuğunu arkada bıraktı.

Sami left his six children behind.

- Sami altı yıl görev yaptı.
- Sami altı yıl hapis yattı.

Sami served six years.

- Altı sayfa okuduktan sonra sıktı.
- Altı sayfa sonra ilgimi kaybettim.

Six pages in, I lost interest.