Translation of "Yıkık" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yıkık" in a sentence and their english translations:

Yıkık bir evden geliyorum.

I come from a broken home.

Dan ve Linda yıkık bir dairede yaşadı.

Dan and Linda lived in a rundown apartment.

Onlar beşinci caddede yıkık kiralık bir evde yaşıyor.

They live in a rundown tenement on 5th St.

Holly Black, New Jersey'deki Viktorya tipi yıkık dökük bir evde doğdu.

Holly Black was born in a decrepit Victorian house in New Jersey.

- Tom büyük zaman kaybedendir.
- Tom katmerli bir ezik.
- Tom neye elini atsa kuruyor.
- Tom yıkık bir tip.

- Tom is a big time loser.
- Tom is a born loser.

- Tom katmerli bir ezik.
- Tom'un doğuştan bahtı kara.
- Tom neye elini atsa kuruyor.
- Tom yıkık bir tip.

Tom is a born loser.