Translation of "Yüzüleceğini" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yüzüleceğini" in a sentence and their english translations:

Nasıl yüzüleceğini öğreniyorum.

I've been learning how to swim.

Nasıl yüzüleceğini sana anlatacağım.

I'll tell you how to swim.

Onlar nasıl yüzüleceğini biliyor.

They know how to swim.

Nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyorum.

I want to learn how to swim.

Laurie nasıl yüzüleceğini bilir.

Laurie knows how to swim.

Mary nasıl yüzüleceğini bilir.

Mary knows how to swim.

Tom nasıl yüzüleceğini öğreniyor.

Tom is learning how to swim.

Nasıl yüzüleceğini öğrenmen gerek.

You need to learn how to swim.

O nasıl yüzüleceğini bile bilmiyor!

He doesn't even know how to swim!

Tom muhtemelen nasıl yüzüleceğini biliyor.

Tom probably knows how to swim.

Tom nasıl yüzüleceğini öğrenmek istedi.

Tom wanted to learn how to swim.

Nasıl yüzüleceğini biliyorum ama sevmiyorum.

I know how to swim, but I don't like to.

Bir turna balığına nasıl yüzüleceğini öğretemezsin.

You can’t teach a pike how to swim.

Nasıl yüzüleceğini her zaman öğrenmek istedim.

I've always wanted to learn how to swim.

Tom üç yaşındayken nasıl yüzüleceğini öğrendi.

Tom learned how to swim when he was three.

- Sana yüzmeyi öğretebilrim.
- Sana nasıl yüzüleceğini öğretebilirim.

I can teach you how to swim.

O, nasıl bir balık gibi yüzüleceğini bilir.

He knows how to swim like a fish.

Tom nasıl yüzüleceğini bilmediğini neden bize söylemedi?

Why didn't Tom tell us that he didn't know how to swim?

Fakat ablam nasıl yüzüleceğini oldukça iyi bilir.

But my older sister knows how to swim quite well.

O deniz kenarında yaşıyor fakat nasıl yüzüleceğini bilmiyor.

He lives beside the sea, but he doesn't know how to swim.

O denizin yanında yaşıyor fakat nasıl yüzüleceğini bilmiyor.

She lives by the sea, but she doesn't know how to swim.

Tom'un hâlâ nasıl yüzüleceğini hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom still remembers how to swim.
- I wonder whether Tom still remembers how to swim.
- I wonder whether or not Tom still remembers how to swim.

- Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
- Nasıl yüzülür bilmiyorum.
- Nasıl yüzüleceğini bilmiyorum.

I don't know how to swim.

- Çocuklarımın hepsi nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyor.
- Tüm çocuklarım yüzmeyi öğrenmek istiyor.

All of my kids want to learn how to swim.

- Nasıl yüzeceğimi biliyorum ama nehirde yüzmeyi sevmiyorum.
- Ben nasıl yüzüleceğini biliyorum ama nehirde yüzmekten hoşlanmıyorum.

I know how to swim, but I don't like swimming in the river.